Anlamlı öğrenme (Ausubel) adlı doküman sinifogretmeniyiz.biz sitemizin
kategorisinde yer almaktadır. Bu kategoride
dosyasına benzeyen başka dokümanlar dabulabilirsiniz. Bu kategori de ilkokul 1.sınıf, 2.sınıf, 3.sınıf, 4.sınıf ve ortaokul 5.sınıf, 6.sınıf, 7.sınıf, 8.sınıf dosya ve dokümanlarına ulaşabilirsiniz.
Dosyayı indirmek için aşağıdaki hemen indir bağlantısına tıklamanız yeterlidir.
Anlaml� Ö�renme (Ausubel)
Tan�m Ausubel’in ö�renme teorisi; ö�renmeyi etkileyen en önemli faktör ö�rencinin mevcut bilgi birikimidir, bu ortaya ç�kar�l�p ö�retim ona göre planlanmal�d�r cümlesi ile ifade edilebilir (Ayas et al., 1997). Ausubel’ e göre ö�renmenin ço�u sözel olarak gerçekle�mektedir ve önemli olan ö�renmenin anlaml� olmas�d�r. Sözel ö�renme, e�er etkili bir �ekilde uygulan�rsa, anlaml� olabilir.
Kapsam
Ausubel’e göre, kavramlar, alt kavramlara ne kadar iyi ba�lan�rsa detaylar o kadar kolay hat�rlan�r ve ön örgütleyiciler bu ba�lant�n�n kurulmas�n� sa�lar. Ausubel’in fikirleri, “ezberleme-anlaml� ö�renme” fark� ve “kabul etme– ke�federek ö�renme/ö�retme” fark�na dayal�d�r.
Örnek
S�v�lar�n bas�nc� konusunun anlat�m�nda anlaml� ö�renme kuram�n� kullanabiliriz. (Bknz: Ek 1 )
�lkeler
Ausubel’e göre çe�itli ö�renme durumlar�yla kar��la�an bireyin zihninde gerçekle�en ö�renmeler daha sonraki ö�renmelere temel te�kil eder. Bu ö�renmeler her zaman do�ru olarak yap�land�r�lm�� olmayabilirler. Yani ö�rencilerin zihinlerinde yap�land�rd�klar� bilgiler aras�nda yanl�� ö�rendikleri �eyler de bulunabilir. Bu nedenle ö�retmen öncelikle bu yanl�� anlamalar� belirlemeli ve ö�retimini bunlar� giderecek �ekilde planlamal�d�r. Çünkü herhangi bir kavramla ilgili yanl�� anlamalar�n konuyla ilgili daha ileri düzeydeki bilgileri anlamada sorun yaratt���, hatta bazen yeni kar��la��lan bilgilerin ö�renilmesini engelledi�i bilinmektedir (Andersson, 1986; Ben-Zvi, Eylon & Silberstein, 1986; Griffiths & Preston, 1992).
Ausubel’in anlaml� ö�renme yakla��m�nda organize edici bilgiler çok önemli bir yer tutar. Organize ediciler, daha sonra ö�renilecek bilgileri anlaml� bir duruma getirirler. Bunlar yoluyla, ayr�nt�l� bilgilerin anlaml� olarak yerle�tirilece�i bir çerçeve haz�rlanm�� olur. Organize
ediciler, ö�rencinin daha önce ö�renmi� oldu�u bilgilerle yeni bilgiler aras�nda bir köprü
görevi de görür.
�lkokulda üçgenlerin isimlendirilmesini i�leyen bir ö�retmenin “Üçgenler aç�lar�na ve kenarlar�na göre isimlendirilir.” diye bir kuralla ba�lang�ç yapmas�nda söz konusu kural�n ‘organize edici’ bir özelli�i vard�r.
Bilgilerin ö�rencilere anlat�larak anlaml� ö�renmenin gerçekle�tirilmesinde �u hususlara uyulmas� beklenir:
1.Organize edici bilgiler kullan�lmal�:
a) Derste kullan�lacak önemli kavramlar�n tan�mlar� verilmeli,
b) Derste geçen genellemeler ve ilkeler önceden verilmeli,
c) ��lenecek konunun ana hatlar� verilmeli ve ö�rencilerin görebilece�i bir yere yaz�lmal�.
2.Anlat�mda bol ve de�i�ik örnekler kullan�lmal�.
3.Anlat�lanlar resim, �ema, grafik gibi belirginle�tirici araçlarla desteklenmeli.
4.Anlat�lan konuda geçen kavram ve ilkeler aras�nda benzerlikler ve farkl�l�klar üzerinde önemle ve zaman vererek durulmal�. Olumlu peki�tirme ile olumsuz peki�tirme birbiriyle fonksiyon yönünden benzer fakat uygulan�� biçimleri fakl� iki kavramd�r. Bunlar�n benzer ve farkl� yönlerinin aç�k seçik ortaya konmadan anlaml� olarak kazand�r�lmas� çok güçtür.
5.Ö�renciye kazand�r�lacak bilgiler anlaml� �ekilde organize edilmi� bir bütünlük göstermelidir.
6.Ezberleme te�vik edilmemeli, ö�renciler ezberleme için cesaretlendirilmemelidir. Ö�rencilerin ders kitab�ndaki bilgiyi kitab�n ifadesiyle tekrar etmeleri yerine kendi kelimeleriyle söylemeleri sa�lanmal�d�r.
