Hediye Kampanyamız:En fazla puan toplayan 3 kişiye 400TL'lik hepsiburada hediye çeki hediye ediyoruz..

KÖŞE YAZILARI

| Tüm Köşe Yazıları | Tüm Yazarlar | Yazıcı Dostu |


Nevzat Özer: NEVZAT ÖZER, PSİKOLOJIK DANIŞMAN VE REHBERLİK UZMANI Yozgat'ın Sorgun ilçesinde doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini burada tamamladı. Daha sonra Anadolu Üniversitesi'nde ön li­sans, Atatürk Üniversitesi'nde lisans, İnönü Ünivers... Devamı

Diğer Yazıları - Mesaj Yaz - Üye Profili
"Sınavlarla Evladını Değerlendirmenin Çıkmazı"

Bazen öyle oluyor ki velilerimizin bir kısmı hayatın anlamını, öğrenciliği; başarı, ders, sınav, fizik kimya, tarih, vs olarak görüyor.
 Her anne ve baba evladının her alanda başarılı olmasını ister. Ancak sadece sınavlar, onların başarısını ölçmek için bir kıstas olarak kabul edilmemeli. Sınavlar bir amaç değil bir araç olmalı.

             Velilerimiz, çocuğunun durumunu öğrenmek için okula geldiklerinde, ilk olarak sordukları sorulardan biri, çocuğunun dersleri oluyor. Hocam matematiği kaç, biyolojisi nasıl gibi ifadeler işte. Yani çoğu zaman, sadece derse indirgenmiş, sınav ağırlıklı sorularla karşımıza çıkıyorlar.
          Biz eğitimciler, bu soruların yanı sıra velilerimizden, evlatlarının hocalarıyla, arkadaşlarıyla olan ilişkileri, saygısı, sevgisi gibi karakteristik özelliklerinin de veli tarafından sorulmasını bekliyoruz. Her insanın kapasitesi ve potansiyeli elbette ki farklıdır. Herkes üniversiteli olacak diye bir şey yok. Bazen insanların kapasitelerini de fazla zorlamamak gerekiyor. Elma ağacından armut alamazsınız.

          Kişiliği oturmuş, sevgisini, saygısını öğrenmiş, büyüğünü küçüğünü tanıyan bir genç YGS ve SBS de başarılı olamayabilir ama gelecekte iyi bir anne ve baba alabilir. Ondan doğacak nesil de ailesini örnek alacaktır.

Hayatımızda anlam ifade eden rakamlar, sayılar ne yazık ki kişiliği, saygıyı, sevgiyi, karakteri, erdemi ölçemiyor. Okul hayatındaki başarı her zaman hayat okulundaki başarıyı getirmiyor…


           Her şey, sınav demek olsaydı, üniversite kazanmak olsaydı eğitimli insanların hiç suç işlememeleri gerekirdi.
Her meslek gurubunda ne yazık ki, mesleğini layıkıyla yerine getiremeyenler çıkabiliyor. Bugün, organ kaçakçılarıyla işbirliği yapan doktorlar; suçlularla ilişki kurmuş polisler ve daha nice meslek gruplarını TV’lerde görüyoruz.

         Eğitimlerini alıp, üniversitelerini bitirmişler; ama bizim derslerden, sınavlardan, üniversite diplomalarından daha önem verdiğimiz şeyler vardır. Bunlar “ insanlık, acıma, şefkat, vatan millet sevgisi, saygı, ahlak, vicdan, erdem vs gibi kavramlardır. Bunlar yoksa alınmış olan eğitimin ne kendilerine, ne ailelerine, ne de memlekete bir yararı olacaktır.

Nevzat ÖZER

"21.yy.da Anne ve baba olmak

yaşamı ve Kendinizi sorgulamak"

Kitaplarının yazarı

www.nevzatozer.net






YORUMLAR
En yeni ve güncel etkinlikler için bizi takip edin

Yeni Yazılar E-Postanızda


E-Posta Adresiniz: