Sayın Bakanın açıklaması şu şekilde olmuştur, 2011 yılı içerisinde eş durumu, sağlık ve eğitim özür gruplarından tayin isteyenlerin taleplerini alalım Şubat ayında yer değiştirmelerini yapalım. Bu görüşmeden anlaşılması gereken, tüm özür grubu mağdurlarının yer değiştirmelerinin Şubat ayında yapılacak olmasıdır.

Bu konuda Türk Eğitim Sen olarak özür grubu mağdurları adına ortaya koyduğumuz taleplere kayıtsız kalmayan, 10 Aralık Cumartesi günü Milli Eğitim Bakanlığı önünde sergilediğimiz demokratik tepkimize kulak veren Sayın Ömer Dinçer’e yürekten teşekkür ediyoruz. Benzeri taleplerimize Sayın Bakanın bundan sonra da kulak vereceğine olan inancımız, bu olaydan sonra daha da güçlenmiştir.

Görüşmede, ataması yapılmayan öğretmenlerimizin sorunları da gündeme getirildi ve Sayın Bakana Şubat’ta atama yapılması gerektiğini, bu konuda bir tarih verilmesinin bu gençlerimizi rahatlatacağını söyledik. Sayın Dinçer bu konuda elbette çalışmaları olduğunu ancak bir tarih vererek kendisini bağlamak istemediğini söyledi. Ancak Sayın Bakana bu konunun kangren haline geldiğini, bu konuda Cumhurbaşkanı ve Başbakan üzerinde de ciddi bir baskı oluşmaktadır, bir tarih verin demesine rağmen, Sayın Bakan bir tarih vermekten kaçındı.

Görüşmede ayrıca okul müdürlerine açılan soruşturmalar da gündeme getirildi ve Sayın Bakandan soruşturma emrinin geri çekmesi istendi. Sayın Bakan’a okul müdürleri ile eğitimde başarı sağlanacağı, okul müdürleri sizin eliniz, kolunuzdur, bunlara ceza verilmesi motivasyonlarını olumsuz etkileyecektir, bundan vazgeçilmelidir denildi.Ancak Sayın Bakan, ortada Bakanın bir talimatı olduğunu, bunun bir karşılığının olması gerektiğini söyledi. Bu durumda olan okul müdürü sayısının çok olmadığını, 42.500 okul müdüründen 3 binine soruşturma açıldığını ifade edildi. Sayın Bakan’a bu konuda ısrar edilmemesi gerektiğini, durumu yeniden değerlendirmesinin çok yerinde olacağını söylendi.

Türk Eğitim Sen olarak, MEB Merkez teşkilatında da bir bilinmezlik oluştuğunu, bu durumun personel arasında ciddi huzursuzluk yarattığını ifade edilerek personelin rahatlatılması gerektiği, ciddi birikimleri ve bilgileri olan şube müdürleri ve personelden mutlaka faydalanılması gerektiğini, Sayın Bakana söylendi. Sayın Ömer Dinçer, isteyenlerin il veya ilçelerde değerlendirileceğini ancak Merkez Teşkilatında kalmak isteyenlerin kalabileceğini söyledi. Şube müdürlerinin de hakları korunarak, proje kapsamında görevlendirileceğini, endişeye gerek olmadığını söyledi.

Türk Eğitim Sen olarak ayrıca, Eşit İşe Eşit Ücret düzenlemesinde öğretmen ve akademisyenlerin olmadığını, ek ödemelerinin yerinde saydığını söyleyerek, bu konuda mutlaka bir düzenleme yapılması gerektiğini de Sayın Dinçer’e ifade ettik. Sayın Bakan, bu konuda mutlaka gayret göstereceğini ve bir takım uygulamalarla öğretmenlerin mali durumlarını düzeltmek için elinden geleni yapacağını açıkladı.

Türk Eğitim Sen olarak, ortaya koyduğumuz talepleri dikkate alan, özür grubu mağduriyetini çözen, diğer konularda da çözmek için büyük gayret sarf edeceği sözünü veren Sayın Ömer Dinçer’e tüm öğretmen ve eğitim çalışanları adına teşekkür ediyor ve çalışmalarının en yakın takipçisi olacağımızın bilinmesini istiyoruz. Özür grubu mağdurlarına hayırlı olsun, eşlerin, çocukların göz yaşları son bulsun.

Türk Eğitim Sen söz verdiyse yapar. Özür grubu problemi konusunda parmağını kımıldatmayan, üstüne üstlük eylem kırıcılığına soyunan, ancak özür grubu mağdurlarıyla hep birlikte ortaya koyduğumuz başarımızı, mücadelemizi hırsızlamaya çalışanların da artık yüzlerine ne yaparsanız yapın, ne derseniz deyin. Yüzleri kızarır mı kızarmaz mı o da başka bir durumdur.