"Her ders zili çaldığında, öğrenciler telaşlasınıflara koşar, derse geç kalıp, yok yazılmamak için. Öğretmenler, öğrencilerisınıflara yerleşince sınıfa gelir, ders başlar.''

Ancak artık bu ders zili sadeceöğrencileri değil, öğretmenleri de telaşa sokacak.

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'in dile getirdiği bu tespit, Dünya Bankası'nın 2012 yılına ait eğitim raporundan.

Rapora göre, ortalama bir OECD ülkesindekiöğretmene göre Türkiye'deki öğretmenlerinişe geç gelme oranları iki kat daha fazla ve işe gelmeme oranları daha yüksek. İşte bakan Dinçer, Dünya Bankası'nın bu tespiti üzerine harekete geçti.

MAAŞ KESİNTİSİ DE YOLDA

Dinçer, derse geç kalmayı alışkanlık haline getiren, sürekli devamsızlık yapan öğretmenlerin belirlenmesi içintalimat verdi. Talimat üzerine bakanlıktaçalışma başladı. Okul müdürlerinden, artık sadece öğrencilerin değil,öğretmenlerin de derse zamanında gelip gelmediğini tespit etmeleri istendi.

Peki derse geç gelen öğretmene ne olacak?

Mevzuata göre derse geç kalanöğretmen, önce sözlü olarak uyarılıyor. Sözlü uyarıyı dikkate almayanlar ihtar ediliyor. Bir ayda iki kez geç kalanlar hakkında ise disiplin soruşturması başlatılıyor. Ücret veya maaştan kesme cezası veriliyor."

''Sayın DİNÇER'in öğretmenler ile ilgili basın önünde kurmuş olduğu olumsuz cümleler yapmış olduğu bütün icraatleri gölgelemektedir. Milli Eğitim Bakanlığının kanun ve yönetmeliklerine göre derse geç gelen öğretmenlere uygulanacak yaptırımlar çok açık olmuş olup, öğretmenlerin derse geç kaldıkları yönünde OECD raporunun ülkemizde kimler tarafından hazırlandığını ve OECD'ye sunulduğunun öncelikle orataya konulması gerekmektedir. Kaldı ki bu iddia çok büyük bir iddia olup, Türkiye'de görev yapan yüzbinlerce öğretmeni zan altında bırakmaktadır. Her meslekte olduğu gibi öğretmen camiası içerisinde de olumsuz örnek teşkil edecek istisnalar elbetteki bulunur. Ancak 600 binden fazla öğretmenimizi töhmet altında bırakan bu açıklama talihsiz bir açıklamadır. Öğretmenler ve okullar konusunda Bakan Bey'e rehberlik eden kişilerin hayatlarında sınıf tozu yutmadıkları ve meslek içerisinden gelmedikleri gün geçtikçe daha da belirgin hale gelmektedir. Eğitim içerisinden gelen Bakanlık bürokratlarının ise Sayın DİNÇER'in korkusundan doğru bildiklerini bile söyleme cesaretinde bulunamadıklarını düşünmekteyiz.

Sonuç olarak Sayın Bakan görev yapmış olduğu çok kısa süre içerisinde eğitim camiasının bu gibi talihsiz sözlerle moralini bozmaktadır. Ülkemizde öğretmenlerin derse geç kalma sorunu yoktur. Öğretmenlerin maaşlarının yetersizliğinden dolayı ek iş yapma ve ek iş yapmak düşüncesi sorunu vardır. Kalite için önce itibar gereklidir. İtibar içinde ülkemizde ki en temel kriter insanların almış oldukları eğitim ve birikim değil ücret ve maddiyattır.''