Hediye Kampanyamız:En fazla puan toplayan 3 kişiye 400TL'lik hepsiburada hediye çeki hediye ediyoruz..

KÖŞE YAZILARI

| Tüm Köşe Yazıları | Tüm Yazarlar | Yazıcı Dostu |


Mehmet Vural:1957 yılında Erzurum ilinin Şenkaya ilçesine bağlı Evbakan köyünde dünyaya geldi İlkokulu doğduğu köyde, ortaokul ve liseyi Oltu ilçesinde bitirdi. 1975 yılında girdiği Kırşehir Eğitim Enstitüsünden 1977 yılında mezun olarak sınıf öğretmeni oldu. Aynı... Devamı

Diğer Yazıları - Mesaj Yaz - Üye Profili
"KİTABIN YERİNE.. "

Kitabı hayatımızdan kovduk da yerine ne koyabildik dersiniz?

Çocukların tutunabildiği televizyonlar, cep telefonları ve bilgisayarlar, sorunu daha da içinden çıkılmaz noktalara getirmedi mi?. Ya şu adına medya dediğimiz iletişim canavarına ne demeli? Kitap recm edilirken “ikinci kirli sakallı Hoca” rolünü pek bir güzel oynamıştı hani..

Sonunda çocuklarımız kitapla birlikte doğayı, insanları, hayvanları ve diğer bütün canlıları hayatlarından kovarak kendilerini ekranlara mahkûm ettiler.. Her şeyi hazır olarak sunan televizyonlar ve bilgisayarlar, tıpkı bir uyuşturucu gibi insanların birey olma bilincini ve eleştirel düşünme yeteneklerini yok etmektedir. Bütün bir eğitim süreci içerisinde örnek şahsiyetlerle tanıştıramadığımız çocuklarımız ve dahi bizler, monitörler aracılığı ile sunulan değerleri ve kirlenmiş popüler kültürü birebir kendi hayatlarımıza taşıyıp kimliklerimizin birer parçası haline dönüştürmeye çalışıyoruz. İzlenme oranlarına bakılırsa ortalama Türk ailesinin yücelttiği bütün erdemler ekranlardadır.

Ekranlarda yaratılan illüzyonlarla gerçeklik duygumuz öyle bir tahrip ediliyor ki, orada gördüklerimiz sahih, kendi hayatlarımız bizlere hayal gibi gelmeye başlıyor. Sonunda onların istediği gibi giyiniyor, onlar gibi düşünüyor, ye dediklerini yiyor, istemediklerini yemiyoruz.

Yani ekranlarda ne diyorlarsa o..

Hülasa, okuyan, düşünen, araştıran bir toplumun önündeki en büyük engellerden birisidir ekranlar. Eğitim, din ve medya yoluyla empoze edilen ezberler ve düzmece yaşamlardır çocuklarımızı teslim alan ve bizi bilinçli topluma ulaştırmayan.. Her birisi başka bir kampın borazanı gibi zihin dünyamıza belli imgeleri, belli referans kavramları yerleştiriyor, kafalarımıza vura-vura ezberler dikte ettiriyor, fuzuli meşgul ediyor, aptallaştırıyor.

Zavallı koyunun, “Şu kuzucuğuma birazcık göz kulak olur musun?” dediği o sevimli kurt gibi kendisine teslim ettiğimiz hemen her şeyi yiyip tüketen medya ve ekranlar, evrensel üst değerleri umursamıyorlar bile.

Bir televizyon programında rahmetli Atilla İlhan şöyle demişti: “Geleneksel ahlâkı reddettik, batıcıların getirmek istediği batı ahlâkı ise bize uymuyor. Milli ahlâkımızı üretecek aydından ise ne yazık ki yoksunuz. Sonuç olarak toplumsal bir ahlâksızlıkla karşı karşıya kaldık..”

Bütün sığlıklarına ve sahte imajlarına rağmen milyonları esir alan manken, şarkıcı, dizi kahramanı, film yıldızı, köşe yazarı, mafya oğlanı, güzellik uzmanı ve diyetisyen gibi magazin cimcimelerinin su taşıdığı bu ilkel değirmen ne yazık ki insanları kendi istediği kıvamda öğütmekte ve zavallı okulun kayıtsız bakışları altında toplumu yeniden ve fakat negatif değerlerle inşa etmektedir..

Mevlâna’mız da öyle diyor ya; “çoban uyudu mu kurt emin olur..”

Eğitim süreci genç insanların eline bu canavarla baş etme yöntemlerini, en azından şimdilik vermekten uzak görünüyor. Hem kaldı ki günümüzde, gelen dalgalara karşı dayanıklı setler oluşturma gayreti yerine, kendini popüler canavarın kollarına atan bir okul var karşımızda. Bu yeni okulun çocuklara model olarak sunulabildiği tek değer ne yazık ki şarkıcı, oyuncu ve mankenlerdir. Maksadımız marjinalleri eleştirmek değil kuşkusuz. Bu toplumun onlara da ihtiyacı olduğunu düşünenlerdeniz. Sorunu bütünüyle televizyonlara ya da popüler kültüre de yüklemiyoruz elbette, asıl suç kendisine yeni ve çağdaş bir duruş tespit edemeyen okulundur.

Öğretmenlerini biçimselliğe kurban verdiği için öğreticilik görevini bütünüyle görsel medyaya, cep telefonlarına ve bilgisayarlara teslim eden okul ne yazık ki işlevini kaybetmek üzeredir. Geliştireceği yeni yöntemlerle, dikkatleri üst değerlere ve dolayısıyla kitaba çekmeyi başaramazsa eğer, birçok iyi şeyi şimdilik unutabiliriz.

Tuhaftır ki, okul henüz bunun farkına bile varmamıştır..






YORUMLAR
En yeni ve güncel etkinlikler için bizi takip edin

Yeni Yazılar E-Postanızda


E-Posta Adresiniz: