Hediye Kampanyamız:En fazla puan toplayan 3 kişiye 400TL'lik hepsiburada hediye çeki hediye ediyoruz..

KÖŞE YAZILARI

| Tüm Köşe Yazıları | Tüm Yazarlar | Yazıcı Dostu |


İbrahim Kaya:1974 yılında Erzurum ili Karayazı ilçesi Salyamaç köyünde doğdu.Babasının görevi nedeniyle ilkokulu aynı ilçenin Sukonak köyünde okuduktan sonra ,ortaokulu Erzurum’da ve liseyi ise Şanlıurfa’da tamamladı. 1996 yılında Uludağ Üniversitesi... Devamı

Diğer Yazıları - Mesaj Yaz - Üye Profili
"DOĞUDA BİR KÖYÜM BEN!"

Doğuda bir köyüm ben,yıkık,dökük,uzak,harap,garipsi…….

Ben,doğuda bir köyüm,çayır-çimen koktuğum ve akşam olduğunda yorgun başımı Anadolumun omuzlarına koyduğum….

Çocuklarım vardır benim, sarısından,beyazına,siyahından melezine,sevinçlisinden kederlisine,hoplayanına,zıplayanına,afallayanına,boncuk boncuk bakanına ve ellerini çırpanına kadar onlarca çocuk sesi.Tıpkı yatağına sadık,rengarenk bir şelale gibi.

Kana bulanırım bazen hiç yoktan var edilen bir kavgada,vurulup-dirilirim bir annenin sarı-sıcak kucağında.Yağmur olur,bulut olur düşerim bazen sapsarı başaklara ve bazen de güneşte kıvranır,yerde can çekişirken bulunurum……..

Doğuda bir köyüm ben, bir yamacım Nemrut’a,bir yamacım Karacadağ’a baktığında.Bir yanım ulaşılmaz Ağrı Dağı’nda kalır,mağrur ve asi… Bir yanım Fırat altında saklı, belki bir gün çıkagelirim.Her parıltıyı toprağında besleyen ben, lakin susuz kalır bahçelerim,bağlarım,çatlar dudaklarım ve sonunda yaprak yaprak dört bir yana savrulur,zamansız ölürüm.

Her kış uzanırım kar altında boylu boyunca,kendi yuvasına tünemiş baykuş misali, dünyadan habersiz  kesilirim.Çetin fırtınalara direnirim yalnız bir başıma.Bahar gelir,yeşil ile mavi ilk bende kucaklaştığında, bir yanım binlerce dala dönüşür, çiçek çiçek tomurcuklanır,gürül gürül su kesilir, vadilerime,sırtlarıma doğru bir hışımla akarım.

Adamlarım vardır benim,kalın bıyıklı,izbe odalarda kaçak tütünü ciğerlerine çekerken,öksürüklere boğulan. Annelerim vardır benim, taşlı dikenli  yamaçlarımda, yüzlerindeki bin yıllık çileyle mor koyundan bereket sağan.Taze gelinlerim vardır,bir şafak vakti çınlayan bir ağıtla,kederi  içime dolan.Gizli gizli sevdalar yaşanır bende,bir yaz akşamının serin meltemi değdiği tenimde.Gökyüzüne düşlerini işlerim o an,bir bilinmezliğe doğru,sonsuz bir uçurumda usul ususl kaybolurum.. Sevmek yaşamak,yaşamak da sevmektir dediğimde,bulanık bir yanılsama olur,derin bir iç çekişle saplanırım dilsiz sayılan bir benli kızın kalbine.

Ne taklidi bilirim, ne otantiği, ben doğuda bir başına kalakalmış,garip,uzak,amansız, bir varmış bir yokmuş tadında, bir köyüm.

Akşam, sakin,ağır ve sabırla konar bende.Çobanlar kavallarını ellerine aldıklarında, dağlarıma,vadilerime doğru lacivert renginde türkü olur da yağarım.Köpek havlamaları çocukların oyunlarına karışır birden ve karanlık gecelerimde başka bir yaşam tomurcuklanır bir yara gibi içimde.Tarla faresi gece karanlığını sever,bir yılan sinsice kendi avına uzanır.Akrep yedi boğum ve haindir,hep pusuda bekler.Masallar can bulur paslı kulaklarımda.Yağız yüzlü dedeler,suları okşarcasına  uykular tüketirken,gökte binlerce yıldız resmi aklımı alır, toprak kokulu damlarımda hayat,acemice ve nazlı olur...

Sonra gün aydınlanır nasıl anlatsam, tan yeri kızıla boyandığında  en erken ben uyanırım,bebek sesleri, horoz ötmeleri ve tezek kokulu soba dumanlarıyla yaşama gebe bir güne daha sevinçle merhaba derim.Sonra sırt sırta vermiş iki koca dağın kesiştiği yerde bir yol gözlerim hep,bir umut beklerim,bendeki çocuklara daha güzel bir dünya  vaadedecek.Bir öğretmen isterim bende,bulutlara baktıkça bulut,kuşlara baktıkça kuş ve yalnızlık içinde sularıma uzandıkça su oluveren..Nedendir bilmem böyle, gelişi bayramdır bana,gidişinde bir umman biter en can alıcı yerimde.Bu gidişle bahara varmaz sanırım, bir öğretmenin daha gelişi bitmeden, gidişine tanıklık eden gözlerim.Hep kaçan onlar,kovalayan ben olsam da, benim adım çıkar cehalete,yer yordam bilmeyene,gün ortasında çıkmaz sokakları yitirene.Ne iduğu bile bilemediğim kapkaççıya, tinerciye,namussuza,hırsıza,gündüz uslu bir çocuk,gece koynunda yılan besleyene.Suçlu ben olurum hep, okumamış,mürekkep yalamamış anne ve babaya yurtluk ettiğime.Oysa kaç bin yıldır çırpınıp dururum,aydınlansın sokaklarım,karanlıkta kalan kör kuytularımda çocuklar boğazlanmasın diye.Ama maviye çalan gözleriyle çocuklarım, bir ateşin titreyişiyle bekler  tepelerine doğacak güneşi,umutlarına çare olacak,mum misali erime pahasına etrafına aydınlık verecek,çorak topraklarında nehirler akıtacak  bir öğretmeni…..

Ben sizin doğuya bakan yanınız,öylesine yalnız,öylesine hatırlanmaya muhtaç,saflığımdan,aklığımdan bulutlar bir el uzatır,onlara tutunur bir arşa yükselirim.Öylesine suskun,öylesine mahzun,hani şu yolsuzluğum,yoksulluğum,çok uzaklarda varılamaz gibi görüldüğüm…..

Ve acım yanağınızı okşadığında,sol yanınızı kanatan varlığımla ben,doğuda bir köyüm.                                                            

İbrahim KAYA

http://www.idealistogretmenler.com/

“bir köy öğretmeni güncesi”






YORUMLAR
En yeni ve güncel etkinlikler için bizi takip edin

Yeni Yazılar E-Postanızda


E-Posta Adresiniz: