KÖŞE YAZILARI

Yıl 1997… 

4306 Sayılı Kanun ile 1997 Yılı 16 Ağustos’unda zorunlu eğitim 5 yıldan KESİNTİSİZ olarak 8 yıla çıkarıldı. Karşı çıkanlar, destekleyenler derken tartışmalı aşamalardan sonra karar kabul edildi. Hala tartışılan, eleştirilen, unutulmayan hatta unutulamayan 28 Şubat süreciyle ilgili tartışmalar devam ediyor. Bu yasanın çıkarılma şeklinden dolayı hala kin, nefret duyanlar var gibi…

Yani 8 Yıllık kesintisiz eğitim Z(S)ORUNLU oldu. Aradan tam 15 yıl geçti ve geldik bu günlere.

Yıl 2012… 

Zorunlu 12 yıl eğitim yine Z(S)orunlu başladı. Yeni sistemle 28 Şubat post-modern darbesi sürecinin ürünü olduğu söylenen 8 yıllık kesintisiz eğitim kaldırılarak, yerine 4+4+4 şeklinde kademeli bir sistem getirileceği söyleniyor. 2010 yılı 18. Eğitim Şûrası'nın kararları dikkate alınarak hazırlanan ve Meclis'e sunulan kanun teklifiyle yine tartışmalar başladı. Okul öncesinin zorunlu olması altyapı eksikleri sebebiyle şimdilik ötelenmiş görünüyor.

Kesintisiz Eğitim Uygulamasına Sonnn…

Kanun teklifi, ilköğretim okullarını 4 yıl süreli ilköğretim birinci kademe, 4 yıl süreli ilköğretim ikinci kademe olarak yeniden düzenleniyor. Teklife göre, ilköğretim kurumlarının toplam eğitim süresi 8 yıl olacak. Bu okullarda kesintisiz eğitim yapılır ifadesi 4306 kanundan çıkarılıyor. Teklif ilköğretim birinci ve ikinci kademe okullarının bağımsız okullar olmasını da öngörüyor ancak şartlara göre birlikte de kurulabilecek söylemleri var. Ortaöğretim kurumları, ilköğretim kurumlarından sonra 4 yıllık zorunlu öğrenim veren genel, mesleki ve teknik öğretim kurumları olarak tanımlanıyor. Bu okulları bitirenlere de ortaöğretim diploması verilecek.

Sendikalar zorunlu eğitimin 12 yıl olması konusunda hemfikir görünüyorlar ama kesintili, kesintisiz, 4+4+4, 5+3+4, derslik ihtiyacı, 110 bin öğretmen ihtiyacı, sınıf öğretmenlerinin durumu, Kur’an Kursu, medrese, fiilen 4 yıl söylemi, 28 Şubat rövanşı, açık ilköğretim ve açık ortaöğretime devam edilebilecek gibi konularda ayrışmalar ve kaygılar oldukça fazla. Süreç çoook Z(S)orunlu yani…

Zaman ve Enerji Kaybı

Meclisin alacağı karar ne olursa olsun herkesi memnun etmek zor ve imkansız görünüyor. Kanun çıktıktan sonra da tartışma ve çatışmalar devam edecek gibi. Gönül ister ki Milli Mutabakatlı bir karar olsa da, Türk Eğitim Sistemi bu tür kısır döngülerden kurtulsa.

Bilgi çağı/dijital çağ dediğimiz ve her şeyin hızlı değiştiği, geliştiği, zaman ve insan enerjisinin çok önemli olduğu bu çağda güzel ülkemizin enerjisi ve önüne çıkan fırsatlar iyi değerlendirilse ne kadar güzel olur. Çocuk ve gençlerimizin Dünya ile yarışacağı bu çağda kendi iç yarışma ve çekişmelerimize son versek. Egolarımızı, siyasi ve dünya görüşlerimizi ülke çıkarları ve geleceğimiz için kullanabilsek.