7.Anlaml� ö�renme s�ras�nda ö�renciler konu ile ilgili kendi görü�lerini rahatça söyleme, tak�ld�klar� noktalar� çekinmeden sorma ve tart��ma olanaklar�na sahip olmal�d�rlar.
Ekler
SIVILARIN BASINCI
Dalg�çlar vurgun yememek için bulunduklar�n derinlikten yüzeye oldukça yava� ç�karlar. Neden?
Deniz dibine dalan dalg�ç, su alt�nda vücudunda büyük oranda azotun ayr��abilece�i kadar uzun süre yüksek bas�nç alt�nda kalm�� ve sonra da birden yüzeye ç�km��sa, vücut hücrelerinde kabarc�klar olu�ur. Bu kabarc�klar�n oran�na göre, vücudun hemen her yerinde küçük veya önemli tahribatlar meydana gelir. Bu olaya vurgun denir. Dalg�ç bunun sonucu felç geçirir. Bunu önlemek için vücudun bu bas�nç de�i�ikli�ine uyum sa�lamas� gerekir. Bu nedenle dalg�ç yava� bir �ekilde yüzeye ç�kar. S�v�lar a��rl�klar� nedeniyle içinde bulunduklar� kab�n taban�na, içinde bulunan kat� cisimlere ve yan yüzeylerine bas�nç uygularlar. S�v�lar�n a��rl��� nedeniyle birim yüzeye dik olarak uygulad�klar� kuvvete ‘S�v� Bas�nc�’ denir.
S�v� Bas�nc�n�n Ölçümü
�çindeki hava vakumla bo�alt�lm�� olan kab�n pistonu sürtünmesizdir. Bu kap s�v� içine ters olarak dald�r�ld���nda, bas�n de�i�iminden dolay� yayda s�k��ma gözlenecek. Bu olay s�v�n�n kab�n içine do�ru olan bas�nç kuvvetinin, yay�n d��a do�ru olan kuvvetiyle dengeleninceye kadar yay s�k���r. S�v�n�n bas�nc� ölçeklenmi� bir yayla do�rudan ölçülebilir.
Bo� çay barda��n�n a��z k�sm�n� elastik bir zarla hava almayacak �ekilde kapatal�m, çay barda��n� ters bir �ekilde s�v�n�n içine dald�rd���m�zda ne gözlemleriz?
Elastik zar�n cam barda��n içine do�ru bombele�ti�ini gözlemleriz. Bu materyal tam say�sal de�er vermese de bir bas�nç ölçer alet olarak kullan�labilir.
S�v� Bas�nc� Nelere Ba�l�d�r?
1. Yükseklik
�ekildeki düzenek kuruldu�unda huni s�v�n�n içine dald�r�ld�kça borudaki suyun yükseldi�ini görürüz. Bu yükselmeyi sa�layan huni içindeki s�v� bas�nc�n�n artmas�yla boru içindeki gaz� iterek bu gaz�nda di�er s�v�y� etki edip onun yükselmesini sa�lamas�d�r. Buna göre; h α P ‘dir.
2.Yo�unluk
Ayn� deneyi yo�unlu�u farkl� ba�ka bir s�v�yla yapal�m. Bir önceki deneyle ayn� yükseklikte bas�nç ölçümü yapal�m. Buradan ; ρ α P ‘dir.
SONUÇ: P = h x ρ
S�v� Bas�nc�n�n Kuvveti
Bir kaptaki s�v�n�n a��rl��� nedeniyle yüzeyin tamam�na uygulad��� dik kuvvete ‘Bas�nç Kuvveti’ denir. Ak��kanlarda yüksek bas�nçtan alçak bas�nca do�ru ak�� vard�r. Bu ilkenin, s�v� bas�nc�ndaki örne�i sifonlard�r.
Deney: Sifonlama
PASCAL PRENS�B�
Kapal� bir kab� tamamen dolduran s�v�n�n herhangi bir noktas�ndan yap�lan bas�nç, s�v�n�n dokundu�u bütün yüzeylere dik olarak ve aynen iletilir. S�v�lar�n s�k��t�r�lamay�p bas�nc� her do�rultuda iletmeleri ilkesine ‘Pascal Prensibi’ denir.
F1 / S1 = F2 / S2
Bu prensip kullan�larak su cendereleri yap�lm��t�r.
Piston a��rl�klar� önemsiz ise;
M1 x g /S1 = M2 x g /S2
Deney 1 :
Elastik zar üzerine kuvvet uyguland���nda ne gözlemlenir? Kuvveti uygulad���m�zda �i�enin üst taraf�ndaki gaz�n hacmini küçülttü�ümüzden dolay� gaz�n bas�nc�n� art�rm�� oluruz. Bu bas�nç art��� s�v� taraf�ndan aynen balona ve s�v� taban�na iletilir. Bu nedenle balon içindeki gaz�nda bas�nc� artar, bunu sa�lamak için hacmi küçülür.
Deney 2 :
S�v� cenderelerinin günlük hayattaki en yayg�n uygulamas� araba fren sistemidir. �ekilde bunun basit bir örne�i çizilmi�tir.
Kaynaklar
http://www.fizikciyiz.com/e-11-david-ausubelin-ogrenme-kurami
http://tip.psychology.org/ausubel.html
http://www.egitim.aku.edu.tr/AusubelGagne.ppt
http://www.hskizilcik.com/egitim/Ausubel.pdf
http://tr.wikipedia.org/wiki/Ausubel%27in_%C3%B6%C4%9Frenme_kuram%C4%B1
http://www.tebd.gazi.edu.tr/arsiv/2007_cilt5/sayi_4/587-607.pdf