Hediye Kampanyamız:En fazla puan toplayan 3 kişiye 400TL'lik hepsiburada hediye çeki hediye ediyoruz..

Dosya İndir

Olgunlaşma ve Hazırbulunuşluk


Olgunlaşma ve Hazırbulunuşluk
Bölüm:
Bu kategoride Olgunlaşma ve Hazırbulunuşluk dosyasına benzer başka dokümanlar da bulabilirsiniz. Benzer dosyaları görmek için yukarıdaki linkine tıklayabilirsiniz. Emeğe ve emekçiye saygı çerçevesinde dosyayı ekleyene teşekkür edebilir, dosyaya oy verebilir, dosyaya yorum yapabilir ve dosyayı sosyal medya butonları ile facebook ve twitter sayfanızda paylaşabilirsiniz.
Dokümanı indirmek için aşağıdaki hemen indir linkine tıklayabilirsiniz.
Eklenme Tarihi:1.2.2008
Bu doküman şimdiye kadar 378 kez indirilmiş. (Bugün:0 , Bu ay:0)
   Bu dosyaya 12 kişi oy verdi. Oy ortalaması 3


Teşekkür Edenler:İlk siz teşekkür etmek ister misiniz?

Paylaşan
Mustafa Altincik Doküman Arşivi'ni gör. (Sen de Paylaş)



 Word'e Aktar | Yazdır |  Yazıcı Dostu | Okunma:14551 

Olgunlaşma ve Hazırbulunuşluk

OLGUNLAŞMA
“Olgunlaşma düzeyi”,bireyin fizyolojik yönden herhangi bir konuyu “öğrenebilecek” ya da “yapabilecek”duruma yahut yeterliğe erişmesi demektir. Örneğin, çocuğun sinir ve kas sistemi yeteri kadar gelişmeden (buradaki anlamı ile “olgunlaşma”dan) çocuğa ne kadar yürüme alıştırmaları (temrinleri, egzersizleri)yaptırırsak yaptıralım, çocuk yürümeyi öğrenemez.
“Öğrenme”, bireyin “olgunlaşma düzeyi”ne bağlıdır. Çevresel koşullar da buna yardım eder. A.B.D.’ de yapılan bir araştırma, bunu açık olarak göstermektedir.
Küçük çocuklardan oluşan bir “deney” kümesine, 12 hafta süreyle, düğme ilikleme,makasla kâğıt kesme ve el merdivenin tırmanma etkinliklerinde yoğun bir yetiştirme işlemi yaptırılmıştır. Araştırmada “denetim” ya da “karşılaştırma”görevi gören çocuk kümesine de, bu konuda hiçbir öğretim yapılmamıştır. Deneme kümesindeki deneklere,öğretim süresi sonunda test uygulandığı zaman, bunların, bütün testlerde, denetim kümesindeki çocuklardan üstün oldukları saptanmıştır. Bununla birlikte, bir haftalık bir araştırma ya da öğretimden sonra,denetim kümesindeki çocukların da tırmanmada, 12 hafta süreyle özel alıştırma yapan kümenin başarı düzeyine eriştikleri görülmüştür. Her ne kadar denetim kümesindeki çocukların, düğme ilikleme ve makasla kâğıt kesmede bir hafta sonunda bu iki etkinlikte elde ettikleri sayı,deney kümesinin sayısına pek erişememiştir.
Yapılan araştırmalar, özel araştırmaların, “olgunlaşma”dan “çok erken” ya da “çok geç” oluğu zaman, tam etkili olmadığını göstermiştir. Başka konularda da yukarıdakine benzer araştırmalar yapılmıştır. Örneğin,okumayı öğrenmek için 6 yıl 6 aylık zeka yaşı uygun görülüyorken,son araştırmalarda, araç, gereç ve yöntemlerin çocuğa daha uygun hale getirilmesiyle, bunun, daha aşağı yaşlarda da olabileceği kanıtlanmıştır. Gates’e göre bu, 5-7 zeka yaşı arasıdır. Bunun için “en uygun” (optimum) zeka yaşı saptamak olanağı yoktur.
Öğrenilecek her nesne ya da konu, her şeyden önce, fizyolojik bir temel olan “olgunlaşmayı" gerektirir. Kısaca, olgunlaşma olmadan öğrenme olamaz. “Olgunlaşma düzeyi”sözü, öğrenilecek her konu için bir “olgunlaşma” durumunun söz konusu olduğunu anlatır. Bu düşünün sonucu olarak şöyle diyebiliriz: Herhangi bir organ,bir öğrenme durumu ya da konusu için “olgunlaşmış” olduğu halde, başka bir durum ya da konu için “olgunlaşmış”olabilir. Örneğin, küçük bir çocuğun eli, top tutmayı öğrenecek kadar olgunlaşmış olduğu halde; kalem tutmak için olgunlaşmamış olabilir. Bu ve benzeri deneylerden anlaşıldığı üzere, olgunlaşma, daha çok görsel (nispi) ve “fizyolojik” bir nitelik taşır.(Prof. Dr. İbrahim Et hem Başaran, sf:227-228)
Öğrenmeye hazır bulunuşlukta olgunlaşma, insanın bedensel, devimsel, bilişsel, duygusal gibi tüm gelişim alanlarında bir öğrenim görevini yapabilecek büyümeye ulaşmasıdır. İnsanın olgunlaşması bir bütündür. Öğrencinin yalnız bir gelişim alanındaki büyümesine bakarak bir öğrenim görevini yapmaya hazır olduğunu söylemek yanıltıcı olabilir.
Araştırmalara göre, eğer bir öğrenci bedensel ve devimsel olgunlaşmada yaşından geride ise, öbür gelişim alanlarında da geridir. Böyle bir öğrenci düşüncelerini bir konu üzerine toplamada, yönetmede; güçlükler karşısında duygularını denetlemede; işini direşkenlikle sürdürmede güçlük çekmektedir. (Cronbach, 1978)
Ancak bedensel özürleri olan öğrencilerin, bilgiye dayanan öğrenim görevlerini öğrenmeye hazır bulunuşlukları, yaşıtlarından biraz daha ileride olabilmektedir. Bu öğrenciler, bedensel etkinliklere katılma yoksunlukları, ödünleme ve yüceltme uyum mekanizmaları yoluyla hafifletebilmekte ve güçlerini daha çok okumaya, yazmaya, araştırmaya yöneltebilmektedirler.
Bir öğrencinin, zeka testlerinden aldığı düşük puanlara bakarak, öğrenmeye hazır bulunuşluğunun olmadığını söylemek olanaksızdır. Öğrencinin zeka bölümü, öğrenmeye hazır bulunuşluğunu kestirmeye yarayan etkenlerden yalnızca biridir. Öğrencinin öğrenmeye hazır bulunuşluğunun olgunlaşma açısından önemli engelleri şunlardır. (Pressey ve Kuhlen, 1957)
1-Kimi öğrenci, sınıfın öğrenim görevlerini başarabilecek yaşa gelmemiştir.
2-Kimi öğrenci, yaşı uygun olmasına karşın, bilişsel yönden, sınıfının öğrenim görevlerini yapabilecek düzeyde değildir.
3-Kimi öğrenci devimsel gelişim bakımından sınıfa göre geridedir.
4-Kimi öğrencinin, duyu organlarında özür olabilir.
Eğer, bir öğrenci, sağlıklı, gelişimi yaşına uygun, konulara karşı ilgili ise, öğrencinin öğrenim görevlerine karşı hazır bulunuşluğu da yerindedir. (Cavit Binbaşıoğlu, sf:263-264)
Çocuk bir gelişim döneminden diğerine bireysel hızıyla, aşamalı olarak ilerler. Meydana gelen bazı değişmeler öncelikle olgunlaşmaya bağlıdır. Olgunlaşma, öğrenme yaşantılarından bağımsız, biyolojik olarak kalıtım tarafından kontrol edilen bir değişmedir. Olgunlaşma, vücut organlarının kendilerinden beklenen fonksiyonu yerine getirebilecek düzeye inmesi için, öğrenme yaşantılarından bağımsız olarak, kalıtımın etkisiyle geçirdiği biyolojik bir değişmedir. Olgunlaşma, fiziksel gelişime büyük ölçüde etki eder. Birçok psiko-motor davranışın yapılması olgunlaşmaya bağıldır. Örneğin; çocuğun kas ve kemik yapısı yeter olgunluğa gelmeden, ne kadar yürüme alıştırması yaptırırsak yaptıralım, çocuk yürümeyi öğrenemez. Ayrıca olgunlaşma, çocukların belirli bir yaşta gösterebilecekleri özelliklerdeki en fazla artışı sağlayabilir. Henüz el kaslarını tam olarak kontrol edemeyen beş yaş çocuğu, genellikle on yaş çocuğu kadar düzgün ve kontrollü bir şekilde çizemeyecektir.(Prof. Dr. Nuray Senemoğlu, 2001,sf:12)
Çocuktaki ilk 18-24 ay içinde görülen temel değişiklikleri açıklayabilmek için olgunlaşma (maturation) kavramına değinmek gerekir. Olgunluk tüm bebeklerde görülen biyolojik değişimler sonucu gerçekleşen bir olgudur. Bu değişimler belirli çevresel koşullar içinde bir takım fizyolojik fonksiyonların gerçekleşmesini sağlar.
Çocuğun oturması, emeklemesi ve ayakta durabilmesi gelişiminde olgunlaşmanın önemini ortaya koymaktadır. Bu faaliyetler, yaşamın ilk iki yılında kemik ve kas gelişimine, sinir sistemindeki gelişime ek olarak bedene tanınan deneyim fırsatları sonucu görülür.(Prof. Dr. Haluk Yavuzer, sf:65-66)
Genetik yapı ve çevre etkileşimi sonucu bireylerde görülen biyolojik değişikliklere olgunlaşma denilir (Organizma, fizyolojik olarak bir davranışı, bir iş yapabilecek hale geldiğinde, olgunlaşma gerçekleşmiştir. Olgunlaşma, bir “sürenin” geçmesi sonucunda bireyin ya da bir organın, fiziksel güç ve kuvvet bakımlarından, yaşama uyumda belli bir durumu karşılayabilecek (başarı ile bir uyum yapabilecek) bir "düzey"e erişmesidir Olgunlaşma, öğrenme için şarttır. Örneğin, ayak ve bacaklarımız yürüme için yetere derecede "olgunlaşmamış" ise, "yürüme" öğrenilemez. Olgunlaşma, bireyin bir işi yapabilecek düzeye ulaşmasıdır. Canlı varlığın daha çok kalıtımdan getirdikleri ile, zorunlu olarak, çevreden kazandıklarının etkileşimi sonucu ortaya çıkar.
Genetik yapı ve çevre etkileşimi sonucu bireylerde görülen biyolojik değişikliklere olgunlaşma denilir. Organizma, fizyolojik olarak bir davranışı, bir iş yapabilecek hale geldiğinde, olgunlaşma gerçekleşmiştir. Olgunlaşma, bir "süre"nin geçmesi sonucunda bireyin ya da bir organın, fiziksel güç ve kuvvet bakımlarından, yaşama uyumda belli bir durumu karşılayabilecek (başarı ile bir uyum yapabilecek) bir "düzey"e erişmesidir .Olgunlaşma, öğrenme için şarttır. Örneğin, ayak ve bacaklarımız yürüme için yetere derecede "olgunlaşmamış" ise, "yürüme" öğrenilemez. Olgunlaşma, bireyin bir işi yapabilecek düzeye ulaşmasıdır. Canlı varlığın daha çok kalıtımdan getirdikleri ile, zorunlu olarak, çevreden kazandıklarının etkileşimi sonucu ortaya çıkar. (www.greatestfeelpsikoloji.com )

HAZIR BULUNUŞLUK

Bir öğrenim görevini, beklenen edim düzeyinde gerçekleştirebilmesi için öğrencinin, öğrenim görevinin gerektirdiği olgunluk düzeyine ulaşmış ve ön yaşantıları kazanmış olması gerekir. Başka bir deyişle, hazır bulunuşluk, öğrencinin, belli bir hedef davranışa ulaşması için kendine sunulan öğrenim görevini yapma yeterliğidir.
Hazır bulunuşluk, bir öğrenim görevinin bir kesimine karşı değil,bütününedir. Eğer öğrenci, bir öğrenim görevinin, bir kesimini öğreniyor bir kesimini öğrenemiyorsa, öğrencinin bu başarısızlığında başka etkenler aramak gerekir.
Koşullu Öğrenme Kuramları’na göre hazirbulunuşluk, öğrencinin, uyaranlara uygun tepkileri yapma ve bu tepkileri kendinde yerleştirme yeterliliğidir. Öğrenmenin oluşması için, öğrencinin uyarana gereken tepkiyi yineleyebilmesi ve pekiştirebilmesi gerekir. Karmaşık bir konunun ögrenilmesinde,konudan gelen uyaranlarin hazirbulunuşluk düzeyine indirgenip yalinlaştirilmasi ve yalin uyaranlara gereken tepkinin verilmesi, öğrencinin yeterliğine bağlıdır. Öğrenci bu yeterliğe ulaşmamış ise, programlaştırılmış öğrenme ile konu çözümlenerek, daha yalın uyaran tepki basamaklarına indirgenebilir. Bu yöntemle konular, öğrencinin hazır bulunuşluk düzeyine indirgendiginde, karmaşık zor konuları öğrenmesi de olanaklaşır.
Bilişsel Öğrenme Kuramları’na göre hazirbulunuşluk, öğrencinin yeni bir konuyu algılaması için gerekli olan, bilişsel örüntüyü geliştirmiş olmasıdır. Öğrencinin geliştirdiği bilişsel örüntüsü, öğrenmesinin temelidir. Öğrencinin geçmişte öğrendikleri,birbirini etkileyerek, bir alan oluşturur. Bu alanı oluşturan doku, öğrencinin bilişsel örüntüsüdür. Öğrencinin bilişsel örüntüsü yeni bir konuyu öğrenmeye yetmediğinde, konunun öğrenilmesi için gereken ön bilgi ve becerilerin, öğrenince kazanılması gerekir. Öğrenci bu yeterliğe ulaşmaz ise, öğretilecek konunun, bütünlüğünü bozmadan, öğrencinin hazır bulunuşluk düzeyine indirilmesi zorunludur. Öğrencinin bilişsel örüntüsünün eşigi, konunun güçlük düzeyine uyamadığı sürece, konunun öğrencice algılanması sağlanamaz.
Güdüsel Öğrenme Kuramları’na göre hazır bulunuşluk, öğrencinin gelişiminin sonucudur. Öğrenci, doğuşundan başlayarak her yaşında, belli gelişim düzeyine ulaşır ve böylece yaşına uygun düzeydeki konuları öğrenmeye hazır olur. Gelişim kusurları olan öğrenci,yaşının gerektirdiği tepkileri yapmada da kusurludur. Öğrencinin, öğrendiği konulara karşı hazır bulunuşluğunda görülen kusurların kökeni, gelişimde çok önemli olan ilk çocukluk evresindeki gelişim bozukluklarıdır. Bir konuyu öğrenciye öğretebilmek için, öğrencinin gelişim düzeyi iyi tanınmalıdır.
Öğrenme kuramları, bir öğrenim görevini öğrenebilmesi için öğrencinin yeterlik düzeyinin, bilişsel örüntüsünün ve gelişim düzeyinin, öğrenim görevinin düzeyine uygun olması gerektiğini savunurlar. Yeterlik, bilişsel örüntü ve gelişim düzeyi, birbirini tamamlayan ve birbirinin yerine kullanabilen kavramlardır. Öğrenmeye hazır bulunuşluğu oluşturan olgunlaşma ve ön yaşantı kavramları ise öğrenme kuramlarının kullandığı kavramları açıklayıcı kavramlardır.(Cavit Binbaşıoğlu, 1995 ss:262-263)
Olgunlaşma, bireye yaşla birlikte artan yeterlikler sağladığı gibi, öğrenme fırsatları verildiği taktirde bireyin yeni ve daha karmaşık davranışları kazanması için gerekli olan hazır bulunuşluğu da beraberinde getirir. Ancak hazır bulunuşluk, bireyin sadece olgunlaşma düzeyini değil, ayni zamanda, bireyin önceki öğrenmelerini, ilgilerini, tutumlarını, güdülenmişlik düzeyini, yeteneklerini, genel sağlık durumunu da kapsar(Gipson ve Vinegradoff, 1986). Ertürk, hazır bulunuşluk kavramını; bireyin “eğitim pazarına” getirdiği özelliklerin tümü, olarak ifade etmektedir.
Örneğin; bisiklet kullanmak için yeterli hazır bulunuşluk düzeyinde olan bir çocuk; bisiklet kullanmaya isteklidir, bisikleti kullanmak için gereli olan kaslar ve diğer organları yeterli olgunluğa erişmiştir, bisikletin nasıl kullanılacağı ile ilgili ön koşul öğrenmelere sahiptir, genel sağlık durumu bisiklete binmesine uygundur. (Prof. Dr. Nuray Senemoğlu 2001 sf:12)
Öğrenme için “olgunlaşma” gerekli ise de, “yeterli”değildir. Bireyin, öğrenme için “hazır” bulunması da gerekir. ”Hazırlık” olgunlaşmadan daha karmaşık bir terimdir. Hazırlık terimi, kısmen “olgunlaşma” terimini de kapsar; fakat, hazırlığın “ruhsal” yönü daha ağır basar. Bunun içinde bir dereceye kadar, bireyin “ilgi ve hevesi” konu ile ilgili olarak yaptığı “araştırma” sonucu, yani bireyin yaşantılarıyla yeti ve yeteneklerinin bir bireşimi vardır.
Asıl öğrenme, çocuk ”öğrenmeye hazır” hale geldikten sonra başlar. Okuma-yazmayı öğrenmek için, çocuğun bir kısım organlarının olgunlaşması yanında, çocuğu buna heveslendirmek ve okuma-yazma alıştırmaları yaptırmak gibi hazırlık çalışmaları da gereklidir. Bütün öğrenme durumları için aynı şey söylenebilir. (Prof. Dr. İbrahim Ethem Başaran, 1997 sf:228)

