Forum | Sınıf Öğretmeniyiz Biz | Sınıf Öğretmenlerinin Kaynak Sitesi | http://www.sinifogretmeniyiz.biz
Hediye Kampanyamız:En fazla puan toplayan 3 kişiye 400TL'lik hepsiburada hediye çeki hediye ediyoruz..

Benden Taşanlar


Hasan  Yiğit
Tecrübeli Üye - 4.Sınıf Öğretmeni
- (10255672266hy)
Cevap:Benden Taşanlar (14.11.2013 09:57:14)

 Alıntı
Alıntı Sahibi: M.  Can
10 Kasım doodle önerisi için bu 10 Kasım'da yetiştirip düzgün bir öneride bulunamadım. Dünkü hazırladığım doodle paint programıyla alelacele olmuştu. Bugün photoshop ile biraz daha iyisi olduğunu düşündüğüm ve daha sade bir öneriyi bitirebildim. Dikkate alıp kendileri daha güzelini yaparlar mıydı bilemiyorum ama yine de bu yıl yetiştiremediğime üzüldüm. Ancak seneye Kasım ayı başında google'a mesaj olarak atacağım.
Ellerine sağlık.Çok güzel olmuş.

İmza:Akıllı toplumlarda uyanan düşünceler kolay,kolay uyumaz.
Bu mesaja teşekkür edenler:(1): M. Can,
Ahmet  Öztürk
Aktif Üye - Veli
- (misterno_17)
Cevap:Benden Taşanlar (19.11.2013 14:57:52)

....gitmek kolay,ya sonra?


İmza:"şimdi elini vicdanına koy...bulamadın değil mi..?"
Bu mesaja teşekkür edenler:
Jonathan  Livingston
Çalışkan Üye - 3.Sınıf Öğretmeni
- (martijonathan)
Cevap:Benden Taşanlar (22.11.2013 18:50:47)

Neyse, çok da önemli değildi zaten!

İmza:Onun yanında benim kendimi gerçekleştirmem başarısızlığa uğrayamazdı.
Bu mesaja teşekkür edenler:
Jonathan  Livingston
Çalışkan Üye - 3.Sınıf Öğretmeni
- (martijonathan)
Cevap:Benden Taşanlar (13.12.2013 20:28:59)

Kendisiyle tanıştığım günden bu yana hep aklımda sesindeki tını. . Ahmet Telli. . .
Ekler
-------------------------------------------

1384682798130.jpg (Gösterim:5)

-------------------------------------------


İmza:Onun yanında benim kendimi gerçekleştirmem başarısızlığa uğrayamazdı.
Bu mesaja teşekkür edenler:(4): Şeniz Karaşah, Mahir Emre K., Mustafa A., Deniz Deniz,
Mahir  Emre K.
Tecrübeli Üye - 2.Sınıf Öğretmeni
- (travis)
Cevap:Benden Taşanlar (24.12.2013 22:32:44)

Gündeminin hızına yetişemediğimiz yalnız ve güzel ülkemiz..Şeytan size de diyor mu bazen, al çantanı çık git, bakma arkana..Ama işte insanın öbür yanı..
Kişisel olarak kirlenebilir insan..Zaman zaman lazım da belki. Peki, etrafa saçmadan, pisliğe batmadan yaşamak..Evliya olmaktan bahsetmiyorum ya..Sade,basit, kendi halindeliği söylüyorum..Bu kadar mı zor? Ne ara bu hale geldi dünya, ne ara düştük bu çukura? Bu kabullenişi nereden öğrendik peki? Düşünüp içinden çıkamadığımda, önce bir kendimizi temizleyelim azizim diyorum..Bir hesaplaşalım,bir tatlı huzur bulalım önce içimizde..Pencerenin önünde dur bakalım biraz..İçerisi güvenli, bir izle bakalım..Ama her an çantayı alıp çıkacak gibi.Ömrümü Böyle Uzatıyorum.

ağaçları suluyorum durmadan

ışığın ve rüzgarın peşinde
uzun yürüyüşlere çıkıyorum.
yerimi çocuklara veriyorum
parklarda ve otobüslerde
çocukları büyüklerden çok seviyorum.
bir genç kızın halka halka gülüşü
duvar diplerinde soluklanan ihtiyar.
aynı hazzı veriyor aynı yalınlıkla
gökyüzünü biçimleyen bulutlar.

eğiliyorum toprak, eğiliyorum sular
bir kıyısız zamana kanat vuruyor
üzerimden uçan bütün kuşlar.
dört mevsim bire indi uzaya uzaya
iyimser, geniş, dingin ve turuncu.
kimseleri kıskanmıyorum artık
kimselere gücenmiyorum
gerilerde kaldı, çok gerilerde
hayatın yüreğime verdiği acı
ışıklı vitrinlerin gövdemdeki kırbacı.

yeni bir gülümseme edindim yüzüme
bozkır sabrında ve tenime yakışan.
insanların çevremde açtığı yalnızlığı
yine onlarla doldurmak için
güneşle birlikte çıkıp yataklardan
ayışığı ile dönüyorum evlere
azalan ömrümü böyle uzatıyorum.

1993

Şükrü Erbaş

Ekler
-------------------------------------------

pencere.jpg (Gösterim:1)

-------------------------------------------


İmza:
Bu mesaja teşekkür edenler:(1): Mustafa A.,
Jonathan  Livingston
Çalışkan Üye - 3.Sınıf Öğretmeni
- (martijonathan)
Cevap:Benden Taşanlar (24.12.2013 22:37:10)

 Alıntı
Alıntı Sahibi: Travis  Driver
Gündeminin hızına yetişemediğimiz yalnız ve güzel ülkemiz..Şeytan size de diyor mu bazen, al çantanı çık git, bakma arkana..Ama işte insanın öbür yanı..
Kişisel olarak kirlenebilir insan..Zaman zaman lazım da belki. Peki, etrafa saçmadan, pisliğe batmadan yaşamak..Evliya olmaktan bahsetmiyorum ya..Sade,basit, kendi halindeliği söylüyorum..Bu kadar mı zor? Ne ara bu hale geldi dünya, ne ara düştük bu çukura? Bu kabullenişi nereden öğrendik peki? Düşünüp içinden çıkamadığımda, önce bir kendimizi temizleyelim azizim diyorum..Bir hesaplaşalım,bir tatlı huzur bulalım önce içimizde..Pencerenin önünde dur bakalım biraz..İçerisi güvenli, bir izle bakalım..Ama her an çantayı alıp çıkacak gibi.Ömrümü Böyle Uzatıyorum.

ağaçları suluyorum durmadan

ışığın ve rüzgarın peşinde
uzun yürüyüşlere çıkıyorum.
yerimi çocuklara veriyorum
parklarda ve otobüslerde
çocukları büyüklerden çok seviyorum.
bir genç kızın halka halka gülüşü
duvar diplerinde soluklanan ihtiyar.
aynı hazzı veriyor aynı yalınlıkla
gökyüzünü biçimleyen bulutlar.

eğiliyorum toprak, eğiliyorum sular
bir kıyısız zamana kanat vuruyor
üzerimden uçan bütün kuşlar.
dört mevsim bire indi uzaya uzaya
iyimser, geniş, dingin ve turuncu.
kimseleri kıskanmıyorum artık
kimselere gücenmiyorum
gerilerde kaldı, çok gerilerde
hayatın yüreğime verdiği acı
ışıklı vitrinlerin gövdemdeki kırbacı.

yeni bir gülümseme edindim yüzüme
bozkır sabrında ve tenime yakışan.
insanların çevremde açtığı yalnızlığı
yine onlarla doldurmak için
güneşle birlikte çıkıp yataklardan
ayışığı ile dönüyorum evlere
azalan ömrümü böyle uzatıyorum.

1993

Şükrü Erbaş

O kadar güzel ki. . Teşekkür ederim travis. .


İmza:Onun yanında benim kendimi gerçekleştirmem başarısızlığa uğrayamazdı.
Bu mesaja teşekkür edenler:(1): Mahir Emre K.,
Mahir  Emre K.
Tecrübeli Üye - 2.Sınıf Öğretmeni
- (travis)
Cevap:Benden Taşanlar (24.12.2013 22:38:56)

rica ederim. güzel olan paylaşmak.

İmza:
Bu mesaja teşekkür edenler:
Mahir  Emre K.
Tecrübeli Üye - 2.Sınıf Öğretmeni
- (travis)
Cevap:Benden Taşanlar (15.1.2014 19:30:25)

bugün (canınız çekmesin lütfen) okulda harika bir yemek partisi vardı. herkes elinden geleni yaptı ve muhteşem bir sofra çıktı ortaya. sonra keyifle yenilip içildi. şu yoğun günlerde iyi geldi doğrusu. öyle çok yenmişti ki, ne zaman çok doyulsa çay istenir ya, hepimiz çaysadık. içtik de. ama yetmedi. öğlenden beri çay isteği hız kesmeden devam ediyor. ben de koydum çayımı ve çay hakkında bir şeyler yazmak istedim. (bazı yerleri alıntıdır. ) hadi çay içelim mi?

Çay, ayrı bir mevzudur. Bir çok konudan ayrı ve derin hatta. Bir sokak arasında, balkon sefasında, iki dostun arasında, bir hasta odasında, üniversite kantinlerinde, piknikte, gecenin bir yarısında ve sabahın kör saatlerinde, yola düşmeden önce, şehirler arası mola yerlerinde… Tanımadığınız bir mekanda, tanımadığınız bir kimsenin karşısına oturup bir içki söylemek farklı anlamlara hasıl olur da. Çay söyleyip, tanımadığın birisinin masasına oturmanın, hiç konuşmadan karşılıklı çay içmenin lafı bile olmaz düşünün. Yeri zamanı, kişisi, mekanı olmadı olmaz..Bazen boş boş baktığımız o ince belli çay bardağına bir sor, neler neler bilir o..Anlatmaz..

Kavganın da, dostluğun da, sırların, ayrılığın her adımında…Yerine kahve koymaya kalkanlar da olur da..Uymaz o bir türlü. Çay, ayrı bir mevzudur. Çay insanın aklına düştü mü, diğer içecekler hikayedir bilesiniz. Onlarla efkar dağıtılır, neşe perçinlenir falan. Çay öyle mi? Ona öyle yaslanamazsın, o da sonrasında sana yaslanmaz. Ona kahredemezsin, o da sana etmez. Efendi ve ekabirdir o… Bozmaz kendini..Öyle demiyle, rengiyle, efendi gibi. Bir sözü yoktur örneğin, bir adabı. Çaydanlıkla –demlik. Birşey söylemez..Eşlik eder.

Kirpi'nin Zerafeti'ni okurken (ki bu kitap ayrı bir yazı konusudur), çayın zerafetine rastladım..

"13. yüzyıldaki Moğol kabilelerinin isyanına, ölümlere ve yıkımlara yol açtığı için değil, Song kültürünün meyvelerinden en değerlisini, çay sanatını yok ettiği için üzülüen Çay Kitabı'nın yazarı Kakuzo Okakura gibi ben de çayın önemsiz bir içecek olmadığını biliyorum. Bir ritüel halini aldığında, küçük şeylerdeki büyüklüğü görme yeteneğinin merkezini o oluşturur. Güzellik nerededir? Diğerleri gibi ölmeye mahkum büyük şeylerin içinde mi yoksa hiçbir iddiada bulunmadan, anın içine bir sonsuzluk tomurcuğu yerleştirmeyi bilen küçük şeylerde mi?

Çay ritüeli, aynı jest ve yudumlamaların bu değerli sürdürülüşü, basit , sahici ve rafine duyumlara bu yükseliş, çay yoksulların olduğu kadar zenginlerin de içeceği olduğundan bir aristokrat zevkine sahip olma izninin pek az masrafla herkese bu verilişi; yani çay ritüeli , hayatlarımızın saçmalğında dingin bir uyum gediği açmak gibi olağanüstü bir erdeme sahiptir. Evet, evren boşulkla elbirliği yapar, kayıp ruhlar güzelliğe ağlar, anlamsızlık bizi kuşatır. O halde, bir fincan çay içelim. Sessizlik olur, dışarıda esen rüzgar işitilir, sonbahar yaprakları hışırdar ve uçuşur , kedi sıcak bir ışık içinde uyur. Ve her yudumda zaman iyice yücelir)"


İmza:
Bu mesaja teşekkür edenler:(1): Hanife Şimşek,
Hanife  Şimşek
Uzman Üye - 1.Sınıf Öğretmeni
- (simsek67)
Cevap:Benden Taşanlar (15.1.2014 19:41:39)

Günün yorgunluğunu atmak için bir bardak çay alıp siteye girdim,veee ne güzel oldu çay eşliğinde paylaşımınızı okuyorum travis öğretmenim.

