Forum | Sınıf Öğretmeniyiz Biz | Sınıf Öğretmenlerinin Kaynak Sitesi | http://www.sinifogretmeniyiz.biz
Hediye Kampanyamız:En fazla puan toplayan 3 kişiye 400TL'lik hepsiburada hediye çeki hediye ediyoruz..

Beni Etkileyen Yazılar


Ahmet  Öztürk
Aktif Üye - Veli
- (misterno_17)
Cevap:Beni Etkileyen Yazılar (2.5.2013 16:02:49)

GÖNÜL SOFRASI

Önce sevgiyle başlayacaksa her şey;bizler,sizler,onlar ..velhasıl tüm dünya..Sarmalı her yanı,örmeli her şeyi sevgiyle..Yaşarken bazen istesek te ölümü,aslından ölürken seveceksek yaşamayı...Neden paylaşmıyalım gönül sofrasını ?

Doğduğunda sorulmaz yaşamak istenip istenmediği.. Gariptir zaten anadan doğma gönüller..Her uzva verilir az çok da; nedense hiç akıl olmaz gönüllerde..Onun için yasası kuralı yoktur ya sevginin..ve onun için acıdır sevdalar..

Şimdi gelin öylesine sevgilerle kuralım..Birikimlerle yazalım sevginin yasasını..Dostça dostluklarla dostluğu yaşatalım..Kurulalım gönül sofrasını..

Gelsin taptaze umutlar..Mezelerin tümü içten,taze ve tertemiz olsun.. Olsa da acısı..Dertler gözlerde ıslansın,aksın gitsin damla damla kadehlere.. Ve dostça paylaşılsın yudum yudum… Şerefe.. Çekinmeyelim hiç..Oturalım şöyle baş köşelerine sofranın..Misafir olalım ,misafir edelim.. Buyrun.. Oturun.. Hoş geldiniz.!!!.

Herkez bir rasathane,gözlemevi sorumlusu..Gözleyen,irdeleyen,anlatan,tartışan düşündüren..Anlatmalı..Daha iyi tanımalı,tanıtmalı...Kimimiz sesin masalında sevdalı..Koynunda sözcükler,tanımlar ,şiirler getiren.. Kimi umut olmalı düşüncelerde geliştirilen.. Kimi çocuk gibi göğüste büyütülen.. Zaman zaman bir sevda, bir sembol belki de bir simge.. Kimileri duygulara tercüman..

Kimi isterse taksın koluna yalnızlığı, isterse içine çeksin bahar dolu sevgileri..Düş kursun, hayal kursun..İsterse gerçeğe dönüştürsün elindeyken yaşamak. .Oturalım hele gönül sofrasına .. Neler var görelim .. Beğendiklerimizi alalım gönlümüzce.. Daha iyi tanıyalım.. Daha güçlü daha güvenli olalım soframızda..

Gönlün mezesi sevgi.. Sofrada binbir çeşidi sevginin..

Haydi şerefe.. Haydi kaldırın kadehleri.. Haydi paylaşmaya haydi dostluğa hadi sevgiye.. Haydi şerefe.. Yarasın ..



İmza:"şimdi elini vicdanına koy...bulamadın değil mi..?"
Bu mesaja teşekkür edenler:(3): Burhan Şağban, Mustafa A., G@lip G@lip,
G@lip  G@lip
Uzman Üye - İlkokul Öğrencisi
- (galip_k)
Cevap:Beni Etkileyen Yazılar (3.5.2013 10:57:58)

Deniz yavaşlamadan önce takometreye baktı:

Hız limitinin 90 km olduğu yerde 110 km ile gidiyordu ve son dört ay içerisinde dördüncü defa polis tarafından durduruluyordu.

Bir insan nasıl bu kadar şanssız olabilirdi..?

Deniz arabasını sağa çekti.

İnşallah şu anda yanımızdan daha hızlı bir araba geçer diye düşünüyordu.

Polis elinde kalın bir not defteri ile arabadan indi.

Bu polis camiden tanıdığı Ali değil mi..?

Deniz iyice arabasının koltuğuna sindi.

Bu durum bir cezadan daha kötüydü.

