TEKNOLOJİ NEDİR ?
Sözlüklerde teknoloji, sanayi ile ilgili sanatların bilimi ve insanın tabiata tutunmak ve onu kendisine faydalı hale getirebilmek,kendi hizmetinde kullanabilmek için yaptığı her türlü alet ve cihaz olarak tanımlanmıştır. Sözlük anlamları dışında bilim adamları da teknoloji hakkında çeşitli tanımlar yapmışlardır. Bunlardan bazıları şunlardır :
1. Alkan’a göre teknoloji, genel anlamda kazanılmış yeteneklerin işe koşulmasıyla doğaya egemen olmak için gerekli işlevsel yapılar oluşturmadır.
2. Demirel’e göre teknoloji, belli amaçlara ulaşmada, belli sorunları çözmede, gözleme dayalı ve kanıtlanmış bilgilerin uygulamasıdır.
3. Simon’a göre teknoloji, insanın bilimi kullanarak doğaya üstünlük kurmak için tasarladığı rasyonel bir disiplindir (Simon, 1983, s.173).
4. Mc Dermott’a göre teknoloji, somut ve deneysel anlamda temel olarak teknik yönden yeterli küçük bir grubun örgütlü bir hiyerarşi yardımıyla bütünün geri kalanı (insanlar, olaylar, makineler vb.) üzerinde denetimi sağlamasıdır (McDermott, 1981, s.142).
5. Paul Saetller teknolojiyi şöyle tanımlamaktadır: "Teknoloji (Latince texere fiilinden türetilmiştir; örmek, oluşturmak (construct) anlamına gelir) birçoklarının düşündüğü gibi makine kullanmak değildir. Teknoloji, bilimin uygulamalı bir sanat dalı haline dönüşmesidir. Uygulamalı sanat terimi Fransız sosyolog Jackques Ellul tarafından kullanılmış ve kısaca technique olarak isimlendirilmiştir. O, teknolojiyi bir technique uyarınca yapılmış bir makine olarak görmüş ve bu technique'nin ancak küçük bir bölümünün makine tarafından ifade edilebildiğinden bahsetmiştir. Belirli bir teknik sayesinde sadece makinenin değil, bu makineye ait öğretimsel uygulamalarında gerçekleştirilebileceğinden söz etmiştir. Sonuç olarak davranış bilimi ile öğretim teknolojileri arasındaki ilişki, doğal bilimlerle mühendislik teknolojisi arasındaki ya da biyoloji ile sağlık teknolojisi arasındaki ilişkiyle benzer hatta aynıdır" (Saettler, 1968, ss. 5-6).
6. Ünlü bir eğitim teknoloğu olan James Finn teknolojiyi tanımlarken şöyle demektedir: "Makine kullanımının yanı sıra teknoloji, sistemler, işlemler, yönetim ve kontrol mekanizmalarıyla hem insandan hem de eşyadan kaynaklanan sorunlara, bu sorunların zorluk derecesine, teknik çözüm olasılıklarına , ve ekonomik değerlerine uygun çözüm üretebilmek için bir bakış açısıdır" (Finn, 1960, s.10).
7. Bilim ve teknolojinin farklılığını belirtmek için ilk nükleer denizaltıyı yapan ve serbest bir eğitim eleştirmeni olan Amiral Hyman Rickover şöyle söylüyor: "Bilim ve teknoloji birbirine karıştırılmamalıdır. Bilim doğadaki görüngülerin (fenomenlerin) gözlenerek, zaten var olan doğru ve gerçeklerin ortaya çıkarılması ve bu gözlemler sonucunda elde edilen verilerin düzenlenerek gerçeklerin ve bunlar arasındaki ilişkilerin ortaya konulduğu teorilerin oluşturulmasıdır. Teknoloji asla bilim için bir otorite olamaz. Teknoloji insan aklını ve vücudunu güçlendirmek, üstün kılmak için geliştirilecek aletler, teknikler , ve yöntemler üzerinde durur. Bilimsel yöntem insan faktörünün tamamen dışlanmasını gerektirir, şöyle ki; gerçeği arayan kimse, kendinin ya da diğer insanların hoşlanacağı veya sevmeyeceği şeylerle, popülist değerlerle ve herhangi bir çıkar uğruna çalışmaz. Diğer yandan teknoloji fikir (bilim) değil de hareket olduğundan, eğer insani değerler göz ardı edilirse tamamıyla tehlikeli bir sonuca da yol açabilir (Knezevich & Eye, 1970, s.17).
