Forum | Sınıf Öğretmeniyiz Biz | Sınıf Öğretmenlerinin Kaynak Sitesi | http://www.sinifogretmeniyiz.biz
Hediye Kampanyamız:En fazla puan toplayan 3 kişiye 400TL'lik hepsiburada hediye çeki hediye ediyoruz..

Bu Çığlığı Duyuyor Musun ???



Deniz  Deniz 
Çalışkan Üye - Öğretmen
- (ogretmen12)
Cevap:Bu Çığlığı Duyuyor Musun ??? (5.7.2013 18:43:51)

Bir çığlık yükseliyor Artvin'in eşsiz vadilerinden HES projeleriyle yok olmamak için;
Bir çığlık yükseliyor derinlerden, bir kadın daha vurulmasın diye sokak ortasında;
Bir çığlık yükseliyor Gediz'den, Ergene'den, Munzur'dan;
Bir çığlık dalga dalga büyüyor, duyuyor musun ?

Doğa kendinden çalınanı er geç geri aldı, bundan sonra da alacak elbet. Ama o her sabredişinde, attığı her sessiz çığlıkta tıkadık kulaklarımızı, çevirdik yüzümüzü..
Sonra... Sonra ne mi oldu ? Tusunami oldu, kasırga oldu, deprem oldu, sel oldu, kuraklık oldu... Ondan aldığımız ne varsa gerisin geri aldı canlarımızla birlikte...

Bu forumda duyduğumuz çığlıkları paylaşalım istedim. Gözümüzün önünde olan ama görmezden geldiğimiz ne varsa çıksın ortaya...







İmza:Çünkü tarihin en güzel yerinde, Son sözünü hep direnenler söyler
Bu mesaja teşekkür edenler (4): Şeniz Karaşah, M. Can, Burcu Burcu, Hanife Şimşek,
Şeniz  Karaşah
Bilge Üye - 1.Sınıf Öğretmeni
- (senizkarasah)
Cevap:Bu Çığlığı Duyuyor Musun ??? (5.7.2013 18:50:32)

Teşekkürler Denizim.. Kulakların tıkandığı, görmezden gelinen o kadar çığlık var ki.. Sözde yasa ile korunur görünen çocuklarımızın çığlıkları, tecavüze uğrayan çaocukların çığlıkları, tuhaf olan da olayı yapan değil de mağdur olanın hor gürülmesi, suçlu bulunması, suçu işleyenlerin elini kolunu sallayarak geziyor olmaları..   Ya tecavüzcüsü ile evlendirilmesi veya ondan olacak çocuğu dünyaya getirmeyi zorunlu tutmak..... Allah'ım nasıl bir Dünyada yaşıyoruz? Bu nasıl bir zulümdür, işkencedir, bir çocuk için?????

İmza:
Bu mesaja teşekkür edenler:(1): Hanife Şimşek,
Deniz  Deniz
Çalışkan Üye - Öğretmen
- (ogretmen12)
Cevap:Bu Çığlığı Duyuyor Musun ??? (5.7.2013 18:53:15)

Hükümetin toplamda 600 MW ile sınırlandırdığı güneş enerjisine, 500 yatırımcıdan toplam 8.9 GW'ı bulan 500 farklı müracaat geldi. Hükümetin 2023?e kadar kurulu güneş enerji santral hedefi sadece 3 GW.

5 günde 500 müracaat
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu 500 KW üzeri kapasiteli proje müracaatlarını davet ederek, 10 Haziran'da Türkiye'nin güneş enerjisi programını başlattı. 14 Haziran?da son bulan güneş enerji ihalesine beş günde içinde İspanyol, İtalyan, İngiliz ve Alman şirketlerinin yanı sıra, Türkiye'den Fiba-Enerjisa, Zorlu, Aksa, Çalık, Bereket ve Boydak tarafından toplam 500 müracaat gerçekleşti. Hükümetin 600 MW ile sınırlandırdığı güneş enerjisine, 500 yatırımcıdan toplam 8.9 GW'ı bulan 500 farklı müracaat geldi.



Yatırımcı şikayetçi
Güneş enerjisine belirlenen limitten bir çok yatırımcı şikayet ediyor. Oysa kömür ve doğal gaz kapasitesi için böyle bir limit yok. Hükümet, 2023?e kadar kurulmuş 3 GW güneş enerjisi hedeflediğini açıkladı, ancak Türkiye?nin güneş potansiyelini göz önünde bulundurulduğunda bu hedef oldukça düşük. Aynı zamanda 2023?e kadar 3 GW güneş enerjisi hedefi, hükümetin büyümekte olan yerli kaynaklardan yurt içi elektrik talebini artırmayı amaçlayan genel politikası ile çelişiyor.

Hükümetin fırsatı görmesi gerekiyor
Güneş enerjisi Türkiye için büyük bir fırsat. Enerji geleceğini düşünen bir hükümetin bu fırsatı göz adı etmek gibi bir lüksü yok. Hükümet destek yerine, zorlaştırıcı düzenlemeler uyguluyor. Buna rağmen, yatırımcılar güneş enerjisini hayata geçirmek istiyor. Güneş enerjisinin getireceği fırsatlar, iş potansiyeli, enerji bağımsızlığı ve teknoloji gelişimi Türkiye'nin enerjide güçlü bir aktör olmasının tek yolu. Bu yolu seçmek yerine sınırlı ve kirli kömür yatırımları ya da nükleer gibi tehlikeli ve pahalı enerjilere yönelmek kısa vadeli ve sürdürülemez bir enerji yol haritası. Artık dünyanın benimsediği enerji trendlerini görerek vakit kaybetmeden Türkiye'den yatırımcıların da desteklediği bu stratejiye yönelmek gerekiyor.

( Alıntı )

İmza:Çünkü tarihin en güzel yerinde, Son sözünü hep direnenler söyler
Bu mesaja teşekkür edenler:
Aslı  Yılmaz
Tecrübeli Üye - 4.Sınıf Öğretmeni
- (tayper35)
Cevap:Bu Çığlığı Duyuyor Musun ??? (5.7.2013 20:34:14)

'RES'ler de HES'ler kadar doğayı tahrip ediyor.'
Karaburun Sarpıncık ve Yaylaköy sınırları içinde Rüzgar Enerji tribünleri kurmak için 2000 zeytin ağacının kesilmesi, meraların şirketlere devredilmesi gibi örneklerin çoğalması temiz enerji tartışmasını yeniden başlattı. Üzüm Sen Genel Başkanı Adnan Çobanoğlu, sorunu yaşayanlardan Mustafa Şenbahar ile yaşananlar üzerine bir söyleşi gerçekleştirdi.




Karaburun'un Yaylaköy'ü yerleşik hayata geçmek isteyen Yörükler 300 yıl önce kurmuşlar. Köyde keçi kırkım şenlikleri, hıdrellez şenlikleri gibi Yörük gelenekleri hala devam ediyor. Hıdrellez şenliklerinde hayvanlar kesilip kazanlar kuruluyor, höşmerim tatlısı yapılıp köy meydanında kurulan sofralarda hep birlikte yeniyor. Kadınlar önemli günlerde Yörük giysilerini giyiyorlar.10 sene öncesine kadar gelinler at sırtında yeni evine geliyormuş. Köyde artık göçerlik yok. Ancak köyün 7-8 bin baş kayıtlı keçisi var. Mustafa Şenbahar köyden bir Yörük kızıyla evlenmiş ve oda Yaylaköy'lü olmuş. 2006 yılında köyden 4 kişi ile birlikte köy sınırları içindeki hazine arazisine zeytin ağacı dikmek ve zeytin desteğinden yararlanmak için müracaat etmişler ve hazineden araziyi kiraladıktan sonra Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'ndan zeytin desteği alarak ağaçlandırmışlar. Zeytin ağaçları 4-5 yaşına geldiğinde ise ağaçlandırdıkları arazideki zeytinlerin bir kısmı RES kuran şirket tarafından sökülmüş Mustafa Şenbahar'la bu süreci konuştuk.



Adnan ÇOBANOĞLU - Nasıl oldu sizin hazine arazisini zeytin ağacı dikmek için kiralamanız?



Mustafa Şenbahar - Bizden önce köy dışından farklı kişiler değişik şirketler kurarak zeytin desteği almak için binlerce dönüm araziyi hazineden 150 yıllığına (10 yıllık periyotlar halinde) kiraladılar. Bizim köyde 7-8 bin baş keçimiz var. Bu şirketler araziye kiraladıktan sonra hayvanlarımız için keçi yolları bırakmadıklarından dolayı keçilerimizi otlatamaz hale geldik. Bu durum bizi rahatsız etti. Köyümüz sınırları içindeki hazineye ait 163 ada 37 nolu parsele de 5 ayrı şirketin müracaat ettiğini duyduk. Köyden 5 kişi bir araya gelip bu araziye bizde zeytin dikmek için talip olduk.




Adnan ÇOBANOĞLU - Peki verdilermi bu araziyi size?



Mustafa Şenbahar - Milli Emlak tebligatına göre öncelik köylüye ait olduğu için bizde bu köyün insanı olduğumuzdan 900 dönüm araziyi bize kiralamak zorunda kaldılar.



Adnan ÇOBANOĞLU - Siz araziyi kiraladıktan sonra ne yaptınız?



Mustafa Şenbahar - Orman Ağaçlandırma Şube Müdürlüğü projesiyle 550 dönüm araziyi Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı teşvikiyle Ayvalık yağlık zeytin diktik. 400 dönüm araziyi keçilerimizin rahat otlayabilmesi için hayvan yolu olarak bıraktık. 3 adet kille sıkıştırılmış gölet yaptık.2007 den itibaren göletlerden zeytinleri suladık. Tabii bu zeytinleri dikerken de bürokrasi bize oldukça fazla zorluk çıkarttı.



Adnan ÇOBANOĞLU - Ne gibi zorluklardı bunlar?



Mustafa Şenbahar - Arazinin zeytinciliğe uygun olup olmadığını belirlemek için Orman Ağaçlandırma Şubesi ve Zeytincilik Araştırma Enstitüsü araziden toprak numuneleri alır, daha önce arazi kiralayan şirketlerin arazilerinden kürek ile toprak numunesi alınırken bize kepçe getirtip kepçe ile kazarak toprak numunesi aldılar.



Adnan ÇOBANOĞLU - Kepçe ücretini kim ödüyor?



Mustafa Şenbahar - Tabiî ki bize ödettiler. Amaç, bizi yıldırıp, projemizden vazgeçirmek.



Adnan ÇOBANOĞLU - Ama sonunda projenizi uygulayıp zeytinleri dikmişsiniz.



Mustafa Şenbahar - Evet diktik ama yaşadığımız zorluklar bununla bitmedi;2009 yılında Lodos Elektrik üretim A.Ş. Karaburun Asliye hukuk mahkemesine bu arazimizin bir kısmı için acele el koyma, kamulaştırma davası açtı. Asliye Hukuk Mahkemesi davayı reddetti. İtiraz edip Yargıtay'a gitti.Yargıtay itirazı reddetti.



Adnan ÇOBANOĞLU - Ne güzel mahkemeyi kazanmışsınız. Peki, mahkemeyi kazanınca sorununuz çözüldü mü?




Mustafa Şenbahar - Ne gezer? Mahkemeyle arazimize el koyamayan şirket; nüfusunu kullanarak kiralama sözleşmesini maliyenin feshetmesini sağladı. Sözleşme maddesinde (Kamu kurumlarının ihtiyacı olduğunda kontrat tek taraflı feshedilir) maddesini gerekçe göstererek bu şirket lehine kontratımızı feshedip bu arazinin 74 dönümünü bu şirkete kullanım hakkı verildi. Biz karşı çıktık, İzmir'de dava açtık dava devam ediyor. Ancak şirket davaya rağmen RES'lerin inşaatına devam ediyor. Binbir emekle yetiştirdiğimiz 5 yaşındaki 2000 adet zeytin ağacımızı söktü. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı teşvikiyle dikilen bu zeytinler gene Tarım ve Köyişleri Bakanlığının izniyle Tarım arazisinin amaç dışı kullanımına izin verildiğinden dolayı yok edildi.

Sanki zeytinleri de biz sökmüşüz gibi Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı firmanın söktüğü 2000 adet zeytinin parasını bizden istiyor. Bize Ankara 8.idare Mahkemesinde dava açtı. Dava sürüyor.



Adnan ÇOBANOĞLU - Doğru anlamış mıyım? Zeytin ağaçlarını RES şirketi yok ediyor, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı sökülen zeytin ağaçlarının parasını sizden mi istiyor?



Mustafa Şenbahar - Evet doğru anlamışsınız, trajikomik bir olay ama aynen böyle. Kültür Bakanlığı Yörük kültürünü korumak adına Keçi kırkım şenliği yapılmasını teşvik ediyor. Enerji Bakanlığı, Çevre ve Ormancılık Bakanlığı, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı keçi meralarını RES firmalarına tahrip ettiriyor. RES onaylarından sonra kadimden beri kullandığımız meralarımızın bir kısmını RES firması tahrip etti. Köyümüzde kayıtlı 7000 adet keçi mevcut Karaburun'da 30-40 bin civarında keçi mevcut. Bu keçilerimiz nerede otlayacak? Karaburun yarımadasının 13 köyünden Kadastro 17-18 yıl önce geçti. Ancak köylerin tespitli tapulaştırılmış bir merası mevcut değildir. Bizim köyün merası ise baskılarımız sonucu yeni askıya çıktı (mera tespiti yapıldı).Tabi RES firmasının yok etmediği araziler için. Diğer köylerin meraları ise hiç tespitli değil.



Adnan ÇOBANOĞLU - Geçen yıl bazı keçilerinizin hastalanıp öldüğü söyleniyor.



Mustafa Şenbahar - Evet doğru. RES inşaatının yapıldığı yollar sulanmadığı için yollardaki tozların keçilerin ciğerlerine kaçması sonucu 100 civarında keçimiz telef oldu.



Adnan ÇOBANOĞLU - RES'ler için ÇED raporu gerekmiyor mu?



Mustafa Şenbahar - 10 megavat üzeri üretimler için ÇED gerekliyken bizim köydeki şirket 240 megavat üretim için ÇED gerekli değildir izni alarak ÇED raporu almadan çalışma yapıyor.



Adnan ÇOBANOĞLU - Kamuoyunda genel kanı RES'lerin ve Güneş Enerjisinin Temiz enerji olduğu şeklinde, siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?



RES enerjisi masum bir enerji değil. Çevreyi tahrip ediyor. RES'i savunanlar Yaylaköyü'ne gelirlerse bu çevre ve doğa tahribatını görebilirler. Gelip baksınlar.

Şirketler çevreci geçinen bilim insanlarının bilgi ve birikimlerini kullanarak RES'lere yandaş topluyorlar. Bu bilim insanları RES mağdurlarını dinleyip rapor yazmıyorlar, öneri getirmiyorlar. Bakanlıklar bizi yok sayıyor, fikrimizi almıyor, bu bilim insanları da bizimle görüşüp fikrimizi almadan RES savunuculuğu yapıyor. RES'lerin HES'lerden bir farkı yok. Doğayı tahrip ediyor. Tarım arazileri, otlak ve meralar yok ediliyor.

RES'lerin üretim sürecinde yarattığı manyetik alanların vereceği zararlar ise hiç dikkate alınmıyor. Bu bilim insanların bunları da araştırıp kamuoyuyla paylaşması gerekir.



Adnan ÇOBANOĞLU - Söyleşiniz için Teşekkürler.



Mustafa Şenbahar - Ben Teşekkür ederim.


