Sadece adı vardı Milli Eğitim Akademisinin. MEB Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 55 inci maddesinde  Bakanlığa bağlı bir birim olarak yer alırdı.

Bu akademinin, Polis Akademisi, Askeri Akademi gibi bir işlev göreceği, eğitimciler içinden  kurmay sınıfının yetiştirileceği bir yer olacağı beklentisi vardı. Hatta öğretmelerin bile bir bölümünün burada yetiştirilebileceği hayal ediliyordu.

Yıllarca kağıt üzerinde yaşadı akademi, açılamadı bir türlü. Nihayet birileri  1990 lı yıllarda başlatılıp sonra unutulan Ankara Hasanoğlan’daki inşaatı hatırladı.  İnşaata hız verildi ve 10 Mart 2009  Tarihinde Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in katılımıyla  açılışı yapıldı.  Eğitim akademisine ilişkin bir yasa taslağının da hazırlandığı TBMM’ye sevk edildiği ve kısa sürede yasalaşacağı açıklandı kamuoyuna. 

Eğitim camiası sonunda akademisine kavuştu çok şükür. Artık personelimize akademik eğitim vereceğimiz bir akademimiz vardı ama Bakanlıktan gelen bir haber hayal kırıklığı yarattı. Hizmetiçi Eğitim Dairesi Başkanlığı ve Ankara Hizmetiçi Eğitim Enstitüsü’nün, Bakanlık Makamı’nın 19/10/2009 tarih ve B.08.MÜB.0.37.02.00/1400 sayılı Onayı ile 20 Kasım 2009 tarihine kadar Hasanoğlan’a taşınması emredildi. Bu haliyle bizim Eğitim Akademimiz bir hizmet içi eğitim merkezine dönüşüverdi.

Adı üstünde, akademik eğitim verilmeli bu kurumlarda, önlisans mezunu eğitim personeline lisans, lisans mezunlarına ise lisans üstü eğitim verilmeli.  Örneğin müfettiş yardımcılığı sınavını kazanan personelden yüksek lisansını tamamlamamış olanlara öncelikle akademide eğitim yönetimi ve denetimi alanında yüksek lisans eğitimi verilmeli, sonra atamaları yapılmalı. Şube müdürü ve daha üst düzey yöneticilere de burada yönetim alanında yüksek lisans eğitimi verildikten sonra atamaları yapılmalı. Akademide, halen görevde olan müfettiş ve yöneticilere de lisan üstü eğitim fırsatı tanınmalı. Eğitimcilerin kurmay sınıfını yetiştirmek ancak bu şekilde olur.

Akademide hizmetiiçi eğitim verilmesinde elbette bir sakınca yok ama aslolan işlevini öncelikle yapması gerekir. Kısa zamanda akademik bir yapı kazandırılamazsa  Milli Eğitim Akademimiz hizmetiçi eğitim merkezinden öteye geçemeyerek tarihin derinliğinde kaybolup gidecektir.

         10 Mart 2009 tarihinde açılışta TBMM’ye sevk edildiği ve hemen yasalaşacağı ifade edilen yasa tasarısı hâlâ yasalaşmamıştır. İlgili komisyonda beklemektedir. Şu anda öncelikle yapılması gereken; halen komisyonda bekleyen “Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” nın acilen yasalaştırılmasıdır. Yasası olmayan,  bir kurumun varlığı tartışılır.

                                                                                 Doğan CEYLAN
                                                                        Müfettişler Derneği  Başkanı