Forum | Sınıf Öğretmeniyiz Biz | Sınıf Öğretmenlerinin Kaynak Sitesi | http://www.sinifogretmeniyiz.biz
Hediye Kampanyamız:En fazla puan toplayan 3 kişiye 400TL'lik hepsiburada hediye çeki hediye ediyoruz..

Bizleri ve Öğrencileri Motive Edici Öyküler ve Hikayeler


Mustafa  A.
Yönetim Ekibi - 4.Sınıf Öğretmeni
- (admin)
Cevap:Bizleri ve Öğrencileri Motive Edici Öyküler ve Hikayeler (13.12.2013 22:24:43)

Bu mesaj, konuyla ilgili önemli bilgiler içerdiğinden sabitlenmiştir ve her sayfada görünür.
Arkadaşlar merhaba, paylaştığımız hikayeleri 5n1k etkinliğine dönüştürüp buradan paylaşalım istedik. Ben yavaş yavaş hikayeleri çevirip buraya ekleyeceğim. Sizler de çevirmek isterseniz ekteki dosyanın birini indirip şablonu kullanabilirsiniz. Emeği geçenlere teşekkür ederim.

Hazırlanan 5n1k çalışmaları
1- Balıkçı Hikayesi - 3.sınıf 5n1k çalışması
2- İyilik Kötülük Metni - 1.sınıf 5n1k çalışması
3- Balonum Metni - 2.sınıf 5n1k Çalışması ve Boyama
4- Motivasyon Hikayesi - 3.sınıf 5n1k çalışması
5- Aslan ve Ceylan Hikayesi -3.Sınıf 5n1k Çalışması
6- İnci Hikayesi - 3.Sınıf 5n1k Çalışması
7-Taş Atan Çocuk Hikayesi - 3.sınıf 5n1k Çalışması
8-Türkçe Antika Sandalye Hikayesi - 5n1k Çalışması
Ekler
-------------------------------------------
5n1k_sablon.docx (Yükleme:101)

-------------------------------------------


İmza:Sınıf Öğretmeniyiz Biz
Bu mesaja teşekkür edenler:(4): Bülent Dinç, Şeniz Karaşah, Hasan Yiğit, Burcu Burcu,
Bülent  Dinç
Aktif Üye - Öğretmen
- (mergup0780)
Cevap:Bizleri ve Öğrencileri Motive Edici Öyküler ve Hikayeler (17.12.2013 21:17:41)

TAŞ ATAN ÇOCUK HİKAYESİ

Genç işadamı, yeni lüks arabasıyla bir mahalleden geçerken yola aniden bir çocuk çıkabilir diye yavaş gidiyordu. Bu esnada arabasının kapısına biri taş attı. Arabasını durdurdu, taşın fırlatıldığı yere geri döndü. Arabadan indi, küçük bir çocuk taşı atmıştı. Çocuğu tuttu ve onu iterek bağırmaya başladı:

- Neden arabama taş attın? Ne yaptığının farkında mısın? Bu yeni bir araba ve atmış olduğun bu taş bana çok pahalıya mal olacak.

Çocuk yalvararak cevap verdi:

- Lütfen efendim. Çok üzgünüm ama başka ne yapacağımı bilmiyordum. Eğer taşı atmasaydım kimse durmayacaktı.

Park etmiş bir arabanın arkasını işaret etti. Çocuk gözyaşları içinde dedi ki:

- Ağabeyim tekerlekli sandalyesinden düştü. Kaldırımın kenarından yuvarlandı, benim için çok ağır onu kaldıramıyorum. Lütfen onu tekerlekli sandalyesine oturtmam için bana yardım edin?

İşadamı son derece duygulandı. Çocuğa yardım etti. Genç adamı kaldırarak, tekerlekli sandalyeye geri oturttu. Mendiliyle, çizik ve yaralarını sildi ve genç adamın ciddi bir yarası olup olmadığını kontrol etti. Küçük çocuk işadamına teşekkür etti:

- Teşekkür ederim efendim, Allah sizden razı olsun.

Genç işadamı, küçük çocuğun, ağabeyini götürmesini uzun süre izledi. Arabasının kapısını hiç bir zaman tamir ettirmedi. Kapıda oluşan çöküğü, hayatta başkalarında yardıma ihtiyacı olacağını hatırlatması için öylece bıraktı.

Hayatın akışına kapılıp giderken insanlar sizin yardımınıza ihtiyaç duyabilirler. Fark etmek için birilerinin taş atmasını beklemeyin.

Taş Atan Çocuk Hikayesi - 3.sınıf 5n1k Çalışması

Ekler
-------------------------------------------
-etkinlikler-3.sinif_turkce_tas_atan_cocuk_hikayes (Yükleme:4)

-------------------------------------------


İmza:
Bu mesaja teşekkür edenler:(2): Şeniz Karaşah, M. Can,
Bülent  Dinç
Aktif Üye - Öğretmen
- (mergup0780)
Cevap:Bizleri ve Öğrencileri Motive Edici Öyküler ve Hikayeler (21.12.2013 16:51:31)

ÖZGÜR KUŞLAR

Küçük kızın babası özgürlüklerin kısıtlı olduğu bir ülkede en ağır siyasi cezaların verildiği bir hapishane de mahkumdu. Her hafta sonu annesiyle birlikte babasını ziyaret için hapishaneye giderdi.

Bir ziyaretinde babasına vermek için özenerek bir resim yaptı ve yanında götürdü. Fakat kontrol esnasında yaptığı resim hapishane kurallarına göre uygun bulunmadı. Çünkü resimde çizdiği kuşların özgürlüğü temsil ettiğini düşünüyorlardı. Hapishanede özgürlük gibi düşüncelere yer yoktu. Bunun üzerine küçük kızın resmini oracıkta yırtmışlardı. Çok üzgün bir şekilde görüşmede babasına resim yaptığını ama izin vermediklerini söyledi. Babası da;

- Üzülme kızım, başka bir resim yaparsın. Bu sefer resminde çizdiklerine dikkat edersin, olur mu?

Küçük kız bir sonraki ziyaretinde babasına yeni bir resim yapıp götürdü. Bu sefer resimde kuşlar yoktu. Bir ağaç ve üzerine siyah minik benekler çizmişti. Bu sefer izin vermişlerdi. Babası resme keyifle baktı ve sordu:

- Hmmm! Ne güzel bir ağaç çizmişsin! Ağacın üzerindeki benekler ne? Elma mı bunlar?

Küçük kız babasına eğilerek, sessizce:

- Hşşşşt! O benekler elma değil, ağacın içinde saklanan kuşların gözleri!..



Hayatın akışında özgürlükleriniz sadece hapishanede değil günlük yaşamınızda da yasaklarla kısıtlanabilir. İnsanların davranışları, en doğal insan hakları yasaklanabilir. Ama zihinleriniz, düşünceleriniz hapsedilemez. Onun içindir ki ilginçtir bir çok yazar, şair en güzel eserlerini fikirleri, düşünceleri nedeniyle mahkum edildikleri hapishanede yazmışlardır.
Ekler
-------------------------------------------

ozgur-kuslar.jpg (Gösterim:5)

-------------------------------------------


İmza:
Bu mesaja teşekkür edenler:
Bülent  Dinç
Aktif Üye - Öğretmen
- (mergup0780)
Cevap:Bizleri ve Öğrencileri Motive Edici Öyküler ve Hikayeler (21.12.2013 16:52:09)

GÖL OLMAK HİKAYESİ

Hintli Bir usta, çırağının mutsuz bir şekilde devamlı her şeyden şikayet etmesinden usanmıştır. çırağına bir ders vermek ister ve çırağını tuz almaya gönderir. Çırak, tuz almaya beni niye gönderdi diye şikayet ederek döner. Usta, bir avuç tuzu bir bardak suya atıp karıştırıp, içmesini söyler.

Çırak, tuzlu suyu içer içmez tükürmeye başlar.
Usta sorar:
- Tadı nasıl?
Çırak öfkeyle cevap verir:
- Tadı berbat, acı
Usta gülümser, çırağını kolundan tutar ve dışarı çıkarır. Az ilerdeki gölün kıyısına götürür ve çırağına bu kez de bir avuç tuzu göle atıp, gölden su içmesini söyler. Suyu içen çırak, ağzının kenarlarından akan suyu koluyla silerken, usta tekrar sorar:
- Tadı nasıl?
Çırak cevap verir:
- Tadı çok güzel, ferahlatıcı
- Tuzun tadını aldın mı?
diye sorar usta,
- Hayır suyun tadından başka tat almadım.
diye cevaplar çırağı. Usta, gölün yanına diz çökmüş olan çırağının yanına oturur ve şöyle der:
- Yaşamda kederler, sıkıntılar tuz gibidir, ne az, ne de çoktur. Sıkıntın olduğunda yapman gereken tek şey sıkıntı veren sorunla ilgili hislerini genişletmektir. Onun için sorunlarla başa çıkarken sen de bardak gibi değil, göl gibi olmaya çalış.
Ekler
-------------------------------------------

gol-olmak-300x201.jpg (Gösterim:5)

-------------------------------------------


İmza:
Bu mesaja teşekkür edenler:
Bülent  Dinç
Aktif Üye - Öğretmen
- (mergup0780)
Cevap:Bizleri ve Öğrencileri Motive Edici Öyküler ve Hikayeler (21.12.2013 16:52:43)

HAYAT DERSİ

Öğretmen mezun olmak üzere olan öğrencilerine okulun son günü son bir ders daha vermek için tahtaya geçiyor. Tahtaya kocaman (1) bir rakamı çiziyor.

- Bu bir rakamı sizin kişiliğinizdir. Uzun emekleriniz, çalışmalarınız sonunda bugün mezun olmayı başardınız.

Sonra (1) birin yanına bir (0) sıfır koyuyor:

- Bu, başarıdır. Başarılı bir kişilik (1) biri (10) on yapar.

Bir (0) sıfır daha koyuyor:

- Bu, sıfır da okul sonrasında yıllar içinde oluşacak tecrübedir. (10) on iken (100) yüz olursunuz. Hayatın akışında yetenek, disiplin, sevgi, saygı? Sıfırlar eklenip böyle uzayıp gider: Eklenen her yeni (0) sıfır kişiliğinizi (10) on kat zenginleştirir.

Öğretmen sonra eline silgiyi alıp en baştaki (1) biri siliyor. Geriye bir sürü sıfır kalıyor ve öğretmen dersin son sözünü söylüyor:

- Kişiliğiniz yoksa veya kişiliğinizden ödün vermişseniz sahip olduğunuz tüm özelliklerin bir anlamı kalmaz.
Ekler
-------------------------------------------

hayat-dersi.jpg (Gösterim:10)

-------------------------------------------


İmza:
Bu mesaja teşekkür edenler:(2): Mustafa A., Hasan Yiğit,
Bülent  Dinç
Aktif Üye - Öğretmen
- (mergup0780)
Cevap:Bizleri ve Öğrencileri Motive Edici Öyküler ve Hikayeler (24.12.2013 08:41:42)

YABAN KAZLARI

Yaban kazları ?V? şeklinde uçarlar. Bilim adamları kazların neden bu şekilde uçtuklarını araştırmışlar. Araştırma sonucunda su verilere ulaşmışlar;

?V? şeklinde uçulduğunda, uçan her kuş kanat çırptığında, arkasındaki kuş için onu kaldıran bir hava akımı sağlıyormuş. Böylece ?V? seklinde bir formasyonda uçan kaz grubu, birbirlerinin kanat çırpışları sonucu ortaya çıkan hava akımını kullanarak uçuş menzillerini yüzde yetmiş oranında uzatıyorlarmış. Yani tek başına gidebilecekleri maksimum yolu grup halinde neredeyse ikiye katlıyorlarmış.

Bir kaz, ?V? grubundan ayrıldığı anda uçmakta güçlük çekiyor. Çünkü diğer kuşların oluşturduğu hava akımının dışında kalmış oluyor. Bunun sonucunda, genellikle gruba geri dönüyor ve yoluna grupla devam ediyor.

?V? grubunun başında giden kaz hiç bir hava akımından yararlanamıyor. Bu yüzden diğerlerine oranla daha çabuk yoruluyor. Bu durumda yorulunca en arkaya geçiyor ve bu defa hemen arkasındaki kaz lider konumuna geçiyor. Bu değişim sürekli yapılıyor; böylece her kaz grubun her noktasında yer almış ve aynı oranda yorulmuş oluyor.

Uçuş hızı yavaşladığında gerideki kuşlar, daha hızlı gitmek üzere öndekileri bağırarak uyarıyorlar.

Gruptaki bir kus hastalanırsa veya bir avcı tarafından vurulup uçamayacak duruma gelirse; düşen kusa yardım etmek üzere gruptan iki kaz ayrılıyor ve korumak üzere hasta veya yaralı kazın yanına gidiyor. Tekrar uçabilene (veya eğer ölürse, ölümüne kadar) onunla beraber yaralı kuşu asla terk etmiyorlar. Daha sonra kendilerine başka bir kaz grubu buluyorlar.

