|
Tosun Bey dışarı çıkıp aceleyle atını değiştirdi. Padişahın otağını tek başına arayacaktı. Güneş batmış, hava kararmaya başlamıştı. Köpüren derelerden geçti. Orman yollarına girdi. Tepelere çıktı. Dört yana naralar savurdu. Sesinin yankılarından başka bir karşılık alamadı. Yağmur durmuyordu. “Yarın erkenden çıkar, bulurum.” diyerek geri döndü. Dizgini boş bırakıyor, geldiği yollardan atının içgüdüsüyle dönebiliyordu. | 1) Bu parçada anlatılanlar aşağıdaki zaman dilimlerinin hangisinde gerçekleşmiştir?
A) Sabah B) Öğle C) Akşam D) Gece
|
| Bu sorunun tüm üyeleri kapsayan istatistiği | | Doğru Çözüm | :0 | Yanlış Çözüm | :1 | Boş Bırakma | :0 | Toplam Çözülme | :1 |
|
|
Ben lezzetli bir şeftaliydim. Cildim ütülenmiş gibi dümdüz ve incecikti. Yanaklarıma gelince onlar sarıdan pembeye dönmüş ve kızarmıştı. Sabahın taze çiğ damlaları henüz yıkanmışım gibi kabuğumun üstündeydi. İçimdeki iri çekirdek yeni bir şeftali ağacının tohumu olmayı düşleyip duruyordu. | 2) Bu parça ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Kurguya dayalı bir metindir. B) İkilemelere yer verilmiştir. C) Konuşturma sanatından yararlanılmıştır. D) Betimleyici anlatıma başvurulmuştur.
|
| Bu sorunun tüm üyeleri kapsayan istatistiği | | Doğru Çözüm | :0 | Yanlış Çözüm | :0 | Boş Bırakma | :0 | Toplam Çözülme | :0 |
|
|
3) Aşağıdakilerin hangisinde olay üçüncü kişinin ağzından anlatılmıştır?
A) Altmış yaşındaki bu saygıdeğer insanın, gayet akıcı ve düzgün bir Türkçe ile konuşmasına hayran kalmıştım. Ayrıca on dört dil bildiğini öğrenince büsbütün şaşırmıştım. B) Buradan töreni bütün ayrıntılarıyla görebildiğimiz hâlde salondakilerin bizi görmeleri mümkün değildi. Avrupa saraylarının hepsini gezdim fakat hiçbirinde şu anda bulunduğumuz oda benzeri bir yapı görmedim. C) Trenin hareket saatine henüz vakit vardı. Pencereden perondaki kalabalığı seyrediyordum. Aralarında tanıdığım insanlar olup olmadığını kontrol ettim. O sırada bir çift gözün bana baktığını gördüm. D) Merdivenleri pek hızlı çıkmıştı, kapı önüne gelince birden durdu. Kalbinin hızlı hızlı çarptığını duyar gibiydi. Sonra kapıyı açıp içeri girdi. Yerde bir mektup vardı, tedirgin bir şekilde eğilip mektubu aldı.
|
| Bu sorunun tüm üyeleri kapsayan istatistiği | | Doğru Çözüm | :0 | Yanlış Çözüm | :1 | Boş Bırakma | :0 | Toplam Çözülme | :1 |
|
|
Ufaklık, denizaltının cam kapağını kaldırdı. Kapağın üzerindeki suların denize düşerken çıkardığı ses büyüleyiciydi. Çevresinde tuhaf kokulu ama solunabilir bir hava vardı. Denizaltıyı, iskele özelliği kazandırılmış bir kıyıya yanaştırdı. Bir süre, oturduğu yerden çevreyi araştırıp dinledi. Bir tehlike bulunmadığına karar verdi. Çevik bir hareketle karaya sıçradı. Denizaltının kapağını uzaktan kumandayla kapattıktan sonra onu suyun birkaç metre derinliğinde beklemeye aldı. | 4) Bu parçanın dil ve anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Betimlemeden yararlanılmıştır. B) Olay üçüncü kişi ağzından anlatılmıştır. C) Farklı duyularla ilgili ayrıntılara yer verilmiştir. D) Benzetme yapılmıştır.
|
| Bu sorunun tüm üyeleri kapsayan istatistiği | | Doğru Çözüm | :1 | Yanlış Çözüm | :1 | Boş Bırakma | :0 | Toplam Çözülme | :2 |
|
|
Koskocaman adamdı. Çocukluğunda hayalini kurduğu mavi bisiklete ancak şimdi, bu soğuk eylül sabahında sahip olabilmişti. Gözleri daldı. Bir süre çocukluğunu düşündü ve hüzünlendi. | 5) Bu parçada aşağıdaki hikâye unsurlarından hangisine yer verilmemiştir?
A) Şahıs B) Zaman C) Olay D) Mekân
|
| Bu sorunun tüm üyeleri kapsayan istatistiği | | Doğru Çözüm | :0 | Yanlış Çözüm | :0 | Boş Bırakma | :0 | Toplam Çözülme | :0 |
|
|
Zeynep, hava karardıktan sonra gökyüzünü izlemeyi seviyordu. Akşamları Ay ve yüzlerce yıldız havayı aydınlatıyor, gökyüzünü süslüyordu. Ay’ın, Dünya’nın tek doğal uydusu olduğunu önceden öğrenmişti. Öğretmeni, her akşam Ay’a bakmalarını ve nasıl göründüğünü not almalarını istedikten sonra daha dikkatli incelemeye başladı gökyüzünü. Resim defterine her akşam Ay’ın şeklini çizmeye başladı. Ay, ilk gün bembeyaz ve yuvarlaktı. Bir hafta sonra Ay’ın yarısının olmadığını fark etti. Sonraki hafta, Ay’ı hiç göremedi. Nihayet birkaç gün sonra Ay tekrar göründü. Bu kez Türk bayrağındaki gibiydi. Bu durum Zeynep’in, kendisini gururlu hissetmesine neden oldu. Birkaç gün sonra Ay tekrar yarım oldu ama öncekinden farklıydı. Bir zamanlar zengin bir tüccar varmış. Parasını nerede kullanacağını gayet iyi bilen bu tüccar hastalanmış ve bütün mirasını oğluna bırakmış. Tüccarın oğlu parayı har vurup harman savurmaya başlamış. Böyle olunca serveti kısa zamanda suyunu çekmiş. Arkadaşları da birer birer uzaklaşmışlar çevresinden. Sadece iyi yürekli bir arkadaşı ona eski bir sandık yollamış ve “Pılını pırtını bunun içine koyarsın!” demiş. Fakat onun, sandığa koyacak hiçbir şeyi yokmuş. Bu yüzden kendisi girip oturmuş sandığın içine. Ama bu sandık, herkesin bildiği sandıklardan değilmiş. Kilidine dokunur dokunmaz uçmaya başlıyormuş. Tüccarın oğlu kilide parmağını basınca sandık, evin bacasından fırlayıp havalanmış ve bulutların arasında ilerlemeye başlamış. | 6) Bu iki metnin ortak özelliği aşağıdakilerden hangisidir?
A) Olağanüstü olaylara yer verilmesi B) Anlatımın III. kişi ağzından yapılması C) Masal türünde yazılması D) İkilemelerden yararlanılması
|
| Bu sorunun tüm üyeleri kapsayan istatistiği | | Doğru Çözüm | :0 | Yanlış Çözüm | :0 | Boş Bırakma | :2 | Toplam Çözülme | :2 |
|
|
İtfaiye görevlileri merdivenle Cem’i ve kedisini kurtardılar. Cem, itfaiye merdiveninin ucundaki kutuya hayran kaldı. Onu lunaparktaki çarpışan arabalara benzetti. Ama bu, uçan bir arabaydı. Cem’in korkusu gitmişti. Uçan bir arabadan aşağıyı seyretmek çok güzeldi. Aşağıdaki kalabalığı gördü. Herkes kendisine bakıyordu. | 7) Bu metinle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Olay yazısından alınmıştır B) Üçüncü kişi ağzından anlatılmıştır. C) Zaman belli değildir. D) Kişileştirme yapılmıştır.
|
| Bu sorunun tüm üyeleri kapsayan istatistiği | | Doğru Çözüm | :0 | Yanlış Çözüm | :0 | Boş Bırakma | :0 | Toplam Çözülme | :0 |
|
|
Değirmenci, ülkenin kralına kızının on parmağında on marifet olduğunu, her işi yapabileceğini söylemiş. Kral, genç kızdan bir oda dolusu samanı altın ipliğe dönüştürmesini istemiş. Genç kızın etekleri tutuşmuş. Ne yapacağını bilememiş ve ağlamaya başlamış. Gece yarısına doğru odanın duvarı bir kapı gibi açılmış ve içinden bir cüce çıkmış. Genç kız çok korkmuş. Cüce, “Benden korkmana gerek yok.” deyince kız, ona yaşadıklarını anlatmış. Cüce “O iş çok kolay, ben samanları altın ipe çevirebilirim.” demiş ve başlamış çalışmaya. Kızcağız, cücenin yaptıklarını hayretle izliyormuş. Çünkü o, eline aldığı samanı anında altın ipe dönüştürüyormuş. Kısa sürede tüm samanı altın ipe dönüştürmeyi başarmış. Genç bir çocuk, ineğiyle pazara giderken yolda tuhaf bir adama rastlamış. Adam, “Bak çocuğum, bana bu ineği verirsen karşılığında sana fasulye taneleri veririm.” demiş. “Fasulye tanesi mi?” demiş çocuk şaşkınlıkla.” “Ama bunlar sihirli.” demiş adam. Bunu duyan çocuk, fasulyeler karşılığında ineğini vererek eve dönmüş. Durumu annesine anlatmış. Annesi ona çok kızmış. Fasulye tanelerini dışarı fırlatmış. Çocuk, sabah olunca gözlerine inanamamış çünkü dışarıda sihirli bir fasulyenin hızla büyüdüğünü görmüş. Hemen pencereden sarkıp sihirli fasulyeye tutunmuş ve tırmanmaya başlamış. Biraz sonra kendini, garip bir ülkede bulmuş. | 8) Aşağıdakilerden hangisi bu metinlerin ortak özelliklerinden biri değildir?
A) Benzetmeden yararlanılması B) Deyim kullanılması C) Olağanüstü olaylara yer verilmesi D) Hikâye edici metin olması
|
| Bu sorunun tüm üyeleri kapsayan istatistiği | | Doğru Çözüm | :0 | Yanlış Çözüm | :0 | Boş Bırakma | :0 | Toplam Çözülme | :0 |
|
|
Roman ve hikâyeler, olay üzerine kurulan yazı türlerindendir. Bu nedenle benzer yönleri vardır. Her ikisinde de gerçek veya gerçeğe yakın olayların anlatılması bu benzer yönlerden biridir. Ancak farklı yönleri daha fazladır. Hikâye, kısa ve orta uzunlukta olur; roman ise uzundur. Hikâyede kişi sayısı azdır, romanda fazladır. Hikâye, her zaman tek bir olay üzerine kurulur; romanda ise olaylar zinciri vardır. | 9) Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Tanımlama yapılmıştır. B) Bilgilendirici bir metindir. C) Örneklemeye başvurulmuştur. D) Karşılaştırmadan yararlanılmıştır.
|
| Bu sorunun tüm üyeleri kapsayan istatistiği | | Doğru Çözüm | :0 | Yanlış Çözüm | :0 | Boş Bırakma | :0 | Toplam Çözülme | :0 |
|
|
Günaydın tavuklar, horozlar! Artık memnunum yaşamaktan Sabah erken kalktığım zaman Siz varsınız; Gündüz, işim var, arkadaşlarım, Gece, yıldızlar var, karım var, Günaydın tavuklar, horozlar! | 10) Bu dörtlüğün ana duygusu aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yaşama sevinci B) Dostluğa özlem C) Aile sevgisi D) Hayvan sevgis
|
| Bu sorunun tüm üyeleri kapsayan istatistiği | | Doğru Çözüm | :0 | Yanlış Çözüm | :0 | Boş Bırakma | :0 | Toplam Çözülme | :0 |
|
|
Burası, her tarafında su kanalları bulunan bir ülke. Çünkü ülke topraklarının dörtte biri su seviyesinin altında. Burada çok fazla yel değirmeni var. Bunlar, toprakları su baskınından korumak için kullanılıyor. Yani bizim bildiğimiz gibi buğday ve tahıl öğütmek için değil. Küçük küçük köprüleri ve etraftaki sevimli evleri geçerek yel değirmenlerine ulaşmaya çalışıyoruz. Biz yel değirmenlerine yaklaştıkça değirmenlerin pervaneleri hareketlenmeye başlıyor. Bu bölgenin epey rüzgârlı olduğunu söylemeliyim. Hafif bir uğultu rüzgâra karışıyor | 11) Bu parçada sözü edilen ülkede yel değirmenlerinin kullanım amacı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Buğday ve tahıl öğütmek B) Su baskınlarını önlemek C) Rüzgârın etkisini azaltmak D) Göletleri kurutmak
|
| Bu sorunun tüm üyeleri kapsayan istatistiği | | Doğru Çözüm | :0 | Yanlış Çözüm | :0 | Boş Bırakma | :0 | Toplam Çözülme | :0 |
|
|
Ana dilimizin her sözcüğü bize farklı bir tat verir. “Sevgili, biricik, yeşil, duygu, şiir” sözcükleri ne kadar tatlıdır! “Güç, kuvvet, kudret” sözcüklerinde sanki bir güç gizlidir. “Aslan, kaplan, kartal”da sanki bir yücelik vardır. “Kuş”ta kuşun cıvıltısını, “yılan”da yılanın yerde sürünüşünü, “toprak”ta toprağın katılığını duyarız. “Gülümsemek”te gülümseyişin tatlılığı, “düşünmek”te düşüncenin derinliği var gibidir. Her biri ayrı bir tat, ayrı bir güzelliktir | 12) Bu parçaya getirilebilecek en uygun başlık aşağıdakilerden hangisidir?
A) Sözcüklerin Tadı B) Dil ve Kültür C) Sözcüklerin Anlamları D) Dilin Gelişimi
|
| Bu sorunun tüm üyeleri kapsayan istatistiği | | Doğru Çözüm | :0 | Yanlış Çözüm | :0 | Boş Bırakma | :0 | Toplam Çözülme | :0 |
|
|
Bilimin temeli, bilgidir. “Bilgi”nin yayılması ise ancak kitapla mümkündür. Eskiden kitaplar elle yazılırdı. Bu nedenle kitap okuyanların sayısı çok azdı. Bilgi sınırlı olunca bilimsel gelişmeler de sınırlı kalıyordu. 15. yüzyılın ortalarında matbaa icat edilince bilimde birdenbire büyük bir gelişme oldu. Kitaplar aracılığıyla bilgiler binlerce insana ulaşmaya başladı. Dünya yeni bir aydınlanma çağına girdi. | 13) Bu parçaya göre dünyanın yeni bir aydınlanma çağına girmesinin temel nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
A) Kitapların el yazısıyla çoğaltılmaya başlanması B) nsanlara kitap okuma sevgisinin aşılanması C) Büyük bilim adamlarının yetişmesi D) Matbaanın icat edilmesi
|
| Bu sorunun tüm üyeleri kapsayan istatistiği | | Doğru Çözüm | :0 | Yanlış Çözüm | :0 | Boş Bırakma | :0 | Toplam Çözülme | :0 |
|
|