EĞİTİM TEKNOLOJİSİ NEDİR?
Artık eğitim teknolojisinin kökenine ait bazı bilgilere ve eğitimde nasıl bir rol üstlendiğine dair bir takım fikirlere sahip olduğumuza göre daha zor bir soruya geçebiliriz: eğitim teknolojisi nedir? Aşağıda belirtildiği gibi tanımlamaya yönelik girişimler, bu işin aslında kimin, filin neresine dokunduğuna benzeyen bir olgu olduğunu göstermektedir.
1. National Academy of Engineering's Instructional Technology Committee on Education, eğitim teknolojisini şöyle tanımlar: "eğitim teknolojisi öğretme/öğrenme biliminin sınıf ortamı aracılığıyla gerçek dünya şartlarına uygulanmasıyla elde edilen bilgiler bütünüdür. Bu süreç içerisinde geliştirilen her türlü yöntem ve araç da bu uygulamaya yardım etmek amacını taşır" (Dieuzeide, 1971, s.1).
2. Eğitim teknolojisi, öğretim ilkelerinin uygulanabilmesi için oluşturulmuş bütün metodolojiler ve tekniklerdir (Cleary et al., 1976).
3. Eğitim teknolojisi öğrenme sürecini geliştirmek için oluşturulan her türlü sistemi, tekniği ve yardımı içerir. Böyle bir yapıda şu 4 özellik önemlidir: öğrencinin ulaşması hedeflenen amaçların tanımlanması; öğrenilecek konunun öğretim ilkelerine göre analiz edilip, öğrenilmeye uygun şekilde yapılandırılması; konunun aktarılabilmesi için uygun medyanın seçilip kullanılması; dersin ve derste kullanılan araçların etkililiğini ve öğrencilerin başarı durumlarını değerlendirmek için uygun değerlendirme yöntemlerinin kullanılması (Collier et al., 1971, s.16).
4. Silverman eğitim teknolojisini iki alt gruba ayırmıştır: göreceli eğitim teknolojisi (relative educational technology) yöntemler ve araçlar üzerinde durur; yapısal eğitim teknolojisi (constructive educational technology) ise öğretiimsel problemlerin analizi, değerlendirme araçlarını seçme ve geliştirme ve istenilen öğretimsel çıktıları elde etmek için kullanılacak teknikler ve araçlar üzerinde durur (Silverman, 1968, s.3).
5. Eğitim teknolojisi "her türlü öğrenme koşullarında problemlerin ortaya konmasından, bu problemler için çeşitli (değerlendirme, yönetim, uygulama) çözümler üretilmesine kadar her aşamada insanların, yöntem ve fikirlerin, çeşitli araçların ve örgütsel fikirlerin de içinde bulunduğu karmaşık ve tümleşik bir süreçtir" (AECT Task Force, 1977, s.64).
EĞİTİMDE TEKNOLOJİNİN ROLÜ NEDİR?
Eğer teknoloji yukarıda sunulduğu şekli ile algılanırsa, teknolojinin insan hayatında çok önemli bir yer tuttuğu da rahatlıkla anlaşılır. Bu nedenle konumuz teknolojiyi kullanmak ya da kullanmamak değil, insan hayatında teknolojinin nasıl bir yeri ve konumu olacağıdır. Bu, üzerinde birçok değerli kişi ve kuruluşun çalıştığı önemli bir konu olmuştur.
1. Herbert Simon teknolojiyi insanın kendi yapay iç dünyasıyla dış çevre (doğa) arasında bir ara-yüz olarak görmektedir.
2. Carnegie Komisyonunun bu konuyla ilgili vardığı sonuç şöyledir: "Teknoloji öğretimde yardımcı bir rol üstlenmelidir, öğretimin amacı haline getirilmemelidir. Teknoloji sadece var olduğu için kullanılmaya çalışılmamalı ya da teknoloji kullanılmadığında çağ dışı kalınacakmış gibi bir korkuya kapılmamalıdır. Bizler, gelişmiş teknoloji kullanımının öğretimde doyum ve başarıya ulaşabilmek için tek başına yeterli olduğuna inanmıyoruz. Birçok ders için dönemde birkaç saatlik teknoloji desteği yeterli olmaktadır. Bazı dersler için teknoloji, dönemin yarısından çoğunda kullanılabilir; ama bütün bir dönemde böylesine bir teknoloji desteğine ihtiyaç duyulabileceği ders sayısı yok denebilecek kadar azdır (Carnegie Commission On Higher Education, 1972, s.11).