Hiçbir kaz grubu, kendilerine bu şekilde katılmak isteyen kazları reddetmiyor.

İnsanlar, kazlarının bu düzenini örnek alsaydı;

Belli bir hedefe ulaşmak için bir araya geldiklerinde, birbirlerinden destek alarak hedeflerine daha kolay ve çabuk erişirlerdi.

Aynı yöne giderken bilgi alışverişini ve işbirliğini sürekli kılardı.

Görevlerini, yeri ve zamanı geldiğinde başkasına bırakmak gerektiğini bilirdi.

İlerlemek ve yol almak için başkalarının uyarılarına gereksinim duyardı.
Ekler
-------------------------------------------

yaban-kazlari.jpg (Gösterim:3)

-------------------------------------------


İmza:
Bu mesaja teşekkür edenler:(3): Hasan Yiğit, Şeniz Karaşah, Burcu Burcu,
Hasan  Yiğit
Tecrübeli Üye - 4.Sınıf Öğretmeni
- (10255672266hy)
Cevap:Bizleri ve Öğrencileri Motive Edici Öyküler ve Hikayeler (24.12.2013 09:03:36)

Yine senden sonrakilere yardımların devam ediyor.Tebrikler Dinç arkadaşım.

İmza:Akıllı toplumlarda uyanan düşünceler kolay,kolay uyumaz.
Bu mesaja teşekkür edenler:(1): Bülent Dinç,
Bülent  Dinç
Aktif Üye - Öğretmen
- (mergup0780)
Cevap:Bizleri ve Öğrencileri Motive Edici Öyküler ve Hikayeler (24.12.2013 09:53:38)

çok Teşekkürler Hasan Hocam.

İmza:
Bu mesaja teşekkür edenler:
Şeniz  Karaşah
Bilge Üye - 1.Sınıf Öğretmeni
- (senizkarasah)
Cevap:Bizleri ve Öğrencileri Motive Edici Öyküler ve Hikayeler (24.12.2013 10:23:24)

Fincan Takımı - 5N1K
Ekler
-------------------------------------------
fincan_takimi_metni_5n1k_calismasi.pdf (Yükleme:8)

-------------------------------------------


İmza:
Bu mesaja teşekkür edenler:(1): Bülent Dinç,
Bülent  Dinç
Aktif Üye - Öğretmen
- (mergup0780)
Cevap:Bizleri ve Öğrencileri Motive Edici Öyküler ve Hikayeler (29.12.2013 22:31:26)

MUTLULUK HİKAYESİ

Hayatı boyunca mutlu olmadığını fark eden bir adam, artık mutlu olmak istiyorum demiş ve aramaya koyulmuş. Ne yaptıysa da mutluluğu yakalayamamış. Kimden yardım istesem diye düşünürken, uzak bir diyarda, zengin bir bilgeyi önermişler. Bu bilge aklı, bilgisi ve malı ile ün salmış zengin birisiymiş. Kim yardımına gelse sorularına cevap verip derdine derman bulmadan geri göndermezmiş.

Bu bilgeden yardım istemeye, mutluluğu nasıl yakalarım diye sormaya karar vermiş. Uzun bir yolculuktan sonra bilgeyi bulmuş, ancak kapısında derdine derman arayanlardan oluşan çok uzun bir kuyruk varmış. Bilgenin gerçekten sorusuna doğru cevap vereceğine inanmış, beklemeye başlamış.
Sonunda sıra ona da gelmiş ve bilgeye mutluluğu nasıl yakalarım diye sormuş. Bilge bu soruyu cevaplarsa sıradaki diğer insanların beklemekten sıkılacağını düşünmüş, adamlarından bir kaşık istemiş ve içine iki damla yağ damlatmış sonra demiş ki:
- Sarayımın her yerini gez ve sonra tekrar gel ama sarayımı gezerken yağı dökmeden bu kaşığı ağzında taşıyacaksın.
Adam sorusuna hemen cevap alamadığı için biraz şaşkın tamam demiş, sarayı gezmiş gelmiş bilge bakmış yağ hala kaşıkta, demiş ki:
- Aferin yağı dökmemişsin güzel, peki sarayımın güzelliklerini anlat bakalım, sarayımda neler gördün.
Adam yağı dökmeyeceğim diye uğraşmaktan pek dikkat edememiş, bir şey diyememiş. Sonra bilge:
- Olmadı, yağı dökmeden, kaşığı tekrar ağzında taşı, bu sefer sarayımdaki güzelliklere dikkat et, sonra tekrar gel.
Adam ne yapalım diyip tekrar kabul etmiş. Her yeri gezmiş, bu sefer sarayın güzelliklerinden çok etkilenmiş. Sonra ağzında kaşıkla gene bilgenin yanına gelmiş. Bilge sormuş:
- Sarayımın güzellikleri gördün mü, anlat bakalım.
Adam bu sefer hayran kaldığı güzellikleri anlatırken bilge onun sözünü kesmiş ve demiş ki:
- Güzel, peki ama yağ nerede?
Adam sarayı hayran hayran dolaşırken yağı tamamen unutmuş, utana sıkıla bilgeye demiş ki:
- Şey? yağı dökmüşüm.
Bilge bizimkine anlamlı bir bakış atmış ve demiş ki:
- Mutluluk hayatın bütün güzelliklerini yaşamak, tadını çıkarmak ve sorumluluklarına, kaşıktaki yağ gibi sahip çıkmaktır.