İmza:Bazen diyorum kendime; Ne çok DEĞER vermişim DEĞERSİZlere!!!
Bu mesaja teşekkür edenler:
Aslı  Yılmaz
Tecrübeli Üye - 4.Sınıf Öğretmeni
- (tayper35)
Cevap:Bu Çığlığı Duyuyor Musun ??? (5.7.2013 20:40:41)

Köylüler "talan"a isyan etti



06.02.2013 12:00



İzmir Buca'da Karşıyaka Platformu'nun panelinde konuşmacı olarak katılan Can Ataklı, panelin sonunda kendisine dert yanan köylülerin sıkıntılarını köşesine taşıdı. Köylülerin anlattığına göre çevreye kurulan rüzgar santrali yüzünden ciddi bir çevre tahribatı yaşandı.

Can Ataklı köylülerle olan konuşmasını şöyle anlattı:

"(...) Giysilerinden çiftçi olduğu anlaşılan bir vatandaş karşıma geçip hararetle (Toprağımız, tabiatımız elden gidiyor, siz hâlâ siyaset konuşuyorsunuz, bizi de dinleyin, bizim de sorularımızı cevaplayın) diye bağırdı.

O gözler o kadar deliciydi ki anlatamam. Öfkeyle hırsın, korkuyla çaresizliğin, kararlılıkla saflığın bir bileşimi gibiydi.

(Tamam) dedim, (Sizi mutlaka dinleyeceğim, şu kalabalık biraz dağılsın.)

Çeşme Yarımadası'ndaki Karaburun'dan geliyormuş. Tek geçim kaynağı keçi beslemek ve zeytincilik olan bir yörük köyünde yaşıyormuş. Köylerine rüzgâr enerjisi santralleri kurulmuş.



(Acemiydik, memleketin enerjiye ihtiyacı var diye ses etmedik, ama bu rüzgâr santralleri HES'lerden beter. 8 bin keçimiz telef oldu, 2000 zeytin ağacımız kesildi, bizi kandırdılar) dedi.



Anladığım kadarıyla, tarım ve hayvancılık alanları üzerine kurulu rüzgâr enerjisi santralleri doğayı olumsuz etkiliyor. Ancak burada bir de santrali kuran şirketin kendi çıkarı için doğayı bizzat tahrip etmesi de var. Dev direklerin dikilmesi için tarım arazileri tahrip edilmiş, zeytin ağaçları sökülmüş. Su yolları kapatıldığı için keçiler susuz kalmış ve ölmeye başlamış.



Konuyu anlatan mağdur, bölge köylülerinin feryat figan her yeri aradıklarını, rüzgâr enerjisi konusunda uzmanları köylerine getirmek istediklerini ama bir cevap alamadıklarını söyledi.

Önceki gün bu köylerde yaşayanlardan yeni bir mesaj aldım. Şöyle diyorlar: (Selam Sayın Ataklı; ayın birinde Karaburun Parlak, Salman, Sarpıncık köylerindeki rüzgâr enerjisi firmasının halkın katılım toplantısını yaptırmadık. Halk isyanda. 13 köyün muhtarları oradaydı. Sesimizi duyuracak bir tane basın yoktu. Tarih önünde torunlarına temiz bir çevre bırakamayacakları için ve bu kadar tahribatın vebalini onlar da verecektir. Yazık, bazı gazetecilerin iktidar şahıslarını konuk ettiklerinde nasıl yalakalık yaptıklarını görüyoruz. Onlar her devirde bukalemun gibi deri değiştirmişlerdir. Garibandan ne fayda var? Karaburun talan ediliyor. Saygılar.)

İşte böyle. Çevreci tüm örgütleri uyarmak istiyorum. Eğer köylülerin anlatttıkları doğruysa bununla hep birlikte mücade etmemiz gerek. Gideceğimiz başka ülke yok çünkü."