Bazı yörelerde yeni evlenen çiftlere “bindallı kilimi” hediye edilir. Kilimin içindeki dörtgen ve altıgenlerden oluşan şekillerin dörtgen motifleri, yeni evlenen çiftlerin anne ve babalarını; altıgen motifleri ise bu çiftlerin çocuklarını, torunlarını ve onlardan gelecek nesilleri simgeler. Kilimin ortasındaki bağlantı motifleri ise iki ailenin birleştiğini gösterir. Böylece yeni evlenen çiftlerin “bin dal” ile hayata kök salacağı vurgulanır. | 14) Bu parçada “bindallı kilimleri”yle ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Kilimde geometrik şekiller kullanıldığına B) Motiflerinin gerçek hayattaki bazı durumları temsil ettiğine C) Motiflerinin yöreden yöreye farklılık gösterdiğine D) Yeni evlenen çiftlere armağan edildiğine
|
| Bu sorunun tüm üyeleri kapsayan istatistiği | | Doğru Çözüm | :0 | Yanlış Çözüm | :0 | Boş Bırakma | :0 | Toplam Çözülme | :0 |
|
|
Sanatımızda doğanın önemli bir yer tuttuğunu gösteren pek çok örnek vardır. Bunlardan biri de kuşlar. Kuş motifleri yüzyıllar boyunca mimarimizin ve çeşitli el sanatlarımızın ayrılmaz bir parçası olmuştur. Ayrıca pek çok caminin, türbenin, köprünün dış duvarında taştan kuş evleri yapılmıştır. Bu küçük evlere kuşların yuva yapması sağlanarak hem korunmaları hem de mimarinin yaşayan bir parçası olmaları amaçlanmıştır. | 15) Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz?
A) Kuş motiflerinin mimaride önemli bir yer tuttuğuna B) Sanat eserlerinde doğadan izler bulunduğuna C) Yapıların dış duvarına yapılan kuş evleriyle kuşların korunmasının da amaçlandığına D) Sanatın gelişmesinde tabiattaki varlıkların önemli bir payı olduğuna
|
| Bu sorunun tüm üyeleri kapsayan istatistiği | | Doğru Çözüm | :1 | Yanlış Çözüm | :0 | Boş Bırakma | :0 | Toplam Çözülme | :1 |
|
|
Yazar, hayatı boyunca kendi iç dünyasında yaşadı. Her zaman kendisi olmayı, iç huzurunu korumayı başardı. Başkalarının, özellikle de kaba insanların kendisinden beklentilerine hiç aldırış etmedi. Daima sade, gerçek ve samimi olan şeyleri sevdi. Eserleri aracılığıyla başkalarına da sadeliği öğretti. | 16) Bu parçada sözü edilen yazarla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Kaba insanları umursamadığı B) Davranışlarında tutarlı olduğu C) Kendini beğenmiş biri olduğu D) Yalın ve içten olmayı sevdiği
|
| Bu sorunun tüm üyeleri kapsayan istatistiği | | Doğru Çözüm | :0 | Yanlış Çözüm | :0 | Boş Bırakma | :0 | Toplam Çözülme | :0 |
|
|
Ağlamak -sanılanın aksine- çaresizliğin, zayıflığın, güçsüzlüğün göstergesi değildir. Garip gelecek belki ama ben ne zaman ağlayan birini görsem içim gerçekten acısa dahi bir miktar da sevinirim. Çünkü ağlamayı yani üzülmeyi becerebilen kişi, bir insanda bulunması gereken tüm iyi duygulara sahiptir: Yumuşak kalplidir, duygu yoksunu değildir, insan niteliğini yitirmemiştir... | 17) Bu parçada vurgulanmak istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yumuşak kalpli insanların sayısı gün geçtikçe azalmaktadır. B) Ağlayabilen insan, insani duygularını kaybetmemiş demektir. C) Ağlayabilmek, bir insanda bulunması gereken en önemli özelliktir. D) Yalnızca çaresiz ve güçsüz insanlar bir zorlukla karşılaşınca ağlar.