Hazır bulunuşluk, bireyin bir işi yapabilmesi için gereken olgunlaşmaya erişmesinin gerekliliği yanında, bu iş için gerekli ön bilgi, beceri ve tutumu da kazanmış olması demektir.
O halde gelişim, hem nicelik hem de nitelik yönünden belirli bir düzeye erişmeyi anlatır. Kalıtım ve çevre etkileşiminin bir ürünüdür.
Çocuklarda gelişim, süreklilik göstermekte, fakat bu sürekliliğin içinde gelişim ivmesi, dönemler halinde farklılaşmaktadır. Bu sürecin aşamaları, bireysel farklılıklardan ve özelliklerden dolayı, her dönem kendinden sonra gelen dönemle birleştiği için, kesin sınırlarla birbirinden ayrılamaz. (www.kirmizipabuçlar.com)
Kişinin olgunlaşma ve öğrenme sonucu belli davranışları yapmaya hazır olmasıdır. Örneğin, dört işlemi öğrenecek olan bir çocuğun hem dört işlemi kavrayabilecek bir olgunluğa ulaşması, hem de bunun için gerekli olan sayma, toplama, çıkarma vs ile ilgili bilgi ve becerilere sahip olması gerekir. Hazır bulunuşluk, canlı varlığın herhangi bir şeyi öğrenebilecek duruma gelmesini anlatan bir terimdir (www.greatestfeelpsikoloji.com )

 

 

Not:Üniversite notlarından derlenmiştir.

http://www.sinifogretmeniyiz.biz, Sınıf Öğretmenlerinin Kaynak Sitesi

 

 

YORUMLAR