KÖŞE YAZILARI

                         REHBER ÖĞRETMEN OLMAK

    Milli eğitimin gayesi yalnız hükümete memur yetiştirmek değil, daha çok memlekete ahlaklı,karakterli, cumhuriyetçi,inkılâpçı,olumlu,atılgan,başladığı işleri başarabilecek kabiliyete,dürüst,düşünceli,iradeli hayatta rastlayacağı engelleri aşmaya kudretli, karakter sahibi genç yetiştirmektir.

 Bunun için de  öğretim programları ve sistemleri ona  göre  düzenlemelidir.

                                                                                                   M. Kemal ATATÜRK-1923

          Değerli öğretmen arkadaşlarım ve sevgili velilerimiz,

Öğretmen olmak yazı dizisini hazırlarken aslında, yazımın içeriğini meslekteki yaşadığımız öğrenci sorunları ve veli ilişkileri idi.Fakat nasılsa yazı kendi uyumu içinde  iç sesimin de yardımı  ile   farklı  bir boyuta taşındı.

Çok uzun  zamandır , hazırlık aşamasında beklemekte ve son  aşamalarını düzenlemekle geçirdim ..

Biliyoruz ki; hepimiz öğretmeniz ve hepimizin farklı yorgunlukları ve zorlukları  yıllardır omuzladığımız severek yaptığımız bu işte  geçirmekteyiz. Zaman zaman    hak etmediğimiz durumlarla da  karşı karşıya kalmaktayız.

Verilen  bu emeklerin bize nasılda mutluluk verici olaylar  olarak döndüğünü de hepimiz yaşamışızdır. Aslında yazımın esas çıkış noktası da buradan kaynaklanmaktadır..Ve hepimiz sınıf öğretmeni olarak zaten bu rehberliği çok anlamlı ve özveriyle yapmaktayız.Yani öğrenci  bizim elimize evden  saf haliyle gelir.Önce ev terbiyesi sonra da okul terbiyesini alır.

Bizim esas mücadelemiz zor öğrencileri ortak hayatın içine katmak ve değer sahibi yapmaktır.Öğrenci merkezli yapılan eğitim sisteminde  zaten öğrenci günün büyük bir bölümünü  sınıf öğretmeni ile geçirmektedir.Yani önce  eğitim sonra da ders .Diğer bir ayak ta evde ki, sorunların çözülmesidir.

Yani aslında işimizin  nasılda zor olduğu ortadadır. Rehber öğretmenden önce sorunlar önce tarafımızdan çözülmesi beklenmekte ve bize ikinci bir görev verilmektedir. Aslında doğru olan da budur. Bütün günü beraber geçirdiğimiz öğrencinin her türlü sıkıntısını nerde nasıl davranacağımızı çok iyi bilmekteyiz.

Yine biliyoruz ki, her öğrenciye farklı uygulamalarla yaklaşmakta aynı dili kullanmamaktayız..Elbette ki bizi aşan sorunlarda okullarımızda bulunan rehberlik servisleri yardım etmekte ve bize gerekli desteği vermektedirler…

Gün içinde sınıf içinde yaşadığımız öğretmen – öğrenci ilişkisinde  yaşanılan davranışlar bizim mesleğimizdeki yeterliliğimizle de ilgilidir.

Bizim model olarak doğru örnek olmamız   bu noktada çok önemlidir. Bizler etkileşim dilini iyi kullanırsak, kendimiz onlara iyi ifade edersek ve sınırsız sabrımızı ve sevgimizi doğru dille anlatırsak, onları tanımak için emek verirsek  biliyorum ki,; aşamayacağımız sıkıntı çözemeyeceğimiz sorun yoktur.

Değerli öğretmen arkadaşlarım, bu yazı dizisinde sınıf içinde yaşadığımız sorunları  alt başlıklar halinde sizlerle  paylaşacağım.  

                                                   Ayten Işıldağ                              Sevgiyle kalın.