Ne Desek Boş

Ne söylesek, ne yazsak da boş gibi! Ama biz yine de uyarılarımızı yapalım:

1-)Zorunlu eğitimin F@tih Projesi gibi bir projenin uygulamasını nasıl etkileyeceği hesaplandı mı?

2-)4+4+4 uygulaması öğretmenler ve okul müdürleri arasında(ilkokul, ortaokul, lise öğretmen/yöneticileri) ayrımcılığa sebep olabilir mi?

3-)Okulların fiziki yapılarının yeter ve yetersizliği hesaplandı mı?

4-)Merkez Teşkilatındaki yapılanma ortaya çıkacak sorunları çözebilecek altyapıya hazır mı?

5-)Program değişiklikleri, öğretmen eğitimlerinin getireceği maliyetler ve zaman (sistem oturuncaya kadar yine en az 4 yıllık zaman kaybı olur) planlandı mı?

6-)Köylerde ve küçük yerleşim yerlerinde açılacak 4 yıllık ilköğretim 1. Kademe okullarına kadrolu öğretmenler götürülebilecek mi, yoksa ücretli ve vekil öğretmenler verilerek eğitim kalitesi dibe mi çekilecek?

7-)Kapatılarak yıkılmış, çürümüş köy okullarının yerine yapılacak yeni okulların maliyeti hesaplandı mı?

8-)Hayatın zevki, sefası ve eğlencesini yaşayan hayalperest 4. Sınıf (9 yaş) öğrencisinin yönlendirilmesinin, gelecek yöneliminin belirlenmesinin uygunluğuna inanıyor musunuz?

8-)Zorunlu eğitim kararı politik mi,  yoksa ülke vizyonu mu?

Bu sorular şimdilik aklımıza gelenler. Daha çok sorular sorulabilir.

Bizce Eğitim…

5+3+4 olsun. Kesintisiz bölüm ortadan kalksın. İlköğretim aynı ya da eklentili okullarda devam etsin. Fakat 1-5. Sınıflar ile 6-8. Sınıfların girişleri, kullandıkları eğitim alanları ve özellikle tuvaletler ayrılsın ve yine tek yönetim altında devam etsin (TED Ankara Koleji ve benzeri özel okullar modeli).

 Ortaöğretim okullarının fiziki yapıları geliştirilerek 4 yıl olarak zorunlu olsun. İlköğretim 8. Sınıf ve ortaöğretim 9. Sınıflarda yönlendirme olsun. Çok Programlı Liselerin programlarından esinlenerek ortaöğretim okul tiplerine uyumlu hale getirilsin. 8 ve 9. sınıflarda profesyonel rehberlik hizmetleri uygulaması konularak bu gruplardaki öğrencilerin yetenek, beceri, ilgileri yönünde yetişme ve yönlendirme çalışmalarına ağırlık verilsin. Öğrencilerin Çoklu Zeka ve Öğrenme Stilleri belirlensin ve ortaöğretim alanlarına yönlendirmede ölçüt olarak kullanılsın.

10. Sınıftan itibaren alanlara yönlendirilsin. 10. Sınıfta seçtikleri alanlarda tam başarılı olamayanlar 11. Sınıfta başarılı olabilecekleri ORTAÖĞRETİM tip ya da programlarına yeniden yönlendirilsin.

Hız ve teknoloji çağında gençlerimiz bir an önce kendi alanlarına yönlensin, mesleki uzmanlık ve derinlikleri artsın. “Yarım imam dinden, yarım doktor candan eder” düsturuyla yarım bir nesil yetiştirme yerine “TAM, UZMAN, TEKNOLOJİK VE ÇAĞDAŞ BİR NESİL” yetiştirilsin… 

YIL 2023…

Böylece Türk Eğitim Sistemimiz Z(S)ORUNLU, tartışmalı, kaoslu  olmaktan kurtulup ZORUNLU, AKILCI VE VİZYONER olsun…