3. Eğitimi etkileyen teknolojik gelişmeleri tartışan çok fazla yayın, makale vardır. Bunlar arasında dikkat çekici olanlar aşağıya çıkarılmıştır.
a) Alfabe, insanoğlunun bilgiyi paylaşması, kaydetmesi, ve saklaması için entelektüel bir araç olmuştur. Kağıdın icadı ve yazım araçlarının geliştirilmesi, alfabe yardımıyla yapılan işlemlerin daha kolay gerçekleştirilebildiği bir süreci başlatmıştır. Kitap, birçok sayfadan oluşan, değişik tasarımlara sahip, sunmak istediği bilgiyi sıralı olarak veren bir araç olarak düşünülebilir. Kısaca kitap, teknik açıdan bakıldığında televizyon gibi, bilgisayar gibi vermek istediği bilgiden farklı bir yapıya sahip bir araçtır. Matbaanın icadından sonra kitap yaygınlaşarak hemen herkesin ulaşabildiği bir araç oldu. Karatahta hem öğrencinin hem de öğretmenin aynı anda aynı konu üzerinde çalışabilmesine olanak sağlayan ilk sınıf içi iletişim araçlarından birisidir. Okul otobüsü öğrencilerin uzak yerlerden öğretim yerlerine taşınması ve dolayısıyla uygun eğitim ortamının sağlanması açısından bir öğretim aracı olarak görülebilir (Knezevich & Eye, 1970, ss.19-22).
b) Engler teknolojiyi eğitimin ayrılmaz bir parçası olarak görmektedir. Şöyle der: "eğer eğitim her yönüyle öğretmen, öğrenci, ve çevre arasındaki bir iletişim ağı olarak görülürse, o zaman öğretim teknolojisinin bu ilişkileri tanımlamada önemli bir görevi olduğu anlaşılabilir" (Engler, 1972, s.62).
c) Indiana University'den Robert Heinich öğretmenlerin eğitim teknolojisine yaklaşımlarını şöyle dile getirmektedir:
"Peter Drucker'in bir makalesinde söyledikleri büyük oranda yanlış anlaşılmıştır; bu makalede kısaca şöyle denmekteydi: -öğrenme ve öğretme, yeni yöntemlerden, hayatın başka hiçbir safhasının etkilenmeyeceği kadar derinden etkilenecektir. İnsanoğlunun en muhafazakar olduğu bu eski öğretme sanatında yeni yaklaşımlara, yöntem ve araçlara ihtiyaç vardır. Bu yeni geliştirilecek yöntemler sayesinde, öğretmenler beceri ve yeterliliklerini arttırarak daha etkili olacaklardır. Bu sayede öğretme, henüz araçları ile günümüze ayak uyduramamış geleneksel bir sanat olsa da, sıradan bir insanın üstün bir performans sergileyebilmesini olanaklı kılacaktır.- Yanlış anlaşıldığından bahsettim; çünkü birçok eğitimci bu makaleyi okuduktan sonra başlarını sallayacak ve kullanılacak araçlar sayesinde sınıf içerisinde öğrenim başarısının artacağını düşüneceklerdir. Fakat burada asıl söylenmek istenen, ancak öğretim teknolojileri kullanıldığında sıradan bir insanın üstün bir performans gösterebileceğidir; yoksa gelişmiş teknoloji kullanmak tek başına yeterli olmayacaktır (Heinich,1970,s.56).
EĞİTİM TEKNOLOJİSİNİN İLGİ ALANLARI
Eğitim teknolojisi etkili öğrenme ve öğretme ortamlarını tasarımını ve uygulamasını işe koyabilmek için diğer bazı bilim dallarının kuram ve uygulama biçimleriyle ilgilenmektedir.