|
| Bu sorunun tüm üyeleri kapsayan istatistiği | | Doğru Çözüm | :0 | Yanlış Çözüm | :0 | Boş Bırakma | :0 | Toplam Çözülme | :0 |
|
|
Doğanın en önemli bileşeni, yeşil örtü yani bitkiler dünyasıdır. Bu düşünceden hareketle bitkileri tanımanın, onlarla dost olmanın ve onları insanlara sevdirmenin en büyük hayır işlerinden biri olacağını düşündüm ve bu botanik bahçesini kurdum. Bu bahçeyle, insanlara bitkilerin dünyasını tanıtmaya ve onları bitkiler konusunda bilinçlendirmeye çalışıyoruz. | 18) Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söylenmiş olabilir?
A) Botanik bahçeniz ne zaman kuruldu ve nasıl büyüdü? B) Bitkiler için çok emek harcıyor musunuz? C) Bu botanik bahçesini niçin kurdunuz? D) İnsanlara doğa sevgisi kazandırmak için neler yapılmalıdır?
|
| Bu sorunun tüm üyeleri kapsayan istatistiği | | Doğru Çözüm | :0 | Yanlış Çözüm | :0 | Boş Bırakma | :0 | Toplam Çözülme | :0 |
|
|
Ebru, geleneksel Türk el sanatlarından biridir. Bu sanat, yoğunluğu artırılmış su yüzeyine fırça yardımıyla boyaların serpilmesi sonucunda elde edilen renkli desenin kâğıda aktarılmasıyla oluşur. Ebru sanatında suyun yoğunluğunu ayarlamak için sahlep, denizkadayıfı gibi malzemeler kullanılır. Bu suyun üzerine topraktan elde edilen, suda erimeyen boyalar serpilir. Kullanılan suyun ve boyaların ayarının yapılması, bu sanatın en zor aşamasıdır. Bu nedenle ebru, ancak bir ustanın tecrübelerinden istifade edilerek öğrenilebilir. Ebru sanatının ilk kim tarafından yapıldığı belli değildir ancak ilk olarak Türkistan’da ortaya çıktığı tespit edilmiştir | 19) . Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı yoktur?
A) Ebru sanatında ne tür boyalar kullanılır? B) Ebru sanatının en zor aşaması nedir? C) Ebru sanatında kullanılan fırçalar neden yapılır? D) Ebru sanatı nerede ortaya çıkmıştır?
|
| Bu sorunun tüm üyeleri kapsayan istatistiği | | Doğru Çözüm | :0 | Yanlış Çözüm | :1 | Boş Bırakma | :0 | Toplam Çözülme | :1 |
|
|
Bir milleti geçmişten geleceğe taşıyan en önemli unsur dildir. Dil sayesinde toplumun geçmişteki değerleri, fikirleri ve yaşayış biçimleri bugüne, bugünden de yarına taşınır. Dil, insanın geçmişini öğrenmesinde önemli bir araçtır. | 20) Bu parçada dilin hangi özelliği vurgulanmıştır?
A) Kültürel ögeleri gelecek nesillere aktarma B) İnsanlar arasındaki bağı kuvvetlendirme C) Toplumun değişmesine yardımcı olma D) Toplumsal düzeni koruma
|
| Bu sorunun tüm üyeleri kapsayan istatistiği | | Doğru Çözüm | :0 | Yanlış Çözüm | :0 | Boş Bırakma | :0 | Toplam Çözülme | :0 |
|
|