Hediye Kampanyamız:En fazla puan toplayan 3 kişiye 400TL'lik hepsiburada hediye çeki hediye ediyoruz..

Atatürk İlkeleri

 » Giriş 
 » Hayatı
 » Kronoloji

  Atatürk İlkeleri

Cumhuriyetçilik:

Atatürk devrimleri siyasi nitelik taşır. Çok uluslu bir
İmparatorluktan ulus devlete geçiş gerçekleştirilmiş ve böylece
modern Türkiye'nin ulusal kimliği oluşturulmuştur. Bu kimliğin oluşmasında, kul
nitelikli insanların yurttaş-birey niteliği kazanması önemli bir noktadır. Atatürk
bunun  yolunu, kısaca halkın kendi kendisini idaresi, yani demokrasi demek olan
Cumhuriyet’te görmüştür.

Halkçılık:

Gerek içeriği gerekse hedefleri açısından bakıldığında, Cumhuriyet Devrimi
ayrıca bir sosyal devrim niteliği de taşır. Başta İsviçre Medeni Kanunu
olmak üzere, Batı kanunlarının Türkiye'de uygulamaya konulmasıyla birlikte
kadınların statüsünde köklü değişiklikler olmuş, 1934
yılında kabul edilen bir kanun ile kadınlar seçme ve seçilme hakkını almışlardır.
Atatürk çeşitli ortamlarda, Türkiye'nin gerçek yöneticilerinin köylüler
olduğunu söylemiştir. Aslında bu durum Türkiye için bir gerçek olmaktan
çok bir hedef niteliğindedir. Halkçılık ilkesi sınıf ayrıcalıklarına ve sınıf
farklılıklarına karşı olmak ve hiçbir bireyin, ailenin,
sınıfın veya organizasyonun diğerlerinin daha üzerinde olmasını kabul
etmemek demektir. Halkçılık, Türk vatandaşlığı olarak ifade
edilen bir fikre dayanır. Gurur ile birleşen vatandaşlık fikri,
halkın daha fazla çalışması için gerekli psikolojik teşviki
sağlar, birlik fikrinin ve ulusal bir kimliğin kazanılmasına yardımcı olur.

Laiklik:

Laiklik yalnızca devlet ve dinin birbirinden ayrılması anlamına
gelmez ayrıca eğitim, kültür ve yasama alanlarının da dinden bağımsız olması
anlamını taşır. Laiklik, devletin dini düşünce ve dini kuruluşların etkisinden
bağımsız
olması, ve genel olarak düşünce özgürlüğü anlamına gelmektedir.

Devrimlerin birçoğu laikliği gerçekleştirmek amacıyla yapılmış ve diğerleri
ise laikliğe ulaşılmış olması sayesinde gerçekleştirilebilmiştir. Laiklik ilkesi
akılcı ve dini siyasetin dışında tutan bir ilkedir. 

Osmanlı döneminde matbaanın geciktirilmesinde olduğu gibi dinin yenilikler
karşısında nasıl tutucu bir silah haline geldiğini yaşamış olan Türkiye Cumhuriyeti
kurucuları açısından dinin din dışı sivil yapı üzerinde yaratabileceği baskıları
önlemenin bir aracıdır.

Devrimcilik:

Atatürk'ün ortaya koyduğu en önemli ilkelerden birisi de devrimciliktir. Bu ilkenin
anlamı
Türkiye'nin devrimler yaparak geleneksel kuruluşlarını modern kuruluşlarla
değiştirmiş olmasıdır.
Geleneksel kavramların bir kenara itilip modern kavramların benimsenmesi demektir.
Devrimcilik ilkesi, yapılmış olan devrimlerin tanınıp kabul edilmelerinin çok
ötesine geçmiştir.

Milliyetçilik:

Cumhuriyet devrimi ayrıca milliyetçi bir devrimdir. Bu milliyetçilik
ırkçı bir yapıda değildir; yurtseverlikle sınırlıdır. Bu devrimin amacı, Türkiye
Cumhuriyetinin bağımsızlığının korunması ve ayrıca Cumhuriyetin siyasal yönden
gelişmesidir.

Bu milliyetçilik, tüm diğer ulusların bağımsızlık haklarına saygılıdır; sosyal
içeriklidir;
yalnızca anti - emperyalist olmayıp, aynı zamanda gerek hanedan yönetimine,
gerekse herhangi bir sınıfın Türk toplumunu yönetmesine de karşıdır ve nihayet bu
milliyetçilik
Türk devletinin vatanı ve halkı ile bölünmez bir bütün olduğu ilkesine inanmaktadır.

Devletçilik:

Mustafa Kemal Atatürk yapmış olduğu açıklamalarda ve politikalarında Türkiye'nin
bir bütün olarak modernizasyonunun ekonomik ve teknolojik gelişmeye önemli ölçüde
bağlı
olduğunu ifade etmiştir. Bu bağlamda, devletçilik ilkesini de devletin, ülkenin
genel ekonomik faaliyetlerinin düzenlenmesi ve özel sektörün girmek istemediği veya
yetersiz kaldığı ya da ulusal çıkarların gerekli kıldığı alanlara girmesi 
anlamında yorumlamaktadır. Ancak, devletçilik ilkesinin uygulanmasında, devlet
yalnızca ekonomik faaliyetlerin temel kaynağını teşkil etmemiş, aynı zamanda
ülkenin büyük sanayi kuruluşlarının da sahibi olmuştur.

En yeni ve güncel etkinlikler için bizi takip edin