Bunlardan birincisi, psikoloji ve eğitim psikolojisidir. Psikoloji bireylerin karakter,zeka,yetenek, beceri,tavır gibi geniş çaptaki özellikleri inceler. Eğitim psikolojisi ise öğrenme ve öğretme faaliyetleri ile ilgilenir.
İkincisi teknolojidir. Bu bilim dalı yeni fiziki donanımların ve kuramların gelişmeleri hakkında bilgi vermektedir.
Üçüncüsü eğitim bilimleridir. Eğitim bilimleri öğrenme ve öğretme süreçlerinin nasıl olduğunu ortaya çıkaran bir bilim dalı olduğundan eğitim teknolojisi bu öğrenme ve öğretme kuramlarını teknolojilerin etkili bir biçimde kullanımlarını sağlamak için kullanmaktadır.
Dördüncüsü bilgisayar bilim dalıdır. Bunlar çok sıkı bir ilişki içindedir. Çünkü bilgisayarlar eğitim içinde çok etkili ve yaygın bir biçimde kullanılmaktadır.
Beşincisi öğrenme ortamlarının tasarım faaliyetleridir. Öğretim ortamlarının tasarımında öğretmenin,öğrencinin,hedefin ve eğitim teknolojilerinin genel özellikleri analiz edilir. Bu analiz neticesinde, belirlenen hedef ve davranışları gerçekleştirecek olan en uygun araç-gereçlerin seçilmesi ancak tasarım faaliyetleri ile belirlenir.
Altıncısı iletişim bilimleridir. İletişim bilimlerinin temel amacı, gönderilen mesajların açık ve net olarak ilgili olan bireylere ulaştırmaktır.
Yedincisi felsefi bilimlerdir. Felsefe, belli bir toplumda yaşamın temelini oluşturan amaçları çizmektedir. Felsefe, eğitim teknolojisinin genel amaçlarını vermektedir.
Sekizinci sosyolojidir. Eğitim teknolojisi ile sosyoloji arasındaki ilişki, toplumların genel özelliklerine uygun olan eğitim teknolojilerinin seçimidir. Burada, sosyoloji içinde bulunulan toplumun genel özellikleri konusunda bilgi verir. Eğitim teknolojisi de uygun olan yöntemin ve araç-gerecin özelliklerini sunar. Bunun sonucunda uygun olan eğitim teknolojisi seçilir.
Dokuzuncu bilim dalı fiziktir. Eğitim teknolojisinde kullanılan opak projektör,tepegöz, slayt ve film projektörü,teyp,radyo,televizyon ve bilgisayar gibi araçların kullanılması incelendiğinde fizikle olan ilişki ortaya çıkar.
Onuncusu kimyadır. Eğitim öğretimde kullanılan kalem,kağıt,tebeşir,mürekkep v.b. materyaller kimyagerlerin icatları arasındadır.
Onbirinci ilgili bilim dalı matematiktir. Eğitim teknolojisi matematikten büyük ölçüde etkilenmiştir. Eğitim teknolojilerine baktığımız zaman, matematiğin kullanıldığını çok rahatlıkla görürüz. Üretilen her bir teknoloji ince hesaplamalar sonucu ortaya çıkmıştır. Bunun için matematik ve eğitim teknolojisi birlikte hareket etmek zorundadır.
On ikinci bilim dalı istatistiktir. Eğitim teknolojisi alanında iyi bir araştırmacı olmak için istatistiği çok iyi bilmek gerekir. İstatistiğin etkili olarak kullanıldığı araştırma sonuçlarında, etkili ve eğitim hedeflerine uygun eğitim teknolojileri ortaya çıkarılır.
On üçüncü bilim dalı ekonomidir. Ekonomi bilim dalının temel amacı var olan kaynakların ve imkanların amaçlarına uygun bir biçimde israf edilmeden kullanılmasını planlamaktır. Eğitim kıt bir kaynak olduğundan, bu alanda yapılan her faaliyet de mutlaka ekonomik olarak planlanmalıdır.
On dördüncü bilim dalı ise yönetim bilimleridir. Yönetim biliminde bulunan kuramların temel amacı, var olan sistemi etkili olarak yönetmektir.