Camiden tanıdığı bir polis hemde hızlı gidip trafik kurallarını ihlal ettiği için.

İyi günler Ali. Birbirimizi yeniden böyle görmemiz çok ilginç.

İyi günler Deniz. Ali gülümsemiyordu.

Beni; Eşimi ve çocuklarımı görmen için eve giderken yakaladın.

Evet öyle.

Ali umursamaz görünüyordu.

Son günler eve hep çok geç geldim. Çocuklarım beni uzun süredir hiç görmedi.

Ayrıca zeliha bana bu akşam mantı içli köfte ve biftek yiyeceğimizi söyledi. Ne demek istediğimi anlıyor musun..?

Evet ne demek istediğini anlıyorum. Ayrıca trafik kurallarını ihlal ettiğini de biliyorum diye cevapladı Ali.

Eyvah bu taktik fazla işe yaramayacak gibi. Taktik değiştirmek gerekli diye düşündü Deniz.

Beni kaç ile giderken yakaladın..?

110 km lütfen arabana girer misin..? dedi Ali.

Ah Ali bekle bir dakika lütfen. Seni gördüğüm anda Takometreye baktım. Sadece 85 km ile gidiyordum.

Lütfen Deniz arabana gir diye üsteledi Ali.

Deniz canı sıkkın bir şekilde arabasına girdi kapıyı çarparak kapattı. Ali not defterine bir şeyler yazıyordu.

Ali niye benim ehliyetimi ve araba ruhsatımı istemiyor ki diye düşündü.

Deniz ne olursa olsun bundan sonra camide de bu adamın yanına oturmaktansa bir kaç gün Deniz camiye gitmeyecekti.

Ali kapıyı tıklatıyordu. Deniz arabasının penceresini 5 cm kadar açtı. Ali Deniz'e bir kağıt verdi ve gitti.

Ceza değil bu diye kendi kendine söylendi Deniz. Bir anda sevinmişti. Bu bir yazıydı ve kağıtta şunlar yazıyordu:

Sevgili Deniz benim bir kızım vardı. Altı yaşındayken çok hızlı araba kullanan biri tarafından öldürüldü.

Bu kazadan dolayı adam cezalandırıldı.

3 yıl hapishane cezasıydı bu. Bu adam hapishaneden çıkınca kendi çocuklarına sarılıp öpüp onları tekrar koklayabildi ama ben öpebilmek için cennete gidinceye kadar beklemem gerekiyor.

Bin defa adamı affetmeye çalıştım Bin kerede başardığımı zannettim. Belki başarmışımdır ama hala kızımı düşünüyorum.

Lütfen benim için dua et ve dikkat et.

Deniz tek bir oğlum kaldı.

Deniz 15 dakika kadar bir süre yerinden kıpırdayamadı.

Daha sonra kendine gelip yavaş yavaş evine gitti.

Evine varınca çocuklarına ve eşine sıkıca sarıldı.

Hayat çok değerli sürekli dikkat et. Dikkatli araba kullan ve başkalarının hakkına saygı göster.

Hiç bir zaman unutma istediğin kadar araba satın alabilirsin.

AMA İNSAN HAYATINI ASLA..!


İmza:
Bu mesaja teşekkür edenler:
M.  Can
Çalışkan Üye - Diğer
- (mcan60)
Cevap:Beni Etkileyen Yazılar (4.5.2013 10:47:02)

Kedi korkusundan devamlı endişe içinde yaşayan bir fare varmış.
Olağanüstü güçleri olan biri, fareye acır ve onu bir kediye dönüştürür.

Fare, kedi olmaktan son derece mutlu olacağı yerde, bu kez de köpekten korkmaya başlar.

Büyücü bu kez onu bir kaplana dönüştürür.
Kaplan olan fare, sevineceği yerde avcıdan korkmaya başlar.
Büyücü bakar ki, ne yaparsa yapsın farenin korkusunu yenmeye imkan yok. Onu eski haline geri döndürür. Ve der ki:

"Sen cesaretsiz ve korkak birisin. Sende sadece bir farenin yüreği var. O yüzden ben sana yardım edemem."

Cesaretin Bittiği Yerde Esaret Başlar...

