Eğitim Sistemi, Sınav ve Dershaneler

Avcı yaptığı yazılı açıklamada, ilk ve orta öğretimin son sınıflarında okuyan 2 milyona yakın öğrencinin büyük bölümünün YGS, LYS ve SBS sınavlarına hazırlık için, doktor raporu alarak okul sıralarını boşaltmaya başladığına dikkat çekti. “Hasta raporu alan öğrenciler okula gitmiyor ama dershaneye gidebiliyor” değerlendirmesiyle eğitim sistemindeki sınav ve dershane çarpıklığını ortaya koyan Avcı, sınavcı ve ezberci eğitim sisteminin gençleri onursuz bir yarışa, stres ve bunalıma soktuğunu aktardı.

-"SINAVCI, DERSHANECİ VE EZBERCİ EĞİTİM SİSTEMİ TERK EDİLMELİ"-

DES Genel Başkanı Avcı, "Eğitim sistemimizi değerlendiren sınavlarda 'evet' ve 'hayır'a yer var; 'gri tonlar'a, 'belki' ve 'olabilir' gibi kavramlara yer yok. Bunu pedagojik olarak gerici ve sakıncalı buluyoruz" dedi.

Avcı, üniversite sınavına hazırlanan gençlerin 10'da 8'inin dershaneye gittiğini, anne babalarının, çocuklarının sınavı kazanması için dershaneye gitmesini zorunluluk olarak gördüğünü kaydetti. Üniversite ve liseye giriş sınav sisteminde yapılan çoğu değişikliklerin de dershanelere hizmet ettiğini vurgulan Avcı, dershanelerin ezberciliği teşvik ettiğini, sorun çözme, düşünme, düşündüğünü ifade etme ve hayata geçirme yerine "A, B, C" şıklarından birini işaretleten reaktif bir bakış açısı öğrettiği açıklamasında bulundu. Eğitimde ezberci anlayışın oluşmasında en büyük sorumluluğun YGS ve SBS sistemi olduğuna dikkat çeken Avcı, şu değerlendirmede bulundu:

“Sınavlar hayatın her sahasında gençlerin kaderine hükmeder hale gelmiştir. Gerek YGS, SBS ve KPSS sistemi ve gerekse test tekniği bilgi kaynaklarına ulaşmanın serbest olduğu bir anlayışa göre olmalıdır. Ezberci, sınavcı ve dershaneci eğitim sisteminin değişmemesi durumunda Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in yaptığı devrim niteliğindeki reform ve bir dizi önemli yenilik çalışmalarının ve YÖK’ün çabalarının yeterli sonucu vereceğini zannetmiyorum.”

-"DERSHANE VE SINAVLAR, STRES VE BUNALIM ÜRETİYOR"-

Velilerin sırtına ekstradan dershane ücreti yüklenmemesi gerektiğini vurgulayan Avcı, şunları kaydetti:

“Dershanelerin öğrencileri strese soktuğunu, onların sosyal, duygusal ve psikolojik gelişimlerine zarar verdiğini ve bu nedenle öğrencilere ağır yükler ve sorumluluklar yüklemenin doğru olmadığını düşünüyoruz. Türk eğitim sisteminin kanayan yaralarından birisi olan dershanelere biran önce çözüm üretilmesi gerekiyor. Dershanelerin devlet okullarının yerini almaya başladığını, gençlerin dershaneler arasında pazarlandığını, öğrencilerin okula ayırmadıkları emeği ve zamanı dershanelerde harcadıklarını görüyor ve çözümler öneriyorduk. Dershane ve sınav dayatmasına karşı çıkan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın tavrını çok haklı buluyor ve destekliyoruz. Çocuklarımızın gelecek pazarlığı üzerinden yürütülen bu sömürüye artık dur demeliyiz.”

-"EĞİTİM TİCARİLEŞTİ"-

Ailelerin ekonomik koşulları ne olursa olsun ‘dişten tırnaktan artırıp’ çocuklarını dershaneye gönderdiğini belirten Avcı, “Dershanelere öğrenci başına 2 ile 25 bin TL arasında ücret ödeyen veliler, çocuklarını dershaneye göndermediği takdirde anne - baba olarak kendilerini sorumluluklarını yerine getirmemiş hissetmektedirler” dedi. Çeşitli promosyon ve vaatlerle öğrencileri etkileyen dershanelerin tamamen ticarileştiğini belirten Avcı, buralarda asgari ücretle çalıştırılan öğretmenlerin karar mekanizmasından uzaklaştırıp, istismar edildiğini vurguladı.

-"ÖZEL OKULLAR TEŞVİK EDİLMELİ"-

Yeni düzenlemeler sonucu, dershanelerde meydana gelecek sıkıntıların giderilmesi için DES Genel Başkanı Avcı, şu önerilerde bulundu: “Öğrencileri dershanelere mahkûm etmek yerine merkezi okullarda hafta sonları kurslar düzenlenebilir. Okullar arası başarı farklılıkları ve eşitsizlikler milimize edilerek birkaç türde standartlaştırılmış lise türüne geçilerek ve bu liselerdeAnadolu Lisesi öğretim programı uygulanabilir. Dershane sahiplerinin ve çalışan personelin mağduriyetinin engellenmesi adına, atanamayan öğretmenleri devlet okullarına dönüştürmesi uygun görülen dershanelerde ve özel okullarda değerlendirmenin planlaması yapılmalıdır. Sosyo-ekonomik dezavantajlı çocukların ücretsiz kitap uygulamasında olduğu gibi tüm eğitim masrafları devlet tarafından karşılanmalı ve bu düzlemde özel okulculuk teşvik edilerek başarılı yoksul ailelerin çocukları özel okullarda okutulabilir. Lise müfredatları, yükseköğretim programları ile paralelleştirilmeli ve lise mezuniyetleri olgunluk sınavı maharetiyle düzenlenebilir."