Hediye Kampanyamız:En fazla puan toplayan 3 kişiye 400TL'lik hepsiburada hediye çeki hediye ediyoruz..

Öğretmen Olmanın Dayanılmaz Ağırlığı

Öğretmenin bir değil yirmi dokuz harf öğrettiği için köle olduğu bir süreci yaşıyoruz bugünlerde. Eğitim piyasanın tekeline terk edilmiş, parasız eğitim sadece anayasaya asılı kalmış yırtılabilir bir çamaşır olmuştur.Öğretmen odaları dinlenme değil, yakınma odaları haline gelmiştir. Bu tarih şeridine öğretmenlik mesleğinin çöküşü diye, etiketlenecek bir süreçtir.

Hz Ali ne güzel buyurmuş; ’’ Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum diye’’. O sözün söylendiği devirde öğretmen olmak varmış . Ya şimdiki zamanlarda… Öğretmenin bir değil yirmi dokuz harf öğrettiği için köle olduğu bir süreci yaşıyoruz bugünlerde. Eğitim piyasanın tekeline terk edilmiş, parasız eğitim sadece anayasaya asılı kalmış yırtılabilir bir çamaşır olmuştur.Öğretmen odaları dinlenme değil, yakınma odaları haline gelmiştir. Bu tarih şeridine öğretmenlik mesleğinin çöküşü diye, etiketlenecek bir süreçtir. Bu durumu yaşıyor ve yaşamaya devam edeceğiz.


Bu satırları doğunun doğusunda yazıyorum. Doğuya gidildikçe her yüz kilometrede sorunlar daha katmerleşir.Bir ağrılı hal alır. Bu satırlar ismi ile müsemma Ağrı’dan dile dökülüyor. Peki ; Ağrı nasıl bir yerdir? Mesleğinin daha baharında olan bir öğretmen için.


Bir; Ağrı yirmi altıncı tercihli bir sürgündür. Çoğu kimse gönüllü tercih etmek istemez. Yaşam koşullarının ağır ve ağrılı, sosyal aktivitelerin olmadığı bir yerdir. Koca bir acemi bölüğü, eğitim adına bir yap boz tahtasıdır. Deneyimlilik kavramı parmakla sayılmayacak kadar azdır. Hükümetler burayı özlük, ekonomik ve sosyal bakımdan cazibe merkezi haline getirmek istemez.Aynı uzak doğu dövüş filmi senaryosu gibi. Başrol iyi karate öğrenmek için eziyet çeker .


İki; öğretmen geldiği gün gitmeyi düşünür. Bir misafirdir o aslında.Eksi otuzu görünce İzmir’i ve Muğla’yı daha çok sever.Denize şiir, maviye öykümsü bakar.Yıllarca kalır bu özlemle. Bu gerçeğin farkına vardığında çantasına idealizmi tıkar. Çünkü buralar elitist bir tabakanın görev yeridir. Üst meslek gruplarının eşleri buraları yıllarca gaspeder. Onlar için doğu’’ orda bir köy var uzakta’’şarkısıdır.Gidemezler bizimkiler.Orda görev yapmak, sadrazam olmaktır bu devr-i çöküşte…


Üç; öğretmen her şey ve aslında hiçbir şeydir buralarda. Gelen buyurucudur,giden buyurucudur.Veli,vali, müfetiş,müdür, kurum amiri,sivil toplum kuruluşu,sendika.Yani herkes.Gerçi bu gerçek, ülkemin her yerinde böyledir.Size bir anekdot: bir ilçe,bir okul.Kaymakam okulu gezer .Kimle? Emniyet amiri,jandarma komutanı,bilmem hangi kurum amiri ile…Siz bir okul müdürünün ,bir ilçe millieğitim müdürünün bir karakolu,bir resmi daireyi gezdiğini duydunuz mu? Ya da denetleyici pozisyonu ile. Ben görmedim.Sizin görmediğinizden eminim.


Dört; sınıflı okullar duydunuz mu? Ben duydum.Kast sistemi bu.Birinci sınıf okul,ikinci sınıf okul ve üçüncü sınıf okul.Birinci sınıf okul,şehir içi yolun geçtiği güzergahtadır.Orda veliler ya eşraftan ya da memurdandır.Okul aile birliği tıkır mıkır işlemektedir.Diğer sınıflı okularda,onlar varoştur.Veliler fakir ve güvencesizdir.Öğretmen cebinde karşılar her şeyi.Zaten geçinemeyen öğretmen, kendi cebinden karşılar eğitim masraflarını.Yine yaranamaz kimseye. Teftişte buna değil, biriktirdiği evrakla ölçer meslek başarısını…


Beş; lavaş ekmeği gibi, ayçiçeği gibi yüzünü iktidara çeviren yöneticilerle boğuşur öğretmenimiz. A partisi iktidarda iken cumhuriyetçi, B partisinde milliyetçi, C partisinde muhafazakar mukaddesatçı…Çalışma barışı yok denecek kadar az bir hal alır. Öğretmen korkar ve susar.

Ben maddeleri sıralasam günleri alır.Bunlar yerelde yaşananlar.Ya genelde…

- ADEY,RİDEF vb uygulamalar angaryadır,öğretmenimin sırtında.Taşı taşıyabilirsen.

- Proje kavramı tüm dünyada gönüllülük ilkesi ile beraber işler. Bizde emir komuta zinciri ile.Resmi yazı gelir.Yapacaksın,yap!

- Öğretmen maaşları yerlerde sürünmektedir.Bir ilköğretim öğrencisinin öğretmenine verdiği cevaptır.Maaşın kadar konuş!

- Öğretmen hiçbir karar mekanizmasında yoktur.Onun adına büyükler karar verir. O sadece uygular..

- Mesleki itibarı yoktur.Dizinin birinde kötü rolde olursa herhangi bir meslek erbabı..Ayağa kalkar camia.Ya bizde öğretmendir,vurun abalıya…

- Kolay kolay yer değiştiremez.Memleketi ona hasrettir.İl emrini kaldırırlar.Eşinle mutlu bir hayat mı sürmek istiyorsun.O zaman aylıksız izne ayrıl derler.

- Birçok meslek için haber okumak bilgilenme aracıdır. Öğretmen okumak istemez bu haberleri.Çünkü ya okey oynuyordur haberde, ya da birileri ona şahsiyet kazandırma uğraşındadır.

- Bunları saysam sayfalar alır. Siz bu yazıyı okuyanlar, güzel ve anlamlı yorumlarınızla bana destek olun lütfen. Bunu sendikalar arası bir polemiğe değil, bir mesleki dayanışmaya çeviriniz. Çünkü ben sizden daha az görev yapan bir sınıf öğretmeniyim.Sizinle aynı havayı soluyan.


Ben çocuk iken bizim köyde bir Turgut öğretmen vardı. Herkes ondan bahseder halen. Geçen yıl giden öğretmenimizi kimse hatırlamıyor nedense. Turgut hoca mı çok iyiydi.Yoksa bu çöküş sürecinde meslek onurumuz mu göçe zorlandı? KARAR SİZ BİR ZAMANLARIN MUELLİM BEGLERİNDE(yerel deyişte)

Forumda tartışalım:Öğretmen Olmanın Dayanılmaz Ağırlığı

YORUMLAR

En yeni ve güncel etkinlikler için bizi takip edin