Hediye Kampanyamız:En fazla puan toplayan 3 kişiye 400TL'lik hepsiburada hediye çeki hediye ediyoruz..

Eğitim Psikoloğu Emma - Kate Kennedy: Arkadaşla Sorun Okul Bıraktırıyor

Londra?daki Tavistock Klinik?in eğitim psikologlarından Dr. Emma-Kate Kennedy; öğretmen, aile ve arkadaş çevresindeki sorunların okul terkine neden olduğunu belirterek, ?Çocukların karşılaştığı en önemli problemlerin başında, kendilerini okula ait hissetmemeleri geliyor. Çocuk okulda yer bulmaya çalışırken ?Ben buraya uygun muyum? Hayır değilim? düşüncesiyle eğitim sisteminin dışına çıkıyor? diyor.

Önemli psikanalitik terapi merkezleri arasında yer alan Londra’daki Tavistock Klinik’te eğitim psikoloğu olarak görev yapan Dr. Emma-Kate Kennedy, geçtiğimiz günlerde ‘Okullarda ve Toplumda Çalışan Psikologlar için Süpervizyon: İlişkisel ve Yansıtmalı Yaklaşım’ konferansı için Türkiye’ye geldi. Maltepe Üniversitesi Sokakta Yaşayan ve Çalışan Çocuklar İçin Uygulamave Araştırma Merkezi’nin (SOYAÇ) düzenlediği etkinlikte konuşan Kennedy, öğrencilerin okulu bırakma nedenlerinden çocuklarla iletişime kadar eğitimle ilgili sorularımızı cevapladı. Arkadaş ve aile çevresiyle yaşanan sorunların okul terkine neden olduğunu belirten Kennedy, özetle şöyle konuştu:

ÇOCUKLAR KENDİLERİNİ AİT HİSSETMİYOR

Dünyada çocukların karşılaştığı en önemli problemlerin başında, kendilerini okula ait hissetmemeleri geliyor. Özellikle ergenlikte kimlikleri ve nereye ait olduklarıyla ilgili sorular ön planda oluyor. Çocuk, okulda yer bulmaya çalışırken “Ben buraya uygun muyum? Hayır değilim” düşüncesiyle eğitim sisteminin dışına çıkıyor. Akran zorbalığı, eğitim, sosyal çevre, ebeveynlerine anne-babalık yapmaları, madde ve alkol kullanımı gibi sorunlar da okul terkine yol açan nedenler arasında. Öğretmenler ise müfredatı öğretmeye ve sınav baskısının olduğu bir sistemde eğitim vermeye çalışıyor. Ancak bu süreçte eğitimcilerin, yaptığı iş üzerine düşünmesi gerekiyor. Ama genelde bunu yapacak zamanları olmuyor. “Bu sistem, öğretme yöntemim, kurduğum ilişki çocuk için uygun mu?” sorularını kendilerine sormadıklarında, öğrenciler de okulda yer bulamıyor. Okul terki sonuç olarak ortaya çıkıyor.

KONUŞMAK YERİNE DİNLEYİN

Anne-baba ve öğretmenlerin, çocukla konuşmak yerine onu dinlemesi gerekiyor. Örneğin okul terkiyle ne mesaj vermeye çalıştığını anlamak önemli. Toplumun eğitime bakış açısı, çocuk ve gençleri nasıl algıladığımız; çevre, anne, baba, idareci tutumlarıyla yapılan iş üzerine düşünmek de bu süreçte etkili. Örneğin, bir öğretmen her öğrencisinin özel olduğunu düşünüyor ve üniversiteye gitmesini istiyorsa zaten sınıftaki çocukları aklında tutuyor, onları takip ediyor ve zorluk yaşayanı anlıyordur. Ailelerin de sorumluluk üstlenerek onlara zihni açık, önyargısız yaklaşması, öğretmenle işbirliği yapması gerekiyor.

GÜVEN VERİN

Çocuğun davranışındaki ani değişiklikleri öğretmen gözlemleyerek fark edebiliyor. Örneğin kötü ve kirli giyinmesi gibi. Bunlar çocuğun hayatında bir şeylerin yolunda gitmediğini gösterebiliyor. Bu işaretleri çözebilmenin anahtarı ise okuldaki canlı, sağlıklı ve yakın ilişki. Öğretmenle çocuk arasında güven ilişkisi kurulduysa, okulda inanılan bir psikolog varsa, yetişkinler güven verici ilişkiler kurmak için çabalıyorsa, çocuk bunu hissettiğinde her şeyi söyleyecek cesareti bulabiliyor. Bu süreçte “Zor, tuhaf davranışları olan çocuk” diye onları etiketlememek gerekiyor. İstenmeyen davranışları gördüğümüzde, “Acaba evde yolunda gitmeyen bir şey mi var?” diye düşünebilmek önemli.

İlişkileri iyileştirmek önemli

İngiltere’de çocuklar psikologlara çok fazla götürülmüyor. Bir psikoloğa gidildiğinde uzman anne-babaya yardımcı olacak biçimde bir içgörü kazandırıyorsa bu iyi. Ama birtakım testler yapıp sorun tespit ediyor ve bunu ebeveyne söylüyorsa kötü. Çünkü bu kez anne-baba “Bir problem var. Ben ne yapacağım?” diyor. Problemi tespit etmek için değil, ilişkileri iyileştirmek, geliştirmek üzere alınacak psikolojik destek kıymetli. Öğrencide bir sıkıntı varsa okulda çalışanlarla birlikte ortaya çıkarılabilir. Çocuğu psikolog değil, öğretmen bütün gün görüyor. Bu yüzden okulların güçlendirilmesi, öğretmene daha çok değer verilmesi, sistemin bu yönde olması önemli. Öğrenme güçlüğü, hiperaktivite gibi durumlarda çocuk ve ergenlere ilaçlar yazılıyor. Ancak daha yetişkin olmadılar, gelecekte ne olacaklarını, uzun vadede bu ilaçların onların beyinlerindeki yan etkilerini henüz bilmiyoruz. Bu yüzden kliniğimizde çocuklara çok az ilaç veriliyor.

İngiltere’de kimse unutulmuyor

Çocuklara nitelikli eğitim vermek gerekiyor. Onlarla sağlıklı ilişki kurulamadıysa geri bildirimin de anlamı olmuyor. Araştırmalar gösteriyor ki, onların nasıl düşündüğü üzerine kafa yormak önemli. Örneğin İngiltere’de çocuklara fotoğraf makinesi veya kamera verilerek, evden ayrıldığı andan itibaren okula kadar yaptığı yolculuğu çekmesi istendi. Amaç çocuğun gözüyle görebilmekti. İngiltere’deki okullarda öğretmen derse yalnız girmiyor, yardımcıyla katılıyor. Sınıfta özel durumu olanlar dahil hepsi takip ediliyor, kimse unutulmuyor.



YORUMLAR

En yeni ve güncel etkinlikler için bizi takip edin