(Düşünen Palyaço sayfasından alıntıdır)

İmza:
Bu mesaja teşekkür edenler:(3): Şeniz Karaşah, Hanife Şimşek, G@lip G@lip,
G@lip  G@lip
Uzman Üye - İlkokul Öğrencisi
- (galip_k)
Cevap:Beni Etkileyen Yazılar (4.5.2013 18:54:24)


Vaktiyle bir derviş berbere gidip:

- Vur usturayı berber efendi, der.
Berber dervişin saçlarını kazımaya başlar ve diğer tarafa usturayı vuracakken, mahallenin kabadayısı içeri girer.
Doğruca dervişin yanına gider, başının kazınmış tarafına sert bir tokat atarak:

- Kalk bakalım kabak, kalk da tıraşımızı olalım, diye bağırır.

?Dövene elsiz, sövene dilsiz? olan, halktan gelen her şeyin Hak?tan geldiğine inanan derviş, sabreder. Fakat kabadayının tıraş esnasında da dili durmaz, sürekli alay eder derviş ile: 'Kabak aşağı, kabak yukarı.'

Nihayet tıraş biter, kabadayı dükkandan çıkar. Henüz birkaç metre gitmiştir ki, kontrolden çıkan bir at arabası yokuştan aşağı hızla üzerine gelerek kabadayıyı altına alıp sürükler. Kabadayı oracıkta feci şekilde can verir. Berber dervişe bakar, sorar:

- Biraz ağır olmadı mı derviş efendi?

Derviş düşünceli bir şekilde cevap verir:

- Vallahi gücenmedim ona. Hakkımı da helal etmiştim. Gel gör ki, kabağın da bir sahibi var. O gücenmiş olmalı!


İmza:
Bu mesaja teşekkür edenler:(1): Şeniz Karaşah,
Ahmet  Öztürk
Aktif Üye - Veli
- (misterno_17)
Cevap:Beni Etkileyen Yazılar (6.5.2013 08:54:19)

Ah şu yalnızlık halleri... Duvarlara, şarkılara, sayfalara, elindeki saza ve derin nefeslerle çekilip sonra efkârla savrulan dumana pay ederek, yarı uykulu yarı uykusuz geçen gecenin sabahında, daha afyon patlamadan, ensede patlayan okkalı bir tokat gibi üç adım öne tökezletip, " sen hala burada mısın? " dedirten,

Ama, o şamarın tesirinden midir nedir, beynin düşünme ve tahlil etme hücrelerini aktif hale getiren, Bin bir sorunun zihni alabora ederek uçuştuğu,Her cevabın başka bir soruyla buluştuğu,Yaşam gailesi içinde ertelenen ya da " şimdi buna vaktim yok " diyerek aykırılanan duyguları daha çok kışkırtan,

Özlemin , sitemin , pişmanlığın , itirafın , aşkın, sevdanın, yönelişin,ibadetin bünyede ne kadarıyla var olduğunun tespit edildiği, velhasıl manevi bünyenin yara aldığı her hassanın onarıldığı, inziva anları....

Biraz melankolik, Biraz şizoid. Ama hesap bitip kapı açıldığında, eşikten atılan ilk adım, verilen kararların dinçliğinde ve taptaze.

İnsana yalnızlık hissini veren, beklentilerinin beklediği gibi tatmin edilemeyişi midir? Yoksa, hissedişlerinin, yönelişlerinin,.. ondan beklentileri olanları hayal kırıklığına uğratmış olması mıdır?

Yoksa neden yeniden çocuk olmayı, her şeye sıfırdan başlamayı, hatta mümkünse hep çocuk kalmayı ister olsun ki insan?Ya da neden ölüm cazibeli gelsin ki, Açmazlar sıkıştırdığında, ne gariptir ki binlerce yıldan bu yana, ya " keşke çocuk olsam" der, ya da "ölsem de kurtulsam " der insan. Oysa, içindeki çocuğun farkına vararak ve ölümü hiç unutmayarak yaşayabilmeyi başarmanın bir yolu olmalı....

...SELDA İYİEKMEKÇİ...



