ÇEKİNGEN ÇOCUKLARIMIZ
Değerli öğretmen arkadaşlarım; şu ana kadar yazdığım yazılarımda sınıf ortamı içinde farklı yapıda olan öğrencilerimiz olduğunu ve bunlarla ilgili nasıl çalışacağımızı ve o çocuklarımızı sınıf ortamı içine nasıl kazandıracağımız konusunu sizlerle paylaştım.
Bu yazımda , sizlerle yine sınıf ortamı içinde yaşadığımız “çekingen öğrencilerimiz “ üzerine paylaşım da bulunacağım.
ÇEKİNGEN ÇOCUKLARIMIZI NASIL TANIRIZ?
Bu çocuklar sınıf ortamı içinde akranları ile ilişki kurmakla zorlanır. Bu nedenle de genelde yalnız kalmayı tercih ederler. Bazen de kendilerinden küçüklerle bir araya gelirler. Eğer biri yanına yaklaşırsa hemen ağlayarak oradan uzaklaşır.
Bu nedenle de annelerinden kesinlikle ayrılmak istemezler. Kendi sıkıntılarını veya bulunduğu durumu sizinle paylaşamazlar. Yani sizinle konuşamazlar, Hatta siz soru sorduğunuzda bile başlarını öne eğerler.. Seslerini duyamazsanız. Ya göz ucuyla ve baş hareketleriyle cevap vermeye çalışırlar. Özellikle teneffüslerde uzaktan izlediğimizde koşup oynamazlar . Yalnız ve sessiz bir köşede tek dolaşırlar. Bu onların nasıl güvensiz olduğunun açık belirtisidir.
Bizler bu çocukları oyun ortamın katsak bile onların cesaretsiz davranışları bunu engeller. Eğer tatlı dille onu ikna edersek cesaret verici sözler söylesek ve bir adım attırabilirsek işte bu işi başarmışız demektir. Oyuna girdikten sonra da oyundan ve arkadaşlarından ayrılmak istemezler. Böylece öğrencimiz güveneceği bir merdiven basamağına adımı atmış oluruz.
Yine biliriz ki; bir görev verdiğimizde veya yapmasını istediğimiz bir durum karşısın da çok panik yaparlar.Nasıl ve ne yapacaklarını bilemezler. Sınıf ortamında gözlediğimizde bu çocukların hep kalabalıktan uzak sesiz bir köşede olduklarını gözleriz.
Bu çocuklara sınıf içinde hep yüreklendirici, destekleyici, sahiplendirici davrandığımızda inanın ki , yavaş açan ve sonra bütün güzelliğini ortaya sunan mis gibi kokan bir çiçek olurlar.
ÇOCUKTAKİ ÇEKİNGENLİĞİN NEDENLERİ NELERDİR?
· Bu çocukların ev yaşantılarına baktığımızda sosyal bir hayat yoktur. Çocuk ya çok korunmuştur veya çok itilmiştir.
· Çocuklar nedeni açıklanmayan yanlış telkinler söylenmiştir.( günah, ayıp gibi)
· Yaptıkları bir davranış sonunda ya azarlanmış ve ya utandırılmıştır.
· Hata yapmalarına hiç izin verilmemiştir. ( hep koruma altındadır)
· Eğer yapmak istediği bir şey varsa o konuda cesaretlendirilmemiştir.( sen yapamazsın ,bırak ben yapayım)
· Çocuklar bir konuda konuşuyorsa ,dikkate alınmamıştır.
· Yaptığı bir iş küçük de olsa teşekkür edilmemiştir. ( aferin bak ne güzel yaptın gibi)
Sonuçta : kendine güvenemeyen ,pısırık, agrasif, bir öğrenci karşımıza gelir. Bize düşen bu çocukları küçük adımlarla ödüllendirerek ve yapabilirsin cesaretini ona kabullendirerek onu sınıf ortamına kazandırmaktır..
İşimizin kolay olmadığını her zaman söylüyorum .Ama BİR CAN KAZANMAK, emek ve zaman istiyor. Ne mutlu ki ! bu güzel mesleğin çabasını her yerde ve her zaman veren değerli meslektaşlarım var.
Ayten Işıldağ sevgiyle kalınız ..