İmza:İnsanların kanatları yok,insanların kanatları yüreklerinde.          N.H. RAN
Bu mesaja teşekkür edenler:(1): Mahir Emre K.,
Mahir  Emre K.
Tecrübeli Üye - 2.Sınıf Öğretmeni
- (travis)
Cevap:Benden Taşanlar (15.1.2014 19:47:00)

okumanız, paylaşımların değerini katlıyor öğretmenim. teşekkür ederim. ve çok sevdiğim yazarın eski bir yazısını da paylaşmak isterim.

"İnsan, aniden parlayıveriyor tarihin çamuru içinde. Bir an için. En güzel haliyle gösterip kendini sonra yeniden dalıyor on yıllar sürecek uykusuna. O uyanma anına denk gelen ömür ne şanslı!
Ne şansız, insanın o en güzel halini gören ömür. Bekleyecek yeniden uyanmasını insanın en güzel haliyle. Bir ömrü belki böyle geçecek. Uyanmadıkça kardeşi, sabırsızlanacak. İnsan öldü sanacak. Sarsacak, sarsmaktan yorulana dek sarsacak kardeşini.
Talihli miyiz biz görenler yoksa büsbütün bahtsız mı?
Ne ise ne, biz bir kere gördük, insan uyandı. Yüzünde lekesiz bir vicdanın ebedi günışığı vardı.
Gördük:
alay etmeden gülüyor,
düşeni kaldırıyor,
kurallar olmadan ihtimam gösteriyor,
karşılıksız yardım ediyor,
tanımadığı kardeşine kendi kadar güveniyor,
duymasa bile dinliyor,
kör olsa da görüyor,
ağlayanı kahkaha ile iyileştiriyor,
kahkahadan boğulana gözyaşını armağan ediyor,
durmadan dinlemeden merhamet ediyor,
zehir bulutlarını tek nefeste üfürüyor,
evet, evet, destanlarda dedikleri buymuş demek:
O güzelim insanlara en yaman silahlar işlemiyordu.
Bir çiçek için ölebilirdi az kalsın,
Biraz daha vursalar bir ağaç için ömrünü verebilirdi,
ve burada kardeşiyle kalmak için bir gün daha, ömrünün geri kalanından vazgeçebilirdi. Öyle zarifti insan. Ve bu zerafet nasıl oluyor da geceleri tunç bir kalkan, hayret ettik. Hayret mertebesinde günler geceler geçirdik.
Uyanmış insana mühlet verdiler. Bugün doluyor zaman. Canavarlara gülenler,
kaba kuvvetin karşısında akıl ile duranlar,
Aşağılandıkça hakaretleri ellerinde oyuncak edenler,
Dövüldükçe merhameti çoğalanlar,
Öldürülseler de defne fidanlarına dönüşenler...
Süreniz bugün doluyor.
Tekrar uyumanızı istiyorlar. Ama güneş çıktı, gün aydınlık. Bakalım sizi uyutmak için nasıl bir ninni icat edecekler. Belki içinizden bir kaç kişiyi seçip hakkında yalanlar uydurup gönlünüze şüphe düşürecekler. Belki hiç uzatmadan üzerinize çullanacaklar. Belki, kim bilir, bizim aklımıza gelmeyecek başka sinsi kumpaslar kuracaklar.
Boşver!

Birbirimizin yüzüne bakalım. Birbirimizin yüzüne iyice bakalım. Lekesiz vicdanın ebedi günışığı işte buna benziyor. İşte insan aslında kardeşim tam olarak sana benziyor. Sana insan diyorlar, biliyor musun. Benim güçlü kardeşim, insanın en güzel hali senin gibi görünüyor."

İmza:
Bu mesaja teşekkür edenler:(1): Mustafa A.,

HIZLI CEVAP (5 Üye Puanı)

Cevap Yazmak İçin Giriş Yapın veya Üye Olun
En yeni ve güncel etkinlikler için bizi takip edin