İmza:"şimdi elini vicdanına koy...bulamadın değil mi..?"
Bu mesaja teşekkür edenler:(2): Şeniz Karaşah, G@lip G@lip,
Ahmet  Öztürk
Aktif Üye - Veli
- (misterno_17)
Cevap:Beni Etkileyen Yazılar (8.5.2013 14:56:45)

bir şarkının yüreğinden öptüm cezayir sokağında

Önce eğilip öptüm eksiliğimden, sonra yorgunluğumu alıp yanıma ağzımda ayarı kaçmış onlarca kelimeyle usulca yürüdüm. Ta ki birbirine karışmış yüzlerce rengin içinden geçerken çiçekleri hiç koklamamış, hep bir kitap arasında unutmuşluğun mahcupluğuyla. Göz alıcı bir illüzyonist edasında süzerken ışıkları renkten renge karışıverdim, olanağı olmayan bir sevinç
olup çıktı çıldırmak denen delilik ve ağzımda her şeyi sevilebilir kıldım Cezayir sokağında…
Bir şarkı gitarın telleriyle ve flütün nefesiyle yanı başımıza getirdiğinde ıhlamur ağaçlarının
kokusunu, baştan aşağı Akdeniz olduk dilimlenmiş limonun bir bardak birayla sevişmesinde.
Sonra içli bir söylenceye dalgınlımızı bağışlarken hüznü oynadık Fransız balkonlu evlerin sardunyalarına.
Dilimizden hiç çıkarmadık bunca zaman biriktirdiğimiz kelimelerin seslerini, sustuk hep,
Ağırdık belki de kendimize ölmelere. Oysa en çok ta yoksunluk sızlatırdı burnumuzun direğini bilirdik de… Ama her şeye rağmen acı ağzımızın kıyısına vuran koca bir gülüş olurdu inadına.
Sarhoş harflerimizle gülümsedik kaçak gözlerimizin mülteci korkusuna. Masadaki karides tavası göz kırparken kızarmış patatese işte o an sevdim romantizmi. Bir mum ışığını düşünüp pencereye düşen ay oldum birden bire. Sonra bir serçe telaşıyla uçup öptüm bir şarkının yüreğini ağız dolusu. Sokak lambaları, masadaki bardaklar, hatta balkonda duran kedi bile güldü telaşıma. Ve ıslandı dudaklarım adını koyamadığım bir bahara tomurcuklanırken…
Aslında sesim kimsesizliğimdi, içinde kendi yalnızlığına şarkılar söyleyen bir adamdım belki de işte bu yüzden sağırdım her şeye. Susmakla yer değiştirip üşüyen endişelerime sarılmaya karar verdiğimde dudaklarıma yapışan o şarkının içinde unutulmak istendim bir an, bütün renklerin birbirine sarıldığı duvarlarda.
bundan sonrası kırmızı kiremitli evlerin sardunya kokulu pencerelerin, bir ikindi vaktinin gündelik sevinçleriydi gözlerimin sessizliğinde gökçeleşen.

Her şey tarçın kokusu tadında hala… Gülüşünü içime çekerken…
Avucumda avucunun izleri
Hadi, artık içebilirsin kahveni…


İmza:"şimdi elini vicdanına koy...bulamadın değil mi..?"
Bu mesaja teşekkür edenler:(1): G@lip G@lip,
G@lip  G@lip
Uzman Üye - İlkokul Öğrencisi
- (galip_k)
Cevap:Beni Etkileyen Yazılar (8.5.2013 15:52:25)

Musa as zamanında adamın biri Musa (as) sorar:

''-Ya Musa dünyanın en günahkar adamı kimdir?''
Musa (as) Allah (cc) ile Tur Dağı'nda kelam ettikden sonra sorar:

''-Yarabbi senin kulların içinde en günahkar kul kimdir?''
Allah (cc):

''-Ya Musa sen biraz sonra burdan ayrıldıkdan sonra senin yanından bir çocuk ile babası gececek.

O adam dünyanın en günahkar insanıdır'' der.

Ve öyle olur adam ile bir çocuk yanından geçer ve o günahkarı görür. Aradan belli bir zaman geçer

yine sorarlar Musa (as)' a:

''-Peki dünyanın en günahsız insanı kimdir ya Musa?''

derler. Musa (as) yine Allah (cc)'a müracaat eder:

''-Ya Rabbi peki senin dünyadaki en günahsız kulun kimdir?'' der. Allah azze ve celle:

''-Ya Musa sen buradan ayrılırken yanından bir çocuk ile babası geçecek işte o adam dünyanın en günahsız insanıdır!'' der.
Musa (as) bakar ki dünkü adam ile aynı adam:Hz Musa:

''-Ya Rabbi!'' der, dün dünyanın en günahkar insanı iken nasıl olur da bugün en günahsız adamı olur?''

Allah (cc) der ki:

''-Ya Musa senden ayrıldıkdan sonra bu çocuk ile babası deniz kenarına gittiler. Çocuk babasına sordu:

-Babacım bu kumlardan daha büyük ne var ?''

Babası:

''-Oğlum bu kumlardan daha büyük deniz var dalgası var köpükleri var.'' Çocuk tekrar:

''-Peki babacım bu denizden büyük ne var?''

''-Babanın günahları yavrum'' der. Çocuk ya bu, sorar:

''-Peki babacım senin günahlarından daha büyük ne var?'' Adam cevaben der ki:

''-Babanın günahlarından daha büyük Allah'ın merhameti var oğlum'' der. Allah (cc) Musa (as)'a :

''-İşte ya Musa o günahlarından daha büyük bir merhameti olan Beni bildi. Ben de onu affettim...''

İmza:
Bu mesaja teşekkür edenler:(1): Ahmet Öztürk,
Ahmet  Öztürk
Aktif Üye - Veli
- (misterno_17)
Cevap:Beni Etkileyen Yazılar (9.5.2013 11:10:25)

"KARAR VERMEKTE GEÇ KALIRSAN, VERİLEN KARARA UYARSIN,..İSTEMESENDE...! "
ÖNÜM ARKAM SAĞIM SOLUM.... SOBE ...DEMEDEN ÖNCE....

DUYGUSAL VE DÜŞÜNSEL ATAKLARIMIZIN, GÖRÜNENLERDEN ETKİLENEREK AÇIĞA ÇIKTIĞI DOĞRU ELBETTE,..AMA, YAZILANIN TAKTİRİ SEBEPLERLE YAŞANTIMIZDA TECELLİ EDİYOR...

HER TECELLİDE İÇİMİZDEKİ VESVESE KABİLESİ :

" BAK GÖRDÜN MÜ.....,"" HAH İŞTE BEN DEMİŞTİM.....,"" YA ŞİMDİ NE OLACAK.....,"" KESİN,......"" ŞÖYLE Mİ,... BÖYLE Mİ..."

VE DAHA BİR ÇOK FISILTIYLA, DENGEMİZİ KAÇIRIYOR...HANİ, AKILLI DÜŞÜNÜRKEN APTAL, KÖPRÜYÜ GEÇERMİŞ DURUMUNA DÜŞÜRÜYOR... KARARSIZLIK HALİMİZ... HALBU Kİ APTILLIĞIN MEZİYETİNDEN DEĞİL, AKILLI TAKIMININ MÜŞKÜLPESENTLİĞİNDEN ORTAYA ÇIKAN BİR DURUM BU....

AMMA VE LAKİN... TEVEKKÜL BABINDA DÜŞÜNCE İLE OLANDA HAYIR ARAMAK, OLMASI MUHTEMEL OLANA TEDBİR ALMAK LAZIM GELİR. YOKSA YOLLAR VE SEÇENEKLER HİÇ BİR ZAMAN BİTMEZ... BİTEN ÖMRÜMÜZDÜR, GERİ DÖNÜŞÜ OLMAYAN VE YALNIZCA BİZE ÇALIŞAN KRONOMETREYİ DURDURUVERİR MUKADDERAT.

O DA BİR TERCİHTİR AMA, KABUL EDİLMEK ZORUNDA OLUNAN MECBURİYETTİR ARTIK, " EH OLSUN BARİ" DEDİKLERİMİZ..... BİR VAKİTLER, BAŞKA BEKLENTİLERLE BURUN KIVIRDIKLARIMIZA İNAT, SIKI BİR DERSTİR BELKİDE,.. SON TAHLİLDE....:"KARAR VERMEKTE GEÇ KALIRSAN, VERİLEN KARARA UYARSIN,..İSTEMESENDE...! "


SELDA İYİEKMEKÇİ..

İmza:"şimdi elini vicdanına koy...bulamadın değil mi..?"
Bu mesaja teşekkür edenler:(1): G@lip G@lip,
G@lip  G@lip
Uzman Üye - İlkokul Öğrencisi
- (galip_k)
Cevap:Beni Etkileyen Yazılar (9.5.2013 11:34:22)

Niçin bu kadar geç kaldınız?

Cerrahın telefonu çalar,arayan hastahane sekreteridir.

-Buyrun sizi dinliyorum.

-Sayın hekim, ağır hasta var, acele bütün işinizi bırakın gelin.

-Geliyorum deyip hekim telaşla yola düştü.

Hekimi hastahanede hastanın babası hışımla karşıladı:

-Benim oğlum ölüm döşeğindedir, ne için bu kadar geç kaldınız? Sizin kendi oğlunuz olsaydı yine böyle yaparmıydınız?

Cerrah gülümsedi:

-Bana haber verilir verilmez acelece geldim. Bir de unutmayin ki, hayat ve ölüm Allah'ın elindedir.

Cerrah emeliyyat odasına dahil oldu. Ameliyat iki saat sürdü. Cerrah odadan çıkıp koridordaki babanın yanından sakince geçip gitti.

Ardından yardımcı hekim çıktı. Babaya "oğlunuz yaşayacak" dedi.

Baba bir an sevindi, sonra yine hiddetlenip dedi:

-Bu cerrah cok kötü ve insafsız bir adam. Ne vardı yani, çıkarken bana iyi haberi o verseydi.

Yardımcı hekimin gözleri doldu ve adamı hayatı boyunca pişmanlığa sevk edecek olan şu cavabı verdi:

-Cerrah cok güzel insandir. Onun oğlu otomobil kazasında bugün vefat etti. Biz onu defin merasiminden cağırdık.

Oğlunun defin merasimini yapamadan sizin oglunuzun şifasına vesile olmak için hastahaneye geldi.



İmza:
Bu mesaja teşekkür edenler:(3): Ahmet Öztürk, Şeniz Karaşah, Ayşe Bengisu,
Ahmet  Öztürk
Aktif Üye - Veli
- (misterno_17)
Cevap:Beni Etkileyen Yazılar (9.5.2013 16:22:06)

Öyleyse Hayat Güzel
Evini bir davet sonrası temizlemek için saatlerce uğraşıyorsan.........Bir çok arkadaşın var demektir

Faturalarını ödeyebiliyorsan......Bir işin var demektir.

Pantolonun biraz sıkıyorsa...... Aç kalmıyorsun demektir.

Gölgen seni izliyorsa...... Güneş ışığını görüyorsun demektir.

Otobüsten indiğin yerden işyerine yolu uzun buluyorsan......Yürüyebiliyors un demektir.

Yanındaki adamin sesinden rahatsız oluyorsan......Duyuyorsun demektir.

Camları silmen , çatıyı onarman gerekiyorsa......bir evde yasiyorsun demektir.

Doğalgaz faturan yüklü geliyorsa....... Isınıyorsun demektir.

Yığınla yıkanacak ve ütülenecek çamaşırların varsa......Yığınla giyeceğin var demektir.

çalar saatin sabahın köründe çalıyorsa...... Yaşıyorsun demektir.

Aksamları kendini yorgun hissediyor ve bacakların ağrıyorsa......O gün üretici olmuşsun demektir.


VE TüM BUNLARIN FARKINA VARABiLiYORSAN MUTLUSUN DEMEKTiR DOLAYISIYLA
MUTLULUK ..... Sorunsuz bir yaşam değil, Onlarla başa çıkabilme yeteneği demektir......



İmza:"şimdi elini vicdanına koy...bulamadın değil mi..?"
Bu mesaja teşekkür edenler:(3): Alp Fehmi, Şeniz Karaşah, Ayşe Bengisu,

HIZLI CEVAP (5 Üye Puanı)

Cevap Yazmak İçin Giriş Yapın veya Üye Olun
En yeni ve güncel etkinlikler için bizi takip edin