Adam mutluluğun sırrına ulaştığı için sevinmiş, bilgeye teşekkür etmiş ve bilgenin huzurundan ayrılmış.

İş yerinde başarılı olmak ama hayatın sadece işten ibaret olmadığını bilmek, sevdiklerinle gülüp oynamak vakit geçirmek ama geçim sorumluluğunu ihmal etmemek. Mutlu insan, daha nice güzellikler ve sorumluluklar içinde hayat cambazı olarak dengeyi bulandır.
Ekler
-------------------------------------------

beylerbeyi-palace.jpg (Gösterim:1)

-------------------------------------------


İmza:
Bu mesaja teşekkür edenler:(1): Hanife Şimşek,
Bülent  Dinç
Aktif Üye - Öğretmen
- (mergup0780)
Cevap:Bizleri ve Öğrencileri Motive Edici Öyküler ve Hikayeler (30.12.2013 21:28:29)

BEN O ÇOÇUKLARI ÇOK SEVDİM

Bir profesör sosyoloji sınıfındaki öğrencilerini Baltimore şehrinin kenar mahallelerine göndermiş ve o bölgede yaşayan 200 erkek çocuğunun durumlarını araştırmaları ve her bir çocuğun geleceği hakkında bir değerlendirme yapmalarını istemişti.Öğrenciler, hemen hepsi bu çocukların gelecekte hiçbir şanslarının olmadığını dile getirmişlerdir.Bundan tam yirmi beş yıl sonra bir başka sosyoloji profesörü tesadüfen bu çalışmayı buldu ve öğrencilerden bu projeyi sürdürmeleri ve aynı çocuklara ne olduğunu araştırmalarını istedi.Öğrenciler o bölgeden taşınan yada ölen 20 çocuk dışındaki 180 çocuktan 176?sının olağanüstü bir başarı gösterip avukat doktor yada iş adamı olduklarını ortaya çıkardılar Profesör çok etkilenmişti ve bu konuyu izlemeye karar verdi. Birer yetişkin olan o çocukların hepsi o bölgede yaşadıkları için her biriyle buluşma şansı oldu ?o koşullarda nasıl bu kadar başarılı oldunuz?? sorusuna verdiği cevap hep aynıydı?mahalle okulunda bir öğretmenimiz vardı onun sayesinde. Profesör bu öğretmen i çok merak etmişti hala hayatta olduğunu öğrendiği yaşlı öğretmenin izini bulması zor olmadı kendisini ziyaret etmek için evine kadar gitti. Karşısında yılların yüzüne eklediği kırışıklara rağmen hala dinç duran bir yaşlı kadın buldu.Merakla yaşlı kadına bu çocukları kenar mahallelerden kurtarıp başarılı birer yetişkin olmalarını sağlamak için kullandığı sihirli formülün ne olduğunu sordu.?Yaşlı öğretmenin gözleri parladı ve dudaklarının kenarında bir gülümseme belirdi: ?çok basit? dedi
BEN O ÇOÇUKLARI ÇOK SEVDİM
Ekler
-------------------------------------------

7600423.jpg (Gösterim:3)

-------------------------------------------


İmza:
Bu mesaja teşekkür edenler:(1): Hasan Yiğit,

HIZLI CEVAP (5 Üye Puanı)

Cevap Yazmak İçin Giriş Yapın veya Üye Olun
En yeni ve güncel etkinlikler için bizi takip edin