İmza:Bazen diyorum kendime; Ne çok DEĞER vermişim DEĞERSİZlere!!!
Bu mesaja teşekkür edenler:(4): Deniz Deniz, Mahir Emre K., Şeniz Karaşah, Hanife Şimşek,
Deniz  Deniz
Çalışkan Üye - Öğretmen
- (ogretmen12)
Cevap:Bu Çığlığı Duyuyor Musun ??? (5.7.2013 23:37:38)

Sorun el yordamıyla bu işlerin yapılması işte. Adam akıllı kuralları konsa ve herkese ayrımsız uygulansa böyle sorunlar yaşanacağını sanmıyorum. Rüzgar enerjisi için bile -ki temiz enerji kaynaklarından biridir bu - böyle sorunlar yaşanıyorsa bu RES'in zararından değil, bu işi yapanların sorumsuzluklarından ve onların tam denetlenmemesinden kaynaklanıyor.


İmza:Çünkü tarihin en güzel yerinde, Son sözünü hep direnenler söyler
Bu mesaja teşekkür edenler:(1): Şeniz Karaşah,
Şeniz  Karaşah
Bilge Üye - 1.Sınıf Öğretmeni
- (senizkarasah)
Cevap:Bu Çığlığı Duyuyor Musun ??? (6.7.2013 09:41:45)

...
Ekler
-------------------------------------------

1001799_573224669385621_999728479_n.jpg (Gösterim:1)

-------------------------------------------


İmza:
Bu mesaja teşekkür edenler:(2): Deniz Deniz, Burcu Burcu,
M.  Can
Çalışkan Üye - Diğer
- (mcan60)
Cevap:Bu Çığlığı Duyuyor Musun ??? (7.7.2013 12:10:45)

Başlığı, içeriği ve katkı sunanları alkışlıyorum.

İmza:
Bu mesaja teşekkür edenler:(3): Deniz Deniz, Hanife Şimşek, Burcu Burcu,
Deniz  Deniz
Çalışkan Üye - Öğretmen
- (ogretmen12)
Cevap:Bu Çığlığı Duyuyor Musun ??? (7.7.2013 14:31:58)

Teşekkürler Can öğretmenim.
Şeniz ablanın fikriydi, başlığı ben bulunca konuyu da ben açtım.
Burada gerçekten çok nitelikli arkadaşlarımız var. Hatta tüm aktif üyelerimiz gerçekten nitelikli, birikimli insanlar. Eminim duyarlılıklarını buraya da taşıyacaklardır.



İmza:Çünkü tarihin en güzel yerinde, Son sözünü hep direnenler söyler
Bu mesaja teşekkür edenler:(1): M. Can,
Şeniz  Karaşah
Bilge Üye - 1.Sınıf Öğretmeni
- (senizkarasah)
Cevap:Bu Çığlığı Duyuyor Musun ??? (7.7.2013 17:39:25)

Ben daha dar kapsamlı doğa içerikli, doğanın korunması, doğa sorunları içerikli bir başlık bulalım demiştim.. Ben istedim bir göz, Deniz verdi 2 göz.. Çok daha kapsamlı bir başlık buldu.. Çok alçakgönüllüsün Denizim, deniz gibisin gerçekten bilgide kültürde.. İnsan adını taşırmış.. Sen de fazlasıyla taşıyorsun, teşekkürler gülüm

Teşekkürler Can öğretmenim, sitemizde gerçekten Denizimin de dediği gibi çok nitelikli kalbur üstü dostlar var.. Müsait olduklarında mutlaka katkıları olacaktır Ve bitip tükenmek bilmeyecek toplumdaki her yaraya parmak basılabilecek bir başlık oldu

İmza:
Bu mesaja teşekkür edenler:(1): Deniz Deniz,
Şeniz  Karaşah
Bilge Üye - 1.Sınıf Öğretmeni
- (senizkarasah)
Cevap:Bu Çığlığı Duyuyor Musun ??? (8.7.2013 09:42:18)

Söyleyecek o kadar çok şey var ki, açık yüreklilikle konuşamamak o kadar kötü hissettiriyor ki insanı.. Çığlıklarım içimde kalıyor, çoğalan sessiz çığlıklar ise günü gelince çığ olur bunu unutmamalı..

İmza:
Bu mesaja teşekkür edenler:(1): M. Can,

HIZLI CEVAP (5 Üye Puanı)

Cevap Yazmak İçin Giriş Yapın veya Üye Olun
En yeni ve güncel etkinlikler için bizi takip edin