Hediye Kampanyamız:En fazla puan toplayan 3 kişiye 400TL'lik hepsiburada hediye çeki hediye ediyoruz..

KÖŞE YAZILARI

| Tüm Köşe Yazıları | Tüm Yazarlar | Yazıcı Dostu |


Özkan Emiroğlu (Misafir Yazar)
"Okulda Disiplin Nasıl Olmalıdır? "

Her kurum ve organizasyonun kendine özgü bir disiplin anlayışı vardır. Bir kurumun disiplin anlayışı diğer bir kurumun disiplin anlayışı ile uyuşmaz. Genelde birçok kişi bu bakış açısında hem fikir olsalar dahi pratikte kültürel yapımızı bahane ederek disiplin anlayışını tek bir çatı altında toplamaktadırlar. Elbette anlayışlar kültürel yapıdan etkilenecektir. Ama bu etkileşimin biçimi ve içeriği çok önemlidir. Uygulamada bu etkileşim kurumun özelliklerine hitap etmelidir.

Disiplin eğitimin ayrılmaz bir parçasıdır. Doğru kullanıldığında disiplin anlayışı öğrencinin eğitim ve öğretim başarısında büyük bir katkı sağlar. Yanlış kullanıldığında ise bireysel ve toplumsal zararlara yol açar.

Birçok eğitimci yanlış disiplin anlayışı sergilemesinden dolayı acaba kaç öğrenicin eğitimden uzaklaşmasına neden olduğunu biliyor mu? Eğitim de beklentilerin belirlenmesi disiplin anlayışının oluşmasında önemlidir. Ne yazık ki eğitim de daha çok başarılara odaklanılır. Yüzde kaç öğrencinin oks-öss yerleştirilmiş önemli bir marifet iken arada kazanamayanların durumu görülmez. Kaldı ki herkesin kazanması da gerekmez. Eğitimin nihai hedefi de zaten bu değildir.

Eğitim öğretim açsından önemli olan bu konuda yüzlerce makaleler yazıldı, kitaplar derlendi. Ancak yazılan bu yazıların çoğu okulda disiplini ilkeler açısından soyut olarak ele almışlar. Biz biraz daha ilkelere de bağlı kalarak okulda atılması gereken somut adımları yazmaya çalışacağız.

Eğitimcinin ideal davranışları yapabilmesi için önce okulunda ortak bir disiplin anlayışı geliştirilmelidir. Yazımın hedefi de bu ortak anlayışın nasıl oluşturulması gerektiği üzerinedir.

Öncelikle her işte olduğu gibi eğitimsel disiplinin sağlanmasında da gerçekten bu konuda niyetli olmalıyız. Tecrübeler gösteriyor ki birçok eğitimci disipline önem verirken bu önemi davranışlarında doğru şekilde gösteremiyor. Bunu üç ana nedenden birine dayandırabiliriz. Bir eğitimsel disiplinin ne olduğunu tam olarak kavramamış olabiliriz. İki öğretmenlik mesleğinin önemini kavrayamamış olabiliriz. Üç mesleğimizi sevmiyor olabiliriz.

 

Okulda Disiplin Anlayışı Nasıl Olmalıdır?

Eğitimsel disiplin amaçlanırken her yaş döneminin ihtiyaçları ve özellikleri göz önünde bulundurulmalıdır. İlköğretim ile orta öğretim de disiplin anlayışı bu yönden farklı olacaktır. İlköğretim, ortaöğretim ve üniversiteyi kendi aralarında disiplin yaklaşımı açısından basit bir kıyaslama yapacak olursak, en zor ve katı disiplin orta öğretim de yaşanmaktadır. Bunun nedeni ergenlik döneminin aşılması gereken fırtınalı özelliğidir. Bu da gösteriyor ki eğitimsel amacı öğrencinin gelişim özelliklerine uygun olarak biçimlendirmeliyiz.

 

Öğrenciler genelde kurallara karşı çıkmaz eğitimcinin kuralları uygulama biçimine karşı çıkar. Kuralları uygularken  taviz vermemek, ama muhatabımızın tecrübesiz bir öğrenci olduğunu da bilerek onur kırıcı olmamak gerekir. Genelde eğitimciler kuralları uygularken haklı oldukları gerekçesiyle aşırıya kaçabilmektedir. Bu noktada önemli olan öğrencinin hatasını görmesini ve karşılığı olan cezayı almasını sağlamaktır. Bundan daha fazlasını yapan eğitimci kendisine şu soruyu sormalıdır. “Acaba haklı olduğum gerekçesine sığınarak öfkemi mi tatmin ediyorum?”. Elbette eğitimciler sevdikleri öğrencilerinin yapmış olduğu kötü davranışlarından dolayı haklı olarak hayal kırıklığı yaşayacaklardır. Ama bu durum eğitimcinin öfkesini kontrol etmesini engellememelidir.

 

Adil yaklaşım temel ilke olmalıdır. İyi-kötü, başarılı-başarısız, kırsal-kentli, zengin-Fakir, kız-erkek ayrımı yapılmamalıdır. Problem şu ki hiçbir eğitimci bunu bilinçli yapmadığı için adaletsiz davrandığını yada davranabileceğini fark etmeyebilir. Bundan dolayı eğitimci uyanık olmalıdır. Hemen karar verici olmamalıdır. Çevresine danışmasını bilmelidir.

 

Makul bir disiplin anlayışı olmalıdır. Kurallar yazılı ve yazısız olması bakımından ikiye ayırabiliriz. Yazılı kurallar için genelde nasıl uygulanması gerektiği konusunda problem yaşanır. Bunun için eğitimciler kendi okullarında bir araya gelerek bu kuralları nasıl uygulayacakları konusunda ortak karara varmalıdırlar. Yazısız kurallar içinde bir araya  gelmeliler ve birlikte kabul edilebilir kurallar oluşturmalıdırlar.

 

Eğitim çalışanları arasında belirgin ve sınırları çizilmiş görevlendirme anlayışı olmalıdır. Eğitim kurumunda görevli her personelin, öğretmenin, idarecinin, hizmetlinin disiplindeki görev sınırları iyi tespit edilmelidir. Aynı öğretmen nöbetçi olarak, ders öğretmeni olarak, o an aktif görevi olmayan bir öğretmen olarak nasıl bir rol oynayacağını bilmelidir. Bunun sağlam zemine oturabilmesi içinde kurum içi güven olmalıdır. Öğretmen idaresine, idare öğretmenine güven duymalıdır. Ancak böyle bir ortamda eğitimciler ortak bir tutum geliştirebilirler. Bu güveni sağlayacak öncelikli lider kişiler ise idareciler olmalıdır.

 

Kendi kabuğuna çekilen idare, öğretmen, öğrenci ve veli desteğini kaybeder. Toplantılara önem verilmelidir. Üç grup toplantı vardır. Aileler ile yapılan toplantı, eğitimcilerin kendi aralarında yaptığı toplantı ve öğrenciler ile yapılan toplantılar. Eğitimciler ile yapılan toplantılar her ay yapılması gerekir. Bu toplantının ana gündemi öğrenciler, devam-devamsızlık, başarı-başarısızlık ve disiplin olmalıdır. Öğrenciler ile iki ayda bir toplantı yapılabilir. Okulun onlardan beklentileri anlatılmalı, ayrıca öğrencilerin şikayet kutusuna yazdıkları istekler değerlendirilmelidir.

 

Aileyi içine almayan hiçbir disiplin anlayışı ayakta kalamaz. Burada ki en büyük problem ailenin okuldan uzak kalmasıdır. Eğitimciler ne kadar aile için çaba harcasada aile o kadar mesafeli olabiliyor. Bu durumda yinede öğrenciyi değerlendirirken aile yapısını ve durumunu göz önünde bulundurmak gerekir. Gerekirse aile ziyaretleri ile bu eksikliği gidermeliyiz. 

Her davranışı cezalandırılması gereken bir durum olarak değerlendirilmemelidir. Örneğin sınıf içinde öğretmeninden izinsiz çöp atmaya gittiği için doğrudan disiplin kuruluna göndermek yerine eğitimci kendi olanakları içinde bu durumu çözmelidir. Bir başka örnek sınıfta çok konuşan öğrencileri sınıf yönetimi becerisini arttırarak çözmeye çalışmalıdır.


Proaktif bir disiplin anlayışı geliştirilmelidir. Önemli olan problem çıktıktan sonra değil çıkmadan önce önleyebilmektir. Bu konu hem geniş hem önemli olması bakımından ayrı bir yazı olarak değerlendireceğim. Bundan dolayı sadece ilke bazında yazmayı yeterli buluyorum.

 

Disiplin konusunda yazılabilecek daha çok maddeler var. Ancak en öncelikli olanları yaptığımız zaman diğer maddeler kendiliğinden gündeme gelecek ve değerlendirilecektir. Belki size bunlar bilindik maddeler gelebilir. Ancak en önemli ve “neden bir disiplin anlayışı oluşturamıyoruz” sorusuna cevap veren madde, yazdığım ilk maddedir. Eğitimsel disiplini sağlamak için gerçek anlamda niyet yoksa, gerçek anlamda disiplinde olmayacaktır…

Bir sonraki yazımda görüşmek dileğiyle…

Kaynak: http://www.aktuelegitim.com

Özkan EMİROĞLU

Psikolojik Danışman






(15.2.2012) | Okunma:2038

YORUMLAR
En yeni ve güncel etkinlikler için bizi takip edin

Yeni Yazılar E-Postanızda


E-Posta Adresiniz:

Sınıf Öğretmeniyiz Biz 2006-2024 - Tüm